9 entry daha
  • monokl gibi "bunakl" demek istediğim kavram.

    bunaklığım benim, sidikli kontesim, kont eşim.
    henüz yavaş geliyor, farkında değilsin.

    bunaklar kulübü: "çok önemli bir konu için toplanmış bulunuyoruz. bu önemli gündemi hatırlayanı ödüllendireceğiz."

    bunak, yabancı biri ile kendi anamız/ babamızın bir karışımı artık. var ile yokun bir alaşımı gibi. hepimiz gibi aslında. sadece daha görünür ve açık. o yadırgama ile hüzünle karışık iletişimin tadını çıkarmalı, mümkün olduğunca.

    "ölüm ayrılıktır. ayrılık ölüm. cem ettim, semah çektim, kocamın ölümüne dayandım..." diyordu. ruhsal olarak yaralıydı. gözlerinin içleri acı acı da olsa gülüyordu, parlıyordu. bir vakit daha geçti, koca, bunak bir bebek olmaya yönelmişti. bir yerden sonra, yuvarlanmayı yönetemiyordu. gözleri nedense hala canlı. ve artık bokunu oraya buraya silen, sıvayan. ve canlı, yaramaz. ateşli gözlerle dibi kara kuyusuna bakacağını, korkarken aynı kalacağını, belki korkmayı bunamayla aştığını, biraz geçiştirdiğini anlar gibiydim. beni kendine yolundan iteleyerek mi çekiyordu, manyetik halı sererek mi?..

    "ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
    sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
    alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
    ya bunak bir ihtiyarsın ya da eşeğin biri." ömer hayyam

    (bkz: bunaklık), bunamak, bunama
    (bkz: matıf), matuf, matüv, matıflamak
    (bkz: sürpriz bükücü)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap