• akşamcı listelerimize bir yeni şarkı daha ekleten parça.
    o ne güzel sestir öyle be..
  • "arıyorum cebimde masalımın mutlu sonunu
    duyuyorum içimde yüzü düşmüş umudumun
    derdim büyük ama başım da dik
    ve kesiklerin hepsi kuruyor
    acıtır ve ilacını da verir
    zamanın ezelden böyle akıyor

    delip geçmez öylece durur damarımı bulur
    içimde köşk var ona kurulur
    yine de yaranamam
    bi fırlatsam kederimi göğe
    düşer eski yerine göğsüme oturur
    sarı sabır gelir öcünü alır
    yaş koymaz gözüme
    bi fırlatsam kederimi göğe
    düşer eski yerine göğsüme oturur
    sarıp sabır gelir öcünü alır
    yaş koymaz gözüme"

    sözlerine sahip melike şahin şarkısı. tık
  • ”delip geçmez öylece durur damarımı bulur
    içimde köşk var ona kurulur
    yine de yaranamam.” kısmıyla ekstra sevdiğim
    melike şahin şarkısıdır.
  • geçmeyen ve belki de hiç geçmeyecek acının şarkısı.
  • ben mi çok benzemekteyim acaba yoksam müzik direk buradan mı indirilme anlamadım... vay-sezen aksu
  • klibinde melike şahin'in çalımı müzeyyen senar'ı andırıyor. böyle "gördüm geçirdim, feleğin çemberinden geçtim, spiralini dönüyorum, kaç kurşun yedim ama ölmedim, hayattayım, zaten biz acıyla petersburg'da rus ruleti oynardık bebeğim" tarzı cihangirli ağır abla edaları, yüzündeki acıyı küçümseyen pis gülümseme...

    bir sürü laf saydın, övüyor musun yeriyor musun belli değil, karnından karnından, sen kim bebek, demeden siz, beğendim her şeye rağmen, diyeyim. udu, kemanı, ezgisi... geçer not.
  • tesirli şarkılardan birisi...
    nasıl güzel pürüzsüz ses, üzerine şahane duygular barındıran sözler, ruha işleyen müzik...
    ‘bi fırlatsam kederimi göğe
    ...
    yaş komaz gözüme’
  • biri yedek niyetine alınmış 3 şarap kadehi, bir şişe bridge marka şarap,bir miktar peynir ve dahi yiyecek, beyaz bir masa örtüsü, garip ve bir o kadar da güzel kokusu olan çiçekler, mebzul miktarda mum, karşımda oturan dünyanın en güzel kadını, beni dinliyor, beni anladığını belirtiyor mimikleri ve kelimeleri ile, hatta konuşuyor bile? elinde tüm gece boyunca oynayıp durduğu tirbüşon var, laf atıyorum gülüyor, elinden bırakıyor o anlık kaçış aracını.

    gece ilerliyor, içimde anlaşılmanın / anlaşmamamızın hafifliği, yeni ve taze umutlar, gece bitiyor.

    sabahın yeni sahibi benmişim gibi uyanıyorum, tüm dünya benim!

    ---

    sonra dünya bana bakıp gülüyor, geldiğim yerin daha en başında olduğumu hatırlatıyor, bir milim bile yol katetmediğimi gösteriyor, o da dünyaya yoldaş oluyor, nereme baksam bir tatminsizlik, bir yetersizlik görüyorum, kendimden tiksiniyorum.

    ve / ta o baştaki ilk gecenin / ve / sonraki gecenin / ve / yok sayıldığım her gecenin / gündüzün /anın tadını alıyorum, bir kez daha.

    sonra melike geliyor, onunla beraber fırlatıyoruz kederimizi göğe gelip aynı yere kuruluyor, içimde "onun" yüzüme karşı gülüp kanımı akıtıp içmek için batırdığı hançerin acısı.

    kesikler kurumuyor, oysa benim vücudum kendini çabucak onarırdı di mi doktor? şaşkınlıkla söylerdin bunu.

    acıtıyor ve ilacımı vermiyor.

    onun zamanı ezelden beri böyle akıyor.
  • zaman herşeyin ilacı
  • bana oyle geliyor ki insanimiz bu sarkidaki sarı sabırin aloe vera oldugunu bilmiyor...
hesabın var mı? giriş yap