• galata'da yeni açılmış bir cafedir. olayı kahveyi hem harmanlaması, hem çekmesi, hem de içime hazırlamasıdır, dolayısıyla "şehirde taze kahve var"dır gerçekten. miniktir, şirindir, süpper fotoğraflara evsahipliği yapar, şöyle de bakılabilir : http://www.cherrybeancoffees.com/
  • cesur kahveci. ayrıca okuduğum roportaj ve basın bildirilerinden yola çıkarak fazlaca iddialı söylemleri olan cafe/kavurucu. şöyle ki --> http://sehir.ekolay.net/…tay.aspx?pid=-1&hid=668305

    hani bu iddiaların bir kısmının gerçek olmadığını gitmeden evvel de biliyordum (mesela türkiyede bir ilk olma iddiası gibi) ancak gittikten sonra bazı şeyler daha netleşti. ne zaman kavrulmuş olursa olsun "öğütülmüş ve anında tüketilmemiş kahve bayattır" diyerek başlıyorum.

    a) daha girişte sizi --açıkta duran-- içinde kavrulmuş ve kavrulmamış çiğ çekirdek kahvelerin olduğu çuvallar karşılıyor.

    b) dükkan içindeki kavrulmuş kahveler silindirik cam haznelerin içerisinde sergileniyor, yani ışığa ve oksijene maruz kalıyorlar. benim artık bağrına bağrına söylediğim taze kahve kriterlerine tekrar bir geri dönüş yapacak olursak --> kahve kavrulduğu günden başlayarak maksimum 15 ila 21 gün süre ile taze kalır, bu da ancak tek yön valfli, çekirdeklerin dışarı gaz salımı yapmasına izin veren ısı, ışık, nem ve havayı içeri almayan paketlerde saklandığında mümkündür. ve bu kriterlere sahip kahve ancak ve ancak içileceği zaman çekildiğinde taze olarak adlandırılabilir. ayrıca bu işletme ile ilgili roportajlarda sıklıkla tekrarlanan "kahve öğütme sanatı" ne allahınızı severseniz? her yeni dükkan açılışında yeni bir sanat dalı uydurmayalım lütfen.

    c) aromalı kahve satışları da var (bkz: aromalı kahve/@kahvedelisi)

    d) girişteki çekirdeklerin yeşil hallerine baktım, birisinin üzerinde india yazmaktaydı, onu imdat olarak değiştirmekte fayda görüyorum. hatta daha fazla o şekilde açıkta durursa "çöp" olarak da değiştirilebilir o yazı. yeşil çekirdeğin de ömrü kısadır, tazelik sınırı --orjine göre-- 1 sene ila 3 ay arasında değişir. super saklama koşullarında 1,5 ila 2 seneye uzatılabilir o süre ama o zaman da kavrulduğunda tatsal açıdan büyük kayba uğramış olur.

    e) bu ülkede kahvenin sorunu yeteri kadar kavurucu yada kavurma aleti olmaması değil, takdir edersiniz ki dünyanın en büyük kavurma makinesi üreticilerinden bazıları türkiyeden çıkma. bazı kuruyemişçilerde bile küçük boy kahve kavurma makineleri bulmak mümkün. sorun kötü kalite kahve kullanılıyor olması ve kahvenin son tüketiciye taze olarak ulaştırılamıyor olması. dükkanda gördüğüm düzenek ve daha sonra işletmecilerin dükkanda olmaması nedeni ile ertesi gün benim ardımdan inatla yeniden gidip orda bir kahve içen asistanım merova'nın da telefondan aktardığına göre kendileri kahvenin orda kavruluyor olmasının tek tazelik kriteri olduğunu düşünmekte görünüyor (ki aslında kendisi özetle "abi haklıymışsın ordan bu şekilde bir şey olmaz, bana kahve diye sade süt verdiler" demiştir) dediğim gibi, bu ülkede sorun bu değil ve en başta dediğim gibi "türkiyede bir ilk" söylemi çok iddialı ve bunun yalan olduğunu kurukahveci bilmemne efendileri bilen herkes bilir. misal mehmet efendi de eğer dükkanına giderseniz yerinde kavuruyor, "öğütme sanatı" ile öğütüyor, paketleyip millete ulaştırıyor.

    f) butik kahvecilik diyorsunuz da, bu çaptaki bir işletme için son derece yanlış bir ebat seçimi olmuş. afedersiniz de o buyuklukteki bir makine ile minimal düzgün kavurma yapma miktarı eşittir 5 kilo. misal size hindistan kahvesinden sadece 1 kiloluk sipariş gelirse ne yapacaksınız? 1 kiloyu o makinede kavurmanız mümkün değil, kalan 4 kilo çöpe mi gidecek? yada ne bileyim 1 hafta sonra bir hindistan daha siparişi geldiğinde elinizdeki 1 hafta evvel kavrulmuş kahveyi mi gondereceksiniz?

    g) rica edeceğim her önüne gelen "kahve uzmanı" titrini adının önüne koymasın. web tasarımcısı işine döndürmeyelim bunu da. şuralarda arkadaşlarımızla yazdığımız 3 kelimeyi sonradan biraraya getirmekle kahve uzmanı olunmuyor. yada yazdıklarımızda her bilgiyi sonuna kadar veriyoruz zannediliyorsa o biraz ütopik olur, halkı genel olarak bilgilendirecek kadarını geçiyoruz. üstelik bu kadar uğraşmaya ve araştırmaya bizler daha kendimize kahve uzmanı falan diyemezken nasıl bir cesaret?

    son olarak;

    bu işletmeden bir kahve forumuna verdikleri kavurma da yapacak "bay" barista aranıyor ilanı sayesinde haberim oldu. bay barista aranmasına ciddi şekilde ifrit oldum. sorularıma cevap alamayınca askerlik engeli de olmayan bir bayan olarak kalkıp gittim fakat şanssızlık eseri görüşecek yetkili birilerini bulamadım. yine de iyi ki gitmişim. umarım bu yazıyı okurlar ve kendilerine daha başlarken bir faydası olur zira bu şekilde başlamak yukarıda dediğim gibi cesaret ister.

    dipçik not: şehirde taze kahve hep vardı, önemli olan hem taze hem kaliteli kahveyi çıkarıp son kullanıcıya taze ve kaliteli olarak ulaştırmaktır. bakın nitelikli kahve bile demiyorum. sadece kaliteli olsun o bile yeter.
  • galata camekan sokak'ta bulunan bir kahve dükkanı.

    http://cherrybeancoffees.com/
  • her çeşit kahve çekirdeğini bulabileceğiniz, türkiye'nin ilk butik kahvecisi olarak açılmış mekan.
  • filtre kahve almak için son zamanlarda sıklıkla uğradığım kahveci. sadece süs olarak girişte çuvallar içinde duran kahve çekirdeklerinin kullanıldığını sananlar varmış. bir koşu sözlüğe entry girmeden önce sorup öğrenilebiliyor aslında.
  • galataya çıkarken sol tarafınızda görebileceğiniz sevimli kahve dükkanı. içeri girince muhteşem bir kahve kokusu duyarsınız. kahve ağacı bulunan fincanlarında farklı aroma ve sertlikte bulunan filtre kahvelerden içebilirsiniz.
    oradan çıkınca 7 saat daha gezindim ve paket aldığım tazecik kahvenin kokusu hep burnumdaydı. mis gibi.
  • genelde turistlere hitap eden izlenimi verse de bir kıçlık boşluğa yerleşebildiğim öğle arasının şirin scrabble mekanı. çalışanları oldukça güler yüzlü. çalışanları dediysek bir kişi duruyor zaten kıç kadar mekan, onlar da bir kaç öğrenci ve vardiya usulü çalışıyorlar. yazın buzlu kahve (kendileri frappe diyor) kışın filtre kahve derken bütün yıl çekiciliğini kaybetmiyor. ayrıca kendi üretimleri çikolata ve kekleri de tavsiye edilir.

    karaköy konak pastanesine de kahveleri onlar tedarik ediyor sanırım. iyi reklam yaptım hea.
  • artıları:

    - filtre kahveleri çok iyi.

    - çalışanlar güler yüzlü.

    eksiler:

    - taburede oturup kahve içmek hiç hoş değil.

    - bir masa var ki oynak olduğu için her hamle ettiğinizde kahve dökülecek gibi dalgalanıyor.

    - mekan çok küçük. bozuk bir yerleşim düzeni var.

    - bangır bangır müzikler, küçücük mekanda çok sırıtıyor (dustin o'halloran filan daha uygun düşerdi).
  • kapıdan içeri adım atar atmaz hissedilen enfes koku, çalışanlarının güleryüzü, dekorasyonun sempatikliği ve en önemlisi hepsi birbirinden lezzetli kahveleriyle bana harikalar diyarına geçtiğimi hissettiren can mekan.

    benim için cennetin sözlük karşılığı burasıdır. tek dezavantajı sırtınızı yaslayabileceğiniz sadece iki alanın olması diyebilirim.

    bir de unutmadan mekandaki saç baş yolduran oyunlara hiç bulaşmamanızı öneririm; kendinizi fazla kaptırıp yanınızdakileri bile görmeyip dakikalarca dış dünyadan kopabilirsiniz.
  • istanbul'daki kahve severlerin mutlaka uğraması gereken butik kahveci. en büyük kozları bence evde tüketmek için aldığınız çekilmiş çekirdek kahve çünkü kendi aldığı kahve çekirdeklerini kavurup size satmadan önce çeken bir kahveciden bahsediyoruz. mekan olarak oldukça ufak ve sıcak bir yer ayrıca. işletmecisinin gıda mühendisi olması ise tüm bunların cabası denilebilir. kıscası gidip görülmesi, kahvesinin içilmesi gereken yer...
hesabın var mı? giriş yap