continent

• sabancı'nın satın aldığı yer, carrefour'laşan mekan.
• şehirlerarası araba yolculuklarında duyduğum, metropolis ile 1984 karması noir bir sci-fi 'dan fırlamışa benzeyen radyo reklamı cingılıyla kulaklarımda çınlamaktadır ismi onun...
  
  "continent
  daha hesaplısı yok
  akıllı alışveriş
  continent"
  
  bir ses bu kadar mı robotik, bu kadar mı duygusuz olur yarabbim... sanırsın t-1000 yedek parça imalat atolyesi!
  
  ha bi de... ingilizcede kıta demek.
• (bkz: continental)
• promodes in hipermarketleri idi.
• ingilizcede az kullanılan bir yan anlamı da iffetlidir.
• yıllar önce radyo reklamlarında şu şekilde ürünlerinin tanıtımı yapılan yerdi:
  
  "continent'ten büyük indirim, continent'te bir kilo pirinç sadece 50 bin lira. continent hipermarket avcılar'dan sonra sağda."
  
  burada tuhafıma giden ve yıllardır çözemediğim nüans ise "avcılar'dan sonra sağın" neresi olduğuydu.
• kuzey avrupa.
• gerçek anlamdaki ilk süpermarket olma özelliğini, tüm o büyüklüğü, ucuzluğu ve ihtişamına rağmen, kredi kartı kabul etmemesi nedeniyle kazanamamıştı.
• beylikdüzü migros'la birlikte gittiğimiz iki büyük marketten biriydi. sonra satıldı carrefour oldu. çok büyük olarak kalmış aklımda. belki çocukluğun etkisi bilmiyorum. hayatımda ilk ve tek sefer içeride çikolata yiyip çıkarken barkodu okutup parasını vermiştik. ben çok utanmıştım hemen biri gelip hoop noluyo dicek diye düşündğümden tad bile alamamıştım, bi daha da yapmadım zaten öyle saçmalıklar. sanırım şu an mediamarkt var yerinde, emin değilim ama.
• yıllar sonra bile hatırlanan jingle'ı ile firmanın nasıl bir beyin altı işlemesi yaptığını varın siz düşünün.