*

  • füruzan'ın yapı kredi yayınlarından da can yayınlarından da çıkmış baskısı bulunan kitabı.
  • furuzanin ilk olarak 1988 de yayimlanan romani.. almanyanin savas sonrasi ve oncesi donemlerinin, berlin duvarinin etkilerinin furuzanin yalin, betimlemelerle dolu, karakter tahlillerinin enine boyuna yapildigi uslubuyla yalnizca alman halki uzerindeki degil, o donem ve sonrasinda almanyada yasayan diger milletlerden insanlar uzerindeki yansimalarini da basarili bir sekilde gosteren eseri..

    frau lemmer karakteri ile baslayan; cevresi, gecmisi, kesistigi insanlar ile genisleyen karakter bollugu arasinda turklerin de bolca yer aldigi ve her ne kadar antipati ile karsilanan bu diger milletlerden insanlarla bile sevgi baglari kuruldugunda hayatin, bakis acisinin, aradaki iliskilerin farkli bir boyut aldigini, hayata daha siki sikiya tutulmanin saglanabildigini ve yapitin arkasindaki kisa anlatimda oldugu gibi sevginin birlestirici gucunu anlatiyor..
  • nazi almanyası'nda yetişmiş ve yabancılara fazla yakın olmaktan çekinir olmuş bir yaşlı kadın, göç dalgasıyla bilmedikleri gurbet ellere savrulmuş bir türk aile, sevimliliği sebebiyle "berlin'in nar çiçeği" lakâbı verilmiş bir kız bebek, sevgisiz kalmış bir yaşlı kadının önyargısını yok eden sıcak bir aile ortamı ve saf sevgi, fonda berlin... özetle: güzel bir füruzan kitabı.
  • yalnızlığın ne denli zor olduğunu anlatan füruzan romanı.

    http://kitapbocegim.blogspot.com/…zan.html?spref=tw
  • füruzan eseridir. yaşlı bir kadın olan frau lemmer'in yalnızlığı içekapanıklığının aynı bloklarda oturan türk işçi ailesi ile kurduğu sevginin dönüştürücülüğü ile çözülmesini işlemekte. önyargıların sevgi ile yıkılması güzel ve etkili bir şekilde aktarılmış.
  • okuduğum ilk füruzan kitabı oldu. berlin'e taşınmayı çok istediğim için bir dilek tuttum, bu kitabı aldım ve bir nevi totem yaptım. füruzan'ın adını ilk defa bir kaç ay önce duymuştum. aslında edebiyatla aram iyidir fakat yazarın kitaplarından da kendinden de bir haber kalmışım yıllarca. kitap bahsedildiği gibi frau elfriede lemmer ve güldane & selman korkmaz ailesi etrafında şekilleniyor. fakat korkmaz ailesi daha çok yan rolde kalıyor. kitabın başrolü kesinlikle frau lemmer. kitabın büyük çoğunluğunda, yaşlı ve çocukları tarafında kısmen terkedilmiş bir kadının yaşlılık psikolojisi, yalnızlığı, genç kızlığı, savaş yıllarında yaşadıkları ve değişen alman toplumuna yabancılaşması etrafında biçimlenen iç sesleri ve hesaplaşmalarını okuyoruz.yaşlı kadının türk aileyle kurduğu dostluk ise hikayenin önemli bir parçası ama bütünü değil.

    füruzan'ın dilini kesinlikle beğendim. sade ama insanı yormayan betimlemeleri var ve insana kesinlikle o doğu berlin evlerinden birinin içindeymiş gibi hissettirebiliyor. fakat bazı yerlerde hikaye yüzeyselleşiyor. özellikle gastarbeiter olarak gelen ilk türk aileler çok sert dışlanmayla karşılanmışlar almanya'da ve yıllar içinde alman toplumuyla iki paralel toplum haline gelmişler. bununla ilgili detaylı bir anlatım yok ya da bu sert gerçekliğe dokunan çok az an var. bir de doğru düzgün almanca konuşamayan türk aile ile hiç türkçe bilmeyen frau lemmer nasıl bu kadar edebi ve yerel bir üslupla konuşup eyleşebiliyor orasını hiç anlamadım. bir süre sonra kitap benim için baya bir inandırıcılık sorunu yaşamaya başladı. birbirlerine söyledikleri cümleler daha basit olsaydı ve biz onların iç sesleriyle daha edebi ve ileri düzeyde cümleleri okusaydık daha ilginç ve inandırıcı olabilirdi kitap.

    kitap bence orta şekerli bir okuma tecrübesi vaad ediyor. fakat ben yine de ilerleyen zamanlarda yazarın diğer kitaplarından 47'liler ve parasız yatılı'yı okuyacağım.

    berlin'e de taşınabilirsem buraya minik bir edit gelecek.

    edit: taşındım, gittim, mutsuz oldum, yapamadım, döndüm bile. çok istememek lazım belki de.
hesabın var mı? giriş yap