bilimin insanlığa armağanı ^*

• (bkz: first)
• bilim adamlarının teknoloji geliştirirken sadece kar veya üstünlük amaçlı değil,özellikle insanlığa yarar amaçlı üretilen teknoloji için kullanılan tanımlama.
• (bkz: isvicreli bilimadamlari)
• (bkz: atom bombası)
• bilimin insanlığa en büyük armağanı insana haddini bilmeyi öğretmesidir.
  
  cahil insan her şeyi bilir. her konuda konuşur, hatta had bildirir. ama yolu bilime bulaşmış kimse öyle her konuda kolay atılıp tutulmayacağını bilir, öğrendikçe ne kadar az şey bildiğini görür. her bilimsel alanın derya deniz olduğunu, tam olarak hakim olmanın güç olduğunu, bilimsel bir önermenin yanlışlanabilmesi gerektiğini ve o yüzden dikkatli konuşması gerektiğini düşünür. bir beyanda bulunacağı zaman önce kendine 'bunun dayanağı ne, yeterince çalışıldı mı, bu konuda ben ne kadar yeterliyim ki bunu söyleyebiliyorum' diye düşünür ve kelimelerini dikkatli seçer.
  bununla birlikte bilim, dogmalardan ve bağnazlıktan sıyrılıp bilmiyorum demeyi öğretir.
• bilim üretiminin; bir bilim sınıfı oluşturmanın toplumun genel stabilitesi açısından faydası var. böyle bir sınıfı besleyebiliyor olmak, toplumun refahına dair bir işaret. daha çok bilim üretiyorsanız, daha zengin olduğunuzu gösterirsiniz.
  
  bu da zenginlik için bilim değil, bilim için zenginlik tezini destekler. önce o geleneği oluşturacak maddi refaha kavuşmak gerekir. ondan sonra ancak bilim için bilim yapacak ve bunun reklamıyla, ideolojisiyle geçinecek bir sınıf tezahür eder. bizdeki bilimcilik bunun için aşağılık kompleksi bilimciliği. zenginlik ve bilim arasındaki sebep sonuç ilişkisini yanlış anladıkları için, batılının anasının karnından bilim yaparak doğduğunu ima eden bir aşağılık kompleksine maruz kalıyoruz. bu da zaten batılının tam olarak istediği, bilimden umduğu politik faydaya denk düşüyor. üstün batılının bilimine bedava reklam yapıyoruz.