• sisli terakki lisesi'nde mezuniyet toreninden daha erken bir tarihte, ailelerin de katilimiyla yapilan, sembolik diplomalarin verildigi, dereceye girenlerin aciklandigi, okul bahcesinde yapilan toren. kiz ogrencilerin beyaz kiyafet giymeleri zorunlu oldugu, erkeklerin ise siyah veya beyaz giymeleri gerektigi icin beyaz gece adini almistir.
  • (bkz: beyaz geceler)
  • ankara uluslararası film festivali'nde cumartesi geceleri saat 00.00'dan sabah 06.00 sularına değin süren seyir gecesi. bu yılki festvalin ilk beyaz gecesinde uluslararası gösterimlerden altı seçki yer alırken, ikincisinde ise kökler, krallar ve kraliçe ve yedinci gün filmleri uykulu bünyelere takdim edilmiştir. altyazı gönderimine (bkz: launch) yardım edeyim derken izlekleri, filmi zaman zaman yanlış altyazılarla, zaman zaman da altyazısız izlemek durumunda bırakmışlığım vardır. film arasında arkadaşların farkındalığı sorgulandığında, yaptığım yanlışlık tescil edilmiştir. ama üzüntü duyulmamıştır, zaten bu bir ilk deneyimdir. özetle... en arkada koltukta maruz kaldığım sıcağa rağmen, filmlerin hepsini izlemeyi başardım hiç uyumadan. sabah saat sekiz sularında sinemadan çıktığımda gün aydınlanmış, sokaklar henüz insanlarını giyinmemişti. bugünü de festivalde söndürmüş olmanın keyfi ve gözlerime inen uyku perdesiyle kendimi yola vurdum. o gün uykumda bütün altyazıları doğru gönderiyordum...
  • ıssız albümünden harika bir sumru ağıryürüyen şarkısı.
  • (bkz: yeşil gece)
  • uzun, beyaz bir gece
    sisler içinde
    bir kuytuda başlar zaman
    bildik yıldızlar
    sonsuz bir düşte yapayalnızım
    uzakta anılar
    dönüyorum yine sana sessizce

    zaman sislerde erirken
    yitmiş sevgiler
    solgun düşlerle tutunur
    çıplak yeryüzüne
    eller görüyorum yine
    düşleri siliyorlar
    dönüyorum yine sana sessizce

    yıllar birikir önümde
    sisler içinde
    uykusuz örülmüş geceler
    uzar gündüzlere
    günler geçer
    bir ses kalır
    o beyaz geceden
    dönüyorum yine sana sessizce

    (bkz: sumru ağıryürüyen)
  • ankara uluslararası film festivali'nin cumartesi gecesini pazar sabahına bağlayan geleneksel aktivitesi. adını, dostoyevski'den mi beyaz perde'den mi kokainden mi aldığı tartışıladursun; kanımca günün ilk ışıklarını kastetmektedir. bu yılkine biz de gidek, dedim. arkadaşımın buraya yazmaktan çekindiğim ilk tepkisini söylüyorum şimdi size: "olm, tecavüze uğrarız lan? fatmagül oluruz. ne işimiz var o saatte kızılay'da?"

    efem, bizim evin düzleminde benim gece gezmem yoktur, yatıya kalma ihtimalim ise sıfıra yakınsar. izin alamayacağım gün gibi aklımdadır. arkadaşlarımın aşmış paranoyalarına rağmen, ben yine de, bi şansımı deneyim dedim, konuyu bizimkilere açtım: "bakın sevgili çekirdek ailem, bele bele bi durum var, kızınız zabaha kadar üç film birden izlicek. don't panic."

    annem, düşünce güzel dedi. babam, saçmalama hiçbir yere gidemezsin. bu izin konusu beni hep düşündürmüştür. hadi sabaha kadar film izleme mevzusunu geçtim, -ki bunun uçuk bir fikir olduğunu kabul edebilirim, bunca aşk tecrübem var. en basit mevzularda bile izin isteyince bizimkilere bi haller olur. derin derin değerlendirmeler, ince ince analizler, yaratıcı talimatlar, koşullu salıvermeler... ne oluyoruz yahu? ben sırf bunu denemek için babama, biraz televizyon izleyebilir miyim diye sordum geçenlerde. hayır dedi, adam ya. bildiğin hayır dedi. odana git, geç oldu yat dedi. çünkü sorunca durumu değerlendirdi, tv izlemeye dalarsam uyumam, uyumazsam vakitlice kalkamam, kalkamazsam işe geç kalırım... bunları bir bir düşündü adam. ve hayır dedi. o yüzden, bizimkilere izin değil de, bildirim esasını uyguluyorum ben. biraz film izleyeceğim diyorum. haberiniz olsun.

    ne yazık ki, bu yılki program deli cesaretime değmedi. kötü filmler seçilmişti. aynı adama aşık olan -biri kız diğeri erkek*- çok yakın iki arkadaşı konu edinen hayali aşklar yine fena değildi de, rüya ile gerçek arasındaki çekişmeyi anlatan hayatta kalmak ve paprika harbi kötüydü, resmen uyuttu. konuları bile aynıydı. halbuki insan izlicek biraz özenli koy şunları. bırak geceyi gündüz bile uyutacak cinstendi.

    6 civarı çıktık sinemadan. eve geldim, yattım. keyfim de yok gibi. sanki bazı şeyleri çok hızlı yaşayıp tüketmişim gibi hissediyorum. gece hayatı bana göre değilmiş. bundan sonra evden işe, işten eve. evden eve bile olabilir. nakliyat :/
  • 8 ağustos 2015 tarihli galatasaray bursaspor süper kupası maçının devre arasında ilk kez tanıtımı yayınlanmış atv'de yayınlanacak ay yapım dizisi
  • noldu bu diziye ya sesi soluğu kesildi , ocak sezonuna göre mi ayarladılar acaba
hesabın var mı? giriş yap