• muziklerini broadcastin yaptığı giallo ortamlı kıyak bir peter strickland filmi.
  • if istanbul filmleri eşliğinde,
    bugün izlenecek olan filmdir -saat 17.30' da, afm taksim' de-.

    bir korku filmidir.
  • if'te merakla bekledigim filmlerden biriydi. bombos bir film cıktı, atmosferini sevdim sadece, karanlık ve rahatsız edici studyo ortamı ve sesler guzel butunlesmisti. ama keyif alamadım, yanımda her sahneye gulen bir gerizekalının oturması da biraz etkiledi sanırım, bilemedim.
  • yakın plan marulla gerilim yaratmaya çalışan vakit kaybı. ciddi ciddi marul yahu, üstüne de güya gerecek sesler koyup "ay bir şey çıkacak galiba rıfkı!!!" havası vermeye çalışılmış. olmamış.
  • berberian kelime anlamı var mı diye bakmaya gelmiş iken,

    entry kardeşliğimizin girdilerinden sonra lan yoksa ben bu filmi totomla mı izlemişim(güzeldi ya) diye sorulara yönlendirmiştir

    bilen varsa kelime anlamı ayıktırın
  • ne anlatmak istediğini anlayan beri gelsin dediğim filmdir. hem sıkıcı hem karışık hem de klişe dolu film.
    bari biraz daha uzun çekseydiniz. 85 dakika kesinlikle çok kısa.
  • imdb

    ey yolcu! eğer lineer öyküleri, nispeten konvansiyonel teknikleri seviyorsan ancak kimlik ve bilinç üzerine filmlere de meraklıysan bunun bir doz daha az avrupalı, daha kanadalısı, saramago uyarlaması ancak villeneuve'in imzasını atıp başka bir yere taşıdığı enemy'i seyretmeni öneririm naçizane.

    ama sen dersen ki aga ben blanchot okuyorum, basel'de eğitim aldım, avusturya'da ton meister'lik yaptım. o zaman baba aynen devam bu filme, haybeye sövmezsin.

    belçika, kanada, isviçre ve fransa'da yılda bir kez çekilen filmlerden biridir. hususi merakı olmayanları sövdürüp, entelektüel düşmanı eder. şahsen bir köylü olmama rağmen keyiften çığlıklar atarak seyrettim.
  • demirdöküm'ün sunduğu cumartesi korku gecesinde izlenmiş, tersten giallo.

    bir filmin kurgusu, film şeridi kenarına eklenen ses ve tüm prodüksiyon sürecinin sıkıntılarını göstermesiyle reveransta bulunduğu italyan korkusundan korku devşirme fikriyle oldukça değerli olsa da ses üzerinden inşa etmeye çalıştığı kavramın icrasında sıkıntılar bulunan film.

    ingiltere'deki evinde yavru kuşlar yetiştiren sakin bir adamın (her ne kadar 1940'lar yer altı partizan gazetesi gibi dursa da) "giallo'nun sesi"yle korku , delilik ve vahşet arasında gidip gelmek suretiyle yoldan savrulması yönündeki gelişim biraz eksik kalıyor.

    ki son yarım saatte "kurgu" ile "gerçek" arasında sınırın bulandırılmasıyla iyice düşüşe geçen, bu bulanıklıktaki tek rehber olan bariz lynch etkisiyle en azından görsel sınırları zorlamak açısından ilginçleşse de nihayetinde "iyi fikir kötü icra"dan çektiği ıstıraptan kurtulamamış görünen film.
  • empire dergisinin seçtiği 21. y.y. en iyi 50 korku filminden biri...

    neyse iyi tarafından bakmak lazım, adam sonunda italyancayı söktü.
  • bir korku filminin pardon bir ''santini'' filminin post prodüksiyon aşamasına odaklandığımız film hem sesin önemini anlatırken diğer yandan bir adamın olduğu ortama yabancılaşması ve raydan çıkarak ortama belki de alışmasını konu ediniyor. bir giallo filminin arkasına bakıyoruz.

    filmin bazı boşlukları var fakat ben bunların daha esrarengiz bir hava kattığını düşünüyorum filme. aynı zamanda sektördeki (her sektörde olduğu gibi) cinsiyetçilik, mobbing gibi bazı şeylere de göz atıyoruz.
    toby jones, gilderoy rolüyle ağır ağır girdiği bunalımı çok iyi yansıtmış.

    bir filmde özellikle korku filmlerinde sesin ne kadar önemli olduğunu bu film sayesinde deneyimleyebilirsiniz.
hesabın var mı? giriş yap