• istanbul film festivalinde "bir supermazosistin anilari" isminde gayet uzun ve ayrintili (bkz: dont try this at home) belgeseli gösterilmis olan kistik fibroz hastaligindan kafayi yemis, kendisine iskence yapmasi icin anlasmayla evlilik yapan fantastik kisilik.
  • bob flanagan hastaligi yuzunden o kadar cok aci cekiyordu ki aci ile hastaligini egitmeyi denedi. karisi ile anlasma ile evlenmis mi bilinmez ama bob flanagan der ki "insanoglu her daim sevdigini hirpalar". karisi onu cok ama cok sevmis olmali.

    (bkz: kirby dick)
  • şair ve performans sanatçısı olan bob flanagan, hem sistik fibroz (bir akciğer illeti) hem de süper mazoşist (onunki süper cinsinden, öyle) bir kardeş idi.. latif bir hayat öyküsü var, bakalım beraberce:

    bu sistik fibroz meredi yüzünden zaten fazla yaşayamayacağını bilen bob bey, "nasılsa ölecem" düsturuyla, "hazır, mazoşistim de, yaşayayım bari gönlümce" de diyerek, bedenini sevgili zevcesine satar efendim -noterden tasdikli tabii.. zevcesi de boş değildir yani, o da süper sadist bir video-artçı kardeştir; adı da vardır: sheree rose..

    bob bey, bir yandan mazbut performanslarında kevgire dönmüş bedenini kullanıp, beri yandan da sheree hanımla sadomazo bir ilişki sürdürerek kendi halinde yaşar gider iken; belgeselci kirby dick bey hadiseye duhul olup, bob beyin bünyesi tamamen kullanılmayacak hale gelmeden olaya el atmak ister..

    böylece, bizim iki kafadarın yanına bir de kamera konulur, sonuç hasta adlı filmdir bittabii.. bob beyin, pek latif işkence sahnelerinden ölümüne değin her anının kaydedildiği bu filmin özellikle bir sahnesini, sizlere aktarmadan edemeyeceğim:

    efendim bob beyin, yine n'apsam, n'apsam diye ortalıkta dolandığı bir gün aklına şöyle bir fikir gelir: ayak altında bulduğu bir tahta parçasını alır, kameranın önüne konuşlanır.. sonra penisini çıkarıp bu küçük tahta parçasının üstüne koyar -ayaktadır tabii bu sırada-; elinde de bir çekiçle aha böyle kafamız kadar bir çivi vardır.. ve başlar efendim, penisini çiviyle tahta üzerine çakmaya.. tık tık, tık tık çekiçle vurur çivimize, sabitler de kolayca çıkmasın diye penisimizden, aman penisinden yani.. hevesini alınca da, çiviyi hunharca çeker efendim zekerinden; tabii o sırada peniscağızı kan revan içinde kalıp boynunu bükmüştür ya gariban, ayrı..

    ne ise, objektif felan da kanlanmıştır tabii bu esnada; aman su var, sabun var, elbet temizlenir a, değil mi; neler düşünüyoruz biz de yahu..
  • bir ed wood filmi izliycez diye atlas sinemsina gittigimiz gun, ed wood filminin kisa surmesinden faydalanmis ve fikrimiz sorulmadan gozumuze sokulmus belgeseldir... fena da olmamistir, insanin kendine neler yapabileceginin sinir(siz)ligini gormusuzdur... yan koltukta oturmakta olan tanimadigimiz kisi ile bir birimize sarilmis "amman aaaabi, bu da olur mu, bu da yapilir mi yaaa?" diye ic gecirmizdir... (bkz: #881734)
  • (bkz: why/@vanguard)
  • hastalığı kistik fibrozis (cystic fibrosis)
  • happiness in slavery klibinde işkence gören kişi.
  • aynı hastalığa sahip olduğum(bkz: kistik fibrozis) süper mazoşist insan.
  • ilginç, sıra dışı bir hayatın belgeseli. insanı sorgulatır. bob'ın keyif aldığı hormonların acı ile eşleşmesinden dolayı kendisini tamamen mazoşizme adamış. tabi bu hastalığının getirdiği sonuç. kadın da ayrı ebeveyn problemi yaşamış. o da hayattan aldığı keyfi kontrol etmeyle eşleştirmiş zihninde. o kadar tuhaf ki bu tarz bir mazoşizmden bob orgazm olmaktadır. bob tamamen yeni beyin devrelerinin acı ve haz sistemlerini birbirine bağlayarak gelişmiş. ikisi de birbirini bulmuş.
hesabın var mı? giriş yap