• şimdi
    utançtır tanelenen
    sarışın çocukların başaklarında.

    ovadan
    gözü bağlı bir leylak kokusu ovadan
    çeviriyor o küçücük güneşimizi.

    taşarak evlerden taraçalardan
    gelip sesime yerleşiyor.

    sesimin esnek baldıranı
    sesimin alaca baldıranı.

    ve kuşlara doğru
    fildişi: rüzgarın tavrı.
    dağ: güneş iskeleti.

    tahta heykeller arasında
    denizin yavrusu kocaman.

    kan görüyorum taş görüyorum
    bütün heykeller arasında
    karabasan ılık acemi
    - uykusuzluğun sütlü inciri -
    kovanlara sızmıyor.

    annem çok küçükken öldü
    beni öp, sonra doğur beni.

    (bkz: cemal süreya)
  • cemal sureyanin en guzel siirleri arasinda yer alir. biliyorum sana gidenle yarisir.
  • papirüs dergisinde 'şimdi utançtır tanelenen' başlığıyla yayımlanmıştır
  • bösodobeni... cemal süreya'nın neredeyse tüm kitaplarında beni öp sonra doğur beni şiiri için kullandığı kısaltma.
  • üstada saygımla;

    başkalarının evlerinde taşıyor şen şakrak akşam yemeği sonrası anne çocuk kahkahaları. bir çocuk, yaşıtım, okulda yaptıklarını anlatıyor, baba kahve içiyor bir yandan. benim sesim zehir, kelimelerim içime akıyor, kendi kendime konuşana birşey demiyor kimse. bir dağ köyünde miyim, hayır, başka bir yerleri getiriyor rüzgar, güneş dağın üstünden her sabah, odamın içine geliyor. tek misafirim o.
    halamlarla yaşıyorum epeydir. bir kız var , adı nihayet. nihayet tutunacağım bir şey var, annem kokuyor sanki.
    iyi davranıyorlar bana, ama her hareketlerinden hissediyorum nedense, bir acıma var, bir tutukluk. beni çocuklarından ayırmıyorlar, ben de kendimi ayıramıyorum zaten düşüncelerimden.
    uyuyamıyorum geceleri, hep aynı düşünceler kafamda. neden gittiler, nereye gittiler.
    bir tek nihayeti düşlüyorum, utanıyorum sonra kendimden. nihayet annem gülüşlü.
    ona desemki,
    başka bir dünyaya yeniden, beni öp sonra doğur beni.
    böyle şeyler yazıyorum bir yerlere, kızıyor bana öğretmen.
    öğretmenim yaşıtımın öğretmeniyle aynı, çocuk arkadaşım.
    annesi gülüyor hala.
    yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey demiş cemal süreya.
    şimdi o yalnılığım tam ortasında
    beni öp sen, sonra doğarım belki her sabah yeniden
    tek misafirim güneş gibi.
  • cemal süreya annesiz büyüdüğü için, sevdiği her kadında biraz da annesini arar.. bir bakıma onlardan sevgililik yanında annelik de bekler. ve;

    "annem çok küçükken öldü
    beni öp, sonra doğur beni"

    dizeleriyle bu duygusunu en güzel şekilde ifade eder.
  • diyelim ki fal tutuyorsunuz cemal süreya şiirlerinden her gece. her gece bambaşka bir hisle dalıyorsunuz uykuya demektir. bu şiiri okuduğunuzda ise dalamazsınız uykuya. beynin o incecik kıvrımlarındaki bütün düşünceler uyanır, geceleri sabah ettirir...
  • yaklaşık yarım saat önce bir alış veriş merkezinin yürüyen merdiveninde etrafı izlerken birden aklıma geliveren bir şiirin en can alıcı parçası.

    önce öp, sevdir kendini, bağla kendine, sonra beni yeniden tanımla, şekillendir, doğur beni.
  • annem çok küçükken öldü
    önce öp sonra doğur beni

    diye söylemeyi sevdiğim, iç acıtan cemal süreya şiiri.

    ama empati kuruyorum da, bunu annesi ölmüş kişiye okutmak nası bi günahtır allahım...
  • vecihi timuroğlu merak edip sorar: "yahu cemal, beni öp sonra doğur beni nasıl bir laftır? önce doğurur sonra öper annen?"

    henüz altı yaşındayken annesini kaybeden cemal süreya cevap verir: "iyi de abi, anne sevgisi nedir bilmedim ki, öpsün hele bir önce..."
hesabın var mı? giriş yap