• the expanse bilimkurgu serisinin ikinci kitabı. ilk kitap leviathan wakes gibi aksiyon yüklü. ilk kitapda da olduğu gibi neredeyse bütün klişeler kullanılıyor. zombiler, uzay savaşları, politik oyunlar, aç gözlü şirketler, travma yaşamış intikam savaşcıları, kızını arayan babanın aile faciası ve daha niceleri... peki klişeleri kullanmak bir kitabı kötü yapar mı? hayır.

    kullandığı bütün klişelere rağmen hikayesini çok güzel anlatan bir kitap. okuyun. uzayda geçen a song of ice and fire okuyormuş gibi hissediyorsunuz.

    --- spoiler ---

    dünyaya iki milyar yıl önce gönderilen ama yerine ulaşmak yerine satürn'nün uydusu olan phoebe virüs paketi keşfedilip, gizli bir konsorsiyum tarafından*, ilk kitapda eros üzerinde 1.5 milyon insan üzerinde deneniyor. protomolekül adı verilen virüs eros'u ele geçirip, bambaşka bir şeye dönüşüyor ve esas hedefi olan dünyaya doğru yola çıkıyor.

    dedektif miller'ın kendini feda etmesi ile dünya yerine venüs'e çarpıyor. tabii bu protomolekül'ü öldürmüyor, venüs üzerinde bir şeyler gelişiyor, atmosferin altında, gözlerden ırak bir şekilde.

    hemen diplerindeki tehlikenin büyüklüğüne rağmen insanlar hala birbiri ile savaşmaktadır...

    --- spoiler ---
  • fazlasıyla akıcı bir kitap, a storm of swords'dan beri en hızlı okuduğum roman bu oldu muhtemelen.

    --- spoiler ---
    özellikle avasarala'nın asistanının iç dudağını yanlış anda ısırmasından yola çıkarak kendisine oyun oynandığını farkettiği bölüm benim için zirve noktası oldu, ki fazlasıyla şunu hatırlattı, dizideki tüm değişiklikler arasında da en çok canımı bu sıktı.

    klişelere rağmen kitabın tadını kaçıran tek şey herkesin son dakikada kurtulup durması. karakterlerin güvende olduğunu bilince özellikle kitabın son kısımları germeyi başaramamış.
    --- spoiler ---
  • bir kaç yerde lan bu kadar klişe de olmaz desek de ilk romanı gibi heyacanlı, akıcı bir bilimkurgu.
hesabın var mı? giriş yap