bu mezarda bir garip var
-
özlem tanerin türkmen kızı albümünde söylediği bir eser.
gökler yüksek, toprak derin
rüzgar eser serin serin
senin olsun çiçeklerim
hızlı hızlı giden yolcu
bu mezarda bir garip var
bak taşına acı acı
bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip..
izi bile yok dünyada
onu aramak beyhude
ne gezersin bu ovada
bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip..
kurumuş yeşil otları
toprak olmuş umutları
gökte mazi bulutları
bu mezarda bir garip var
bu mezarda bir garip var
garip garip garip garip..
mezarlıkta müzik dinlenmez derler, bu şarkı kesinlikle dinlenmeli. -
özlem taner söyleyince çok güzel olmuş mahzuni şerif baba türküsüdür. albümdeki hali değil de canlısı daha güzeldir.
http://www.youtube.com/watch?v=96qdp1hgaye -
sanırım mahzuni'nin edip akbayram'a gıcık olmasının sebeplerinden biridir bu türkü. edip akbayram albümünde son dörtlüğü söylemez, ondan sonra söyleyenler de söylemez, o haliyle meşhur olmuştur türkü. haliyle mahzuni baba da sinirlenir hiçe sayılmaktan, aynı konuda bir de akarsu'ya kızdığını biliyorum.
"etrafı ağaç dizili
vucudu toprak sızılı
taşı mahzuni yazılı
bu mezarda bir garip var"
http://www.youtube.com/watch?v=h0ucq4p3wky -
mezarlıklarda el fatihadan sonra mutlak okunması gerekir
-
gökler yüksek, toprak derin..
rüzgar eser serin serin..
senin olsun çiçeklerin...
gökle yer arasında sıkışıp kalan mezara koydunmu canından bir canı; ne gökler yeterince yüksek gelir sana nede yarılsada içine girsem dediğin yerler yeterince derin... sığamazsın kainata..
hızlı hızlı giden yolcu..
bu mezarda bir garip var..
bak taşına acı acı..
bu mezarda bir garip var...
biri gider.. sen artık sadece taşına acı acı bakarsın.. dokunursun, koklarsın, öpersin o taşı.. ama olmazki onun gibi.. özlediğinde o mezara boylu boyunca uzanıp sarılasın gelir.. mezarı bile özlermi insan.. özlüyor işte.. üstündeki çiçeğe özeniyor aman solmasın diye.. soldumu solacak sanki kuru bir mezara bağladığı tüm umutları..
izi bile yok dünyada..
onu aramak beyhude..
ne gezersin bu ovada..
bu mezarda bir garip var..
izi senin tırnak diplerinde.. toprağını avuçladığında ellerine kapanmışcasına hürmet edersin.. ayak ucunda durduğunda seni görecek umuduyla dolar için. sen onu göremesende o seni görecek, inanırsın. çeki düzen verirsin kendine, gözünün yaşını görmesin diye sıkarsın dişlerini.. susarsın derin derin nefesler eşliğinde. sadece bakarsın gözlerine bakar gibi hasretle.. baktığın taş duvar, kırmızı toprak olsa ne çıkar! gördüğün kadardır işte.. orda yüzünde tebessümle uyuduğunu hayal edersin o çok sevdiğinin...
kurumuş yeşil otları..
toprak olmuş umutları..
gökte mazi bulutları..
bu mezarda bir garip var...
geleceğe dair planlarını, hayallerini, evlatlarını sana emanet ettiyse giden işin daha zor olur.. kendinimi avutacaksın yoksa emanetleremi sahip çıkacaksın. günler geçer aylar geçer yıllar geçer.. acında geçer elbet ilk günkü gibi kalamazsın. ama o en olmadık zamanda gördüğün bir resim, burnunun direğini sızlatan o koku, çekmeceden çıkan iki satırlık not.. toprağa karışmıyor anılar zihinlerde capcanlı.. özlemek var ya babam özlemek bir tek sende anlamlı... -
bende "dinle ve kendine ağla" duygusu uyandıran bir mahsuni türküsüdür...
-
edip akbayram yorumuyla tanıştığım türkü. aşık mahzuni şerif'e ait olduğunu çook sonra öğrendim.
üstad kızmakta haklı, son dizeyi söylememek de neymiş. -
sabah sabah dinlerken ağlamamak için kendimi çok zor tuttuğum türkü. annemi hatırladım.
-
-
bu türküyü dinlediğimde aklıma, birinci dünya savaşında ingilizlere ve ruslara esir düşen türk askerleri gelir.
ingilizler, esir olarak aldıkları türk askerlerini kendi sömürgelerindeki ülkelere götürmüş ve acımasız bir şekilde çalıştırmışlardır. çoğu yaralarından ve hastalıktan dolayı orada ölmüşlerdir. bugün dahi bir mezarları yoktur.
kim bilir hangimizin büyük dedesi orada bizden bir fatiha beklemektedir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap