bi gece daha

• pi$mi$ kelle'de kemal aratan'in cizdigi ve dergi tayfasinin sabahlarken birbirlerine anlattigi hikayeleri resmeden bolum..
• yazın sıcağında bunlar odadaki bütün elektirikli sobaları, ısı yayabilecek ne varsa çalıştırmışlardır...içersi iyice ısınıp ter içinde kaldıktan sonra camı açıp..
  -oohhh ne güzel lan dışarsı serin serin, püfür püfür, tsahaha.....
• sabahlanan bi gecenin ertesi kemal aratan, behic pek ve faruken bayraktare dergiden cikip vapura binerler... vapurda elinde pismis kelle olan bir genc, bi bunlara bakar, bi dergiye bakar hayret icinde... dergideki cizimlerden tanimistir bunlari....
• faruken bayraktare nin her hafta yaptığı atraksiyonları (bukalemun taklidi, masanın yüzeyinde kayarak, masanın hizasından bakanlara düşme taklidi, siyah bantlarla tüm odayı örümcek ağı şeklinde boydan boya bantlayarak örümcek taklidi, suya sigarayla dalıp, çıktığında sigarasını içmeye devam etmesi ve daha niceleri...) da görür eğlenirdik. ne hikayeler anlatılırdı o gecelerde, hala tadı damağımdadır.
  (bkz: pişmiş kelle)
  (bkz: vefalı pişmiş kelle okuyucusu)
• ingilizcesi one more night
• kemal aratan kendisini ve behiç abiyi yakışıklı, fidan gibi, farukeni ve metini harap, koca burunlu, sefil bir halde çizerdi, hatta bu konudaki tartışmalar bile resmedilirdi, olan biten her bişeyi görürdük.
• faruken bayraktare "yekkkekekeke", "zekkekekeke" seklinde konusma balonlari ile resmedilirdi...
• türk mizahının en iyi işlerinden biridir. "yine çizseler" dedirtir.
• farke'nin^* bi ara dellenip "lan olm, kendini çiziyon filinta gibi, bizi çiziyon osururken, siçarken!" tepkisi üzere kemal aratan çizgi üzerindeki kendi tiplemesini çirkinlestirmis, salas bir hale getirmistir..
• (bkz: bu gece son)