• yürüyüş, tavır falan bildiğin hödük.

    burda olsa öyle eller açık, ceketi savura savura gelip adamın yüzüne bakmak için burnun dibine girecek anında yer sümsüğü.
  • kime kime kime benziyor diye düşünüp dururken woody allen'ın normal hayattaki soğuk,alaycı,ukala ve kendine yeter haline benzediğini farkettim. (of tranferansa gel!) bir de bizim bölümden bir hocaya benziyor ama onun konumuzla alakası yok.
    yeri de zamanı da değil.
  • o sonsuz zoomlu kameralari olmasa 3 kisilik odada kimin osurdugunu bile tespit edemez. boyle de iddialiyim.
  • hakikat eksperi.

    bu adamın rahat bulduğu koltuklara bir oturuşu var ki, oturmuyor adeta koltuğa düşüyor. koltuğa kendini nasıl bir bırakıştır o öyle. bir de masasını sadece ayaklarını uzatmak için kullanıyor. insan ilişkilerine hakimiyetinin verdiği güven duygusuyla hareket eden çok gıcık bi tipleme.
  • yalanları yakalamadaki muhteşem kabiliyeti yetmiyormuş gibi süper yalan söylüyor bu adam. kendi ekibi bile inanıyor yalanlarına. zaten bir çok olayı da yalan söyleyerek veya blöf yaparak çözüyor. bir de "kadınlar arızalı adamlardan hoşlanır"ın ispatı resmen.
  • italik adam.
  • alışmıştık kendisine. lie to me'nin hunharca bitirilmesi hoş olmadı.
  • okkalı bi case'de patrick jane'e katılması lazım.
  • sevdiği, şefkat duyduğu kadınlara zaman zaman "love" diye hitap edişi hoş dizi karakteri.
  • aksanına bayıldığım, bir daha göremem diye 3. sezonunu bitirmemeye çalıştığım dizinin kahramanı, kahramanım, canım cicim. babam olsana be hadi hadi hadi.
    istediği kadar ukala, istediği kadar rahat olsun, her kadına "love" desin, öyle aşık aşık baksın, sırıtsın. olur yani, seviyorum.
hesabın var mı? giriş yap