• ortabati'nin gorkemsiz katedrali st louis vilayetinin konuslandigi meridyenden yeryuzune sallandirilmis merdivenin ucuna konuslu, meluncan edip tudor'un islettigi butik otel. yolumuz dustu kinkyville kentucky yolunda, oradan belledik. isimiz yok, otelin bari henuz acilmamis, geldik not dustuk.
    otelin dibine yedi kat otopark kazili, oradan kabul ettiler bizi huzurlarina. arabamizi alan fisimizi veren yok. edepsiz edip ortalarda yok, adanada palindromik pideler yiyor, goz buyutuyor. geber edip. otelin dibinde huzunlu bekliyoruz. valizleri almaya gelmeyenler arabayi almayanlarla ayni takimda in cin topu pesindeler. samsonite ve delilah valizlerimizi suruduk, tudorunu durttumunun otelinin rutubetli sicak, egzoz ve yanik lastik kokulu garajindan daha otelimsi katlara cikisin yolunu aradik.
    garajin salyangozumsu guzergahina itinayla gizlenmis bir cift asansor kapisi heyecanla kanat cirptilar. ilk valizi istahla yutup dorduncu kattan bir pustun hizmetine kostular. elimizde patlayan ikinci valiz kufurlendi duruma pat diye aciliverdi dikis yerlerinden. yere sacildi ordekli donlarimiz, tavsanli prezervatiflerimiz. otel garajinda bavul ticareti yapmaya gelmis sali pazari saticisi gibi kalakaldik asansorun kapisinda. hizla tikistirmak icin sacilanlari sacildiklari yerlere, egildik, davrandik tezgahi toplamaya. egildigimiz yerde yorgunuz, otele uyumak bilinciyle geldik; ibne edip otelin batasica. dorduncu kattaki pust bizden iyi anliyor otis asansorun dilinden, tahminimiz diliyle yalamali basiyor asagi yukari oklu dugmelere. aniden onumuzde beliriverdi nazli asansorun kapisi acilinca. once ciplak ayaklarina sonra abide-i bacaklarinin bal bronzluguna takildi "tilt up" gozlerimiz. egildigimiz yerde yorgun ama nemfomanyagiz artik. meger dorduncu katta pustlar degil, gecenin bir yarisi ciplak ayak otelden kacmaya calisan amazon yirtmacli, ahtapot gozlu vahsi huriler kaliyormus. bu hos rastlantiyi bos bir kasede kaydetmeye cabalarken son donu da bavula sokusturduk. portekizce gulumsedi amazon. aksanli portekizce yanitladi falfincanitasi gozlerimiz. iki gozumuz, ciplak ayaklisiniz, garajin katrani bulasacak porselen topuklariniza, buyrun su koseye sacilmis plaj terliklerimizi giyin, bakin unutmusuz onlari zaten disarida. gulumsesti. kosarak uzaklasti karanlik garajin salyangoz topografisinde kayboldu gitti.
    cheshire oteli guzel yuzunu gosterdi bu bahtsiz yolcuya. neseyle kaydiriverdik dertli toplu valizimizin tekerleklerini asansorun iclerine. simetrik sempatik kapilar birbirleriyle kaynastilar. tekrar ayrildiklarinda karsimizda bir alaska ayisi belirdi. ici doldurulmus boz alaska ayisi resepsiyon tezgahinin arkasina konuslandirilmis. tudor otelin avcilik temasina cila olmus. ici baska bir alkolle dolu diger ayi resepsiyon gorumlusu somurtuk aldi bilgilerimizi. otelin tematik odalarindan birini secmemizi kukredi. bordello odasini sectik.
    ahsap tokmaklari koc kafasina yontulmus asansorun basina yazildik tekrar. dorduncu kattaki huriler oteli bosaltmislar, bildigimiz pustlar tekrar asansoru mesgul etmekteler. bir sigara ucu kizartmistik ki aciliverdi nazli kapilar yeniden, bu sefer besmeleyle suruduk iki valizi eszamanli.
    otelin duvarlarinda av kopekleri havliyor. kirmizi gibi kana bulanmis otelin cinayet gunlugu halilari, derisi kalkmis tozlu ciltler koridor boyu raflarda, hepsi avciliktan dem vuruyor. tilkiler siritiyor kose baslarinda. (bu otel de batacak mi palidromik ey edip, st louis'de pide yok, cheshire kedisi mark'in elinden bir martini ic, susamis gonulleri kiymikli buzlarin arasindan seyreyle). komik barmen mark pollman'in barini gormeye geldik cheshire inn oteline, edip abinin avcilik merakindan hic haberimiz yoktu. odamiza henuz yerlestik ki iyi haber tez geldi. bar acilmis. acele dus, acele don degistirmece, acele bir martini mark.
    mark'in barinin ismi otelinkinden ayri, fox and hounds. av metaforlari yine duvarlarda, fakat barda yer yok. gec acilan bir bar aniden nasil doluyor haberimiz yok. avusturya macaristan imparatoru sakalli ama aslen omaha'li biftek tuccari dean'in yanina ilistik mecburen. iri lokma laf ebeligiyle his isimiz yok dean martini icmeye geldik avci barina. dean sus pus. barin arkasindaki aynanin aksine iki av kopegi yerlesmis. yanlarinda ici doldurulmus sulunler, parlak asker migferleri, suslu kiliclar ve barin uzerine tunemis oliver twist gravurleri martiniye limon kiviriyor. yeni dunyanin parasini donduren sehirden sehire ucucu yanki saticilarin topladiklari millerden arttirdiklariyla konuslandiklari bu hic tanismazliklarin bulusma mabedi, yani, fox and hounds bari, utopisi kocaman gizli bir bahce, orta batinin tam ortasinda st louis vilayetinde.
    mark'in isi barmenlik, hobisi bulmacali ickiler karistirmaca. nerden geldik bu bara, bir zamanlar ve hala, hem de soldan saga dunyanin cografi merkezi neresidir? sorgusuna baslamadan once musterilerinin ickisine akil karistiriyormus, irz dusmani mark.
    soru; dunyanin hangi barinda ictin bu martiniyi? cevap, hep bir agizdan, ulu manitu deli kimyager cheshire kedisi mark'in barinda, kor ama beyaz piyanist kalbini san fransisco'da unuturken. soru; dunyanin en kor piyanisti bill bu barda kac yildir ayni sarkilari soyluyor? cevap; kor piyanist kill bill takma gozune kacan pipo dumaninin acisiyla otuzbes yildir her aksam tekrar tekrar gomuyor umutlarimizi. bill bu aksamki programina da ayni sarkiyla basladi. evden kacan kucuk kedisi icin besteledigi bir e e cummings guftesi.
    why did you go
    little fourpaws?
    you forgot to shut
    your big eyes.

    where did you go?
    like little kittens
    are all the leaves
    which open in the rain.

    little kittens who
    are called spring,
    is what we stroke
    maybe asleep?

    do you know?or maybe did
    something go away
    ever so quietly
    when we weren't looking.

    cheshire otelinin tematik odalarinda konaklamak isteyen talihli yeni dunya saticilari iki aksam icin ekstradan yuzer dolar uclanmak zorundalar. tematik oda m, bordello suiti: bordo bulamacli, altin sarisiyla burgulu islemeli kadife perdeler cepecevrelemis kralice ebatli yatagimi, odanin ortasinda basucu lambasinin hatiri icin duruyor los los. uzanirken balon bardaginizi sisirip konyak yudumlayabileceginiz bir ask sofasi karsi duvara ilistirilmis, bir van gogh egretisi. oda perspektifini kaybediyor, diye resepsiyona telefon acanlari susturmaya gelen iki adamlari var, onlar da bordo kadife ceketli, nazik huylu ve iri yumruklu. otelin bu odasinda kalan herkes icin otel ucsuz bucaksiz bordo. ayri koridorlardan ulasilan iki kucuk suitin birlestirilmesiyle sizlatilmis otelin tudor mimarinin kemikleri otelin orasina burasina dagilmis, koridorlar kemik yalayan av kopeklerinden gecilmiyor. cheshire otelinin bordello odasinda new orleans'in unutulmaz fahisesi anna paula'nin evi replikalanmis, begeniye sunulmus. bir kerhaneye girer gibi girdim odama, uyumaya duslerimi.
hesabın var mı? giriş yap