• 2007 yapımı tarihi kore draması. tarihi dedik ama diğer tarihi dramalardan ayrılıyor kendisi zira kore kültüründen çok avrupa ve amerika etkisindeki kore'yi görüyoruz dizide. türü için romantik komedi diyebileceğimiz bu dizi 1930lar kore'sinde geçmektedir-ki bu dönemde kore japon yönetimi altındadır. 4 ana karakterimiz vardır. ilki yani esas kızımız -na yeo kyeong- dönemin şık ve eğlenceye düşkün kadınlarının aksine siyah-beyaz elbisesini üstünden çıkarmayan, makyaj vb. şeylerin varlığından habersiz bir kızceğizdir. babası kore'nin bağımsızlığı için mücadele ederken öldürülmüştür ve bunun da etkisiyle kızımız da gizlice bağımsızlık hareketini desteklemekte görünürde ise kitapçı işletmekte ve özel öğretmenlik yapmaktadır. esas oğlan ise -ki kang ji hwan canlandırmaktadır kendisini- eğlence, karı kız düşkünü, zengin bir ailenin oğludur. bir magazin dergisinde muhabirlik yapmaktadır ve bağımsızlık hareketi vb. saçma bulmaktadır. ailesiyle sorunları olduğundan bir genel evde kalmaktadır seon woo wan. işte bu genel evi işleten de bir diğer ana karakterimiz cha song joo'dur. şehirde erkeklerin bayıldığı bir numerolu hatundur, güçlüdür ve bölümler ilerledikçe sadece bir fahişe olmadığı anlaşılacaktır. cha song joo'nun bir de gençlik aşkı vardır ki kendisi son başrolümüz lee soo hyeon. lee soo aynı zamanda seon woo'nun da arasının bozulduğu eski dostudur. dizimiz bu 4 karakteri anlatmakla birlikte toplumdaki çeşitli çatışmaları da anlatır ki bu karakterlerimizin hepsi bir şekilde bu çatışmalar içinde bulurlar kendilerini. japonları destekleyen kore'liler (chosun), gizlice kore bağımsızlık hareketine destek verenler, yönetimdeki japonlar, japonya için çalışan kore'liler vs.

    başlarda eğlenceli olan dizimiz sonradan azıcık drama bağlasa da mutlu sonla bitmiştir. fikir edinmek için aşağıdaki preview'a bakılabilir.

    http://www.youtube.com/watch?v=5baey4dk69e
  • karizmatik isminin yanı sıra maske filminin hey pachuco'sunu anımsatan açılış müziğiyle jeneriğini izlediklerim arasında en güzeli seçtiğim kore draması. sakin, sürprizsiz bir isyan günlerinde aşk hikayesi. çifte aşk hatta. bilindik ilerleyip aşağı yukarı tahmin edilebilir şekilde sonlanıyor. spoiler falan var işte ona göre okunsun.

    hanedanlardan ziyade böyle nispeten daha yakın tarihli dönem dizilerini daha çok seviyorum. kostümler ve mekanlardaki özen takdire şayan. dizinin tek zayıf yanı tüm olayların baş karakterler çevresinde dönmesinden ötürü chosun halkının neler çektiğini, japonlara karşı neden bu kadar öfkeli olduklarını yeterince göremeyişimiz. gerçi lee kang goo sütü bozuğu tek başına yetti insanların ne tür sıkıntılar çektiğini anlamamıza o da ayrı mesele. cehenneme gidesice, işe yaradığı tek an bile kişisel öfkesiyle hareket etti.

    na yeo kyeong / jo ma ja (han ji min); çok sevimli biblo gibi bişiy, elleri yüzü kendi minicik. acemi özgürlük savaşçı halleri gerçekçiydi. genel olarak pervasız davranma huyları vardı zaten. herkes anasının karnından cia ajanı olarak doğmuyor sonuçta. özenle giyindiği zaman da çok güzel oluyordu ama ben onun jo ma ja hallerini daha çok sevdim. gerçekten davasına yüreğini koydu.

    seon woo wan (kang ji hwan); tam bir dünya bi tarafıma insanı, parti hayvanı. hayatı eğlence ve kızlardan ibaret. fakat sağlam kayaya tosluyor. toslamak demişken tüm dizi boyunca beni gerçekten şaşırtan tek sahne jo ma ja'nın wan'a kafayı gömmesiydi. aklıma bile gelmedi minicik hatundan böyle bir çıkış. en sevdiğim özelliği tabiri caizse kozasından çıkmadan önce bile her zaman dinlemek için bir şans vermesiydi. bir de cha song joo ile olan dostluğunu, ruh kardeşliğini çok sevdim.

    lee soo hyeon; bu abinin ben hep yaşayan olmak zorunda mıyım isyanı çok dokundu bana. geride kalan olmak ne kadar zor birşey. çok ağır bir yükü çok uzun zaman taşıdı. final hariç hakkındaki tüm tahminlerim tuttu. ben malum olaydan önce bile sonunda herşeyi havaya uçuracağını düşünmüştüm. tam bir dava insanı.

    cha song joo; ben bu ablaya tutuldum sanırım. güzelliği, zekası, dostluğu, kıyafetleri, fedakarlığı, aşkı... herşeyi muazzam. hele o yüzündeki her daim hüzünlü gülümsemesi. harika bir karakter. mutlu olmasını çok isterdim.

    klişe karikatür karakter görevini jirashi ekibini üstlenmişti. isimlerini sürekli karıştırıyorum da o pamuk helva gibi gezene çok güldüm. ayrıca ekipçe güzel dans ediyorlardı. tembellik ve tırsaklıkta birbiriyle yarışan bu tiplerin bir baltaya sap olmaları beklenmedik oldu. kim tak goo ise yanıltmadı.

    japon ekibinden sachiko beni delirtti. mamoru ile tencere kapaklardı. miyuki ise o ikisinden olduğuna inanamayacağım kadar tatlı bir kızdı. hep watashiva diyesimin geldiği yamashita keşke adam olsaydı da şu kızı alıp japonya'ya dönseydi. herkesi çiftleştirme derdim olduğundan değil, kıza üzüldüğüm için. japonlardan bi ona yazık oldu, boynu bükük kaldı garibin.

    diğer karakterlerden kang in ho toyluğunun kurbanı olsa da öyle bir sonu haketmemişti. jo ma ja'nın annesiyle genelevden so yeong rang da iyiydiler. wan'ın üvey annesi hırslı olmakla birlikte kendince ailesinin iyiliği için çabaladığından çok batmadı. hepsi bir yana wan'ın babası bir yana tabi. bir de jo ma ja'nın öğrencilerinden annesine ayakkabı almaya çalışana bayıldım.

    not: bundan öncekilerde belirtmeyi unutmuşum bari bunu atlamayayım, dizi tek sezon ve 16 bölümdür.
hesabın var mı? giriş yap