*

  • eski bir rahibe okulunun o zamanki adıyla "ilkokul"a dönüştürülmüş halindeki son dört senesine yetişip okuduğum güzel okulum. beşinci yılı ise okul yıkılıp restore edilebilsin diye emir sultan ortaokulu'na taşındığından emir sultan mezarlığı'ndan geçerek gittiğimiz ortaokulda bitirmiştim.
    kadın müdürü vardı, ki sene 84 yani! nural erer beş yıl öğretmenliğimi yaptıydı.
    bahçesine inen uzuun bir merdiveni, merdivenin altında girişi olan bir müsamere salonu vardı. bahçesi büyüktü, altından karınca deresi akardı.
    çocukluğa dair unutulmayacaklar arasına adını altın harflerle yazdırmış bir mekandı velhasıl.
  • rahibe okulu oldugu zamanlarinda teneffuslerde sinif duvarlarini tekmeledigimde ayagimin diger siniftan cikmis olmasi gibi hala silinmeyen ilginc anilarimin bir coguna konu olarak aklimda yer etmis olan okul.

    ama unutulmamalidir ki, o donemlerde adi setbasi ilkokulu idi...
    (bkz: setbasi ilkokulu)
  • eski binada giris katindaki koridorda bir akvaryumun bulundugu ve bu akvaryumdaki kirmizi baligin paso sictigi ilkokulum.
    (bkz: hey gidi gunler hey)
  • bu okulda, o eski zamanlarinda her gun bir ogrenci nobetci secilirdi ve butun gun kendisine ayrilan sandalyede otururdu, arada kalkip dolasirdi... tam olarak ne yaptigini hatirlamiyorum ama ona okul iki adet simit hediye ederdi. sanirim tek islevi sabah o hep bir agizdan soylenen metinler esliginde bir seyler yapmakti. belki de o soyletiyordu... ne olup bittigini anlamadan bir gun elimde bir kagida sarili olarak iki simit bulmustum. sanirim hayatta kendimi bu topluma ait hissetmemi saglayan son sey o simitler oldu benim icin*... sistem benim gozumde o andan sonra basarisiz ve dislayici kaldi hep.

    (bkz: entrye ani serpistirmek)
    (bkz: aglayan entryler)
  • atatürk ilkokulu ve dörtçelik ilkokulu ile rekabet içerisinde olan şirin okulum.
    biz daha iyiydik elbette.
  • üniversite 3. sınıftayken, kardeşimi almak için gitmiştim okula, müdürle de işim vardı, öğrenci belgesi alıcaktım. koltuğa oturduğumdan mı yoksa minyon olduğumdan mı bilmem, bana "hangi sınıftasın sen bakiyim?" dedi. "yuh yani! bu kadar da olmaz" dedim içimden. insan 6 yaş da küçük gösteremez be kardeşim!
  • şimdilerde paragöz bazı öğretmenler yüzünden adının kötüye çıktığı okuldur. ama yine de ismi vardır bursada. veliler çocuklarını buraya yazdırabilmek için çeşitli sahtekarlıklar yaparlar, rüşvet verirler falan. başarılı olurlar da, dedim ya öğretmenler paragöz azcık...
  • bilgisayar laboratuvarı olarak modifiye edilen en üst kattaki uzun koridorda simit oynamanın keyfine vardığım , ön bahçenin arka köşesinde taso oynarken çok kez yakalanıp fırça yediğim , kaliteli ve şirin okulum.
  • bunyesinde bulunulan yillar kavga etme cagina denk geldigi icin koridorlarinda en cok yankilanan cumle, bir setbasi ilkogretim okulu klasigi:

    "cikista kucuk bahceye gel!"
  • 90'ların başından itibaren 9 yılımı geçirdiğim, özlenen okulum. tabii burda 90'larda çocuk olmanın da büyük etkisi vardır. arka bahçesinde oynanan topların dereye kaçmadığı günler azdır herhalde.
hesabın var mı? giriş yap