• cüce simon da uzun ömer gibi galata köprüsü talih kuşlarından biridir. sânı gibi kısa boylu, tiz sesli, ehl-i keyif bir zât.

    boyu kadar bastonuyla köprüyü turalar, son moda kostümlerle ve afili şapkasıyla galata'nın simgelerinden biridir o da.

    öldü tabi, eski bu anlattıklarım, 1950'ler, 60'lar.
  • süreyya operetinin çekilmiş fotoğraflarında da rastlanan simalardan biridir cüce simon. uzun ömer'in aksine seyyar bayilik yapmıştı piyango konusunda. minicik boyu, tiz sesi ile bir efsaneymiş halk arasında. birkaç saate bitiverirmiş cebindeki biletler. şık giyimi ile de dikkat çekmiş simon efendinin, serveti de değişik tevatürlere yol açmış zamanın istanbul'unda. boyundan büyük işlere de kalkışırmış; evine giren iki hırsızı kovalamışlığı da varmış...
    (bkz: o tempora o mores)
  • simon sevsat ya da nâm-ı diğer "cüce simon" izmitli'dir ve ism-i şerifinden de anlaşılabileceği gibi ermeni'dir.

    1892 yılında izmit’te doğan cüce simon, izmit lisesi’ni 4'üncü sınıftan terk ettikten sonra tiyatroya merak sarmış, güldürü ustası naşit’in, güllü agop tiyatrosu’nda sahneye koyduğu ‘garine, leblebici horhor’ operetinde ve birkaç filmde rol almış, ilerleyen yıllarda eski istanbul'un tanınmış kişileri arasına girmiştir.

    1 metreyi bile bulmayan boyuyla adeta bir ‘parmak çocuk’ gibi olan simon, her zaman şık giyinir, şapkasını başından, boyuna gelen bastonunu da elinden eksik etmezdi. sonunda piyango bileti satıcılığında karar kılmıştı. günümüz seyyar bilet satıcılarının öncüsüydü ve çalışma alanı beyoğlu’ydu.

    sürekli işe çıkmaz; arada, ceplerine doldurduğu biletlerle taksim’de, galatasaray’da, istiklal caddesi’nde dolaşır, çiçek pasajı gibi içkili mekanlarda müşterilerinin ikramını geri çevirmez, biletlerini de birkaç saat içinde tüketirdi. bu yüzden kazancı hakkında çeşitli söylentiler dolaşırdı. yakınlarına anlattığına göre, bu söylentiler yüzünden iki hırsız evini soymaya bile kalkışmıştı.

    simon, boyundan ve kendisinden umulmayan bir cesaretle hırsızlara karşı koymuş, bastonuyla üzerlerine yürüyerek, "namussuzlar. şimdi sizi parçalarım ha" diyerek gözdağı vermişti. ve yine kendi ifadesine göre hırsızlar, "biz ettik, sen etme simon efendi" diyerek merhametine sığınıp, çareyi kaçmakta bulmuşlardı.

    simon sevsat ya da nâm-ı diğer "cüce simon"1976 yılında kalbine yenik düştü.
hesabın var mı? giriş yap