• yunanistan da anadolu kökenli şarkıların söylendiği cafe
  • aynı zamanda, yunanistan'da, cafe del mar ya da buddha bar toplama albüm serileri gibi, asia minor şarkılarının olduğu albümlerdir. çok iyi sanatçılarca seslendirilmişlerdir. ayrıca, farklı başlıklarla içerikleri de, belirlenmiştir. asia minör şarkıları ya da pontus kapadokyası gibi...
  • anadolu'dan gocmus multecilerin gazel soyledigi yerlere denirmis zamaninda yunanistanda. artik sayilari oldukca azalmis olsa gerek. ozellikle 1937 yilinda metaxas rejiminin tum turk ve dogu etkili muziklerin yasaklanmasindan sonra.
  • kurtuluş savaşından evvel anadoluya yayılmış, kadınların ve erkeklerin beraber amanes dinleyebildikleri mekanlar, ya da adından da anlaşılabileceği üzere kafeler.
  • fethiye'de rebetiko ve eski istanbul muzigi icra eden bir grup.
  • stelyo berber'in grubunun adı aynı zamanda. en son baklahoroni şenliklerinde dinledik eğlendik.

    (bkz: cafe aman istanbul)
  • amane kahvesi de deniyormuş galiba.
  • 19. yüzyıl osmanlı döneminde; atina, istanbul, izmir gibi liman şehirlerinde yaygın olan müzikli ve semai kahvehane. çeşitli kültürlerden hanende ve sazendelerin, repertuarlarını genellikle doğaçlama karşılıklı olarak seslendirdikleri bu mekanlar, isimlerini, buralarda okunan acı dolu şarkılarda sık sık geçen ''aman'' sözcüğünden alırdı. 1922 yılındaki mübadeleden sonra, rembetiko da, yunanlı vatandaşlarımız gibi bu topraklardan göçe zorlandı.. anadolu'dan kopup, dünyanın pek çok yerine yayıldı..

    fonograf ve gramofonun yaygınlaşmasıyla günümüze gelebilen rembetikoyu, yani bir nevi anadolu'nun blues'unu, işte bu cafe aman'lara ve oralarda çalıp söyleyenlere borçluyuz desek, yalan olmaz..
  • gecenin bu saatinde keşfedilen ve uykuyu dağıtarak müthiş bir enerjiyle birlikte soluksuz dinlediğim grubun adı. cafe aman istanbul albümü çok naif olmuş. komşu değil iç içe geçmiş toplumların bugün bu denli ayrıştırılmaya çalışılması ise ne kadar üzücü.
  • onları dinlemek, zaman tünelinde olmak gibi… tim’deki konserlerinde hissettiğim buydu… sanki hepsi 100 yıl öncesinin o güzel istanbul’undan çıkıp gelmişler gibi… hiçbir şey bugüne ait değil, bakışlarındaki masumiyet bile… müziğin gücü bu olsa gerek!
hesabın var mı? giriş yap