• 1952 yapımı, anthony mannın yönettiği ve başrolünde james stewart'ın oynadığı şahane western.

    bulundukları kasabadan ayrılıp başka bir yerleşim kurmak üzere hareket eden ahali cole ve glyn mclyntock*'ın yardımıyla yerleşim bölgesine ulaşırlar. bu sırada kışa girilmek üzeredir ve kasabadan birtakım yiyecek vb desteğinin getirilmesi gerekmektedir. james stewart amcam siz takılın ben getiririm diyerek kasabaya döner ama kasabanın ensesi kalın elemanı hıyarlık eder, gönderilmesi gereken erzaklara el koyar. james amcam da "vay bize yamuk ha" diyerek erzağı kaçırır, ensesi kalın elemanla bizimkiler arasında korkunç bir kovalamaca başlar. olaylar gelişir.***

    son derece başarılı bir anlatımı, hikayesi ve sinematografisi vardır, izlemeye doyum olmaz, yıllar sonra beni western türüne geri döndüren filmdir.
  • anthony mann'ın önceki filmleri siyah beyaz olduğu için bu filmde renk cümbüşü benzer durumları oldundan hafif gösteriyor sanki. güzel manzaralar eşliğinde yolda gidiyorlar. doğayla iç içe olmayı övüp hayat budur aga geyiği çeviriyorlar. bir işte çalışıp emekli olmak gibi şehirli dertleri olmadığı için her şeyi bırakıp bir dağ evine yerleşme isteği yerine doğrudan dağ evine yerleşme isteği var. topluca dağa göç edip köy kuruyorlar haliyle. madencilerin ve tüccarların olduğu portland çakal takımının mekanı, huzur ise tarım toplumunda.

    yolda giden konvoyun başına sürekli yeni zorluklar içeren kısa öyküler çıktığı için bir ara hikayeyi kaybeder gibi oldum.

    --- spoiler ---

    filmin başında glyn* asılmakta olan ve aslında iyi biri de olmayan cole'u sebepsizce asılmaktan kurtarıyor.

    gayet yavşak bir tipi olan ve her an bir puştluk yapacakmış gibi hareket eden cole'un adını öğrenince glyn onu ününden tanıyor tabi. o da glyn'i tanıyor aynı şekilde. bu arada laura, glyn ve cole arasında bir aşk üçgeni oluşuyor. glyn laura'ya yazarken laura piç erkek cole'a bakıyor.

    laura'nın babası jeremy ise cole'u çürük elmaya benzeterek böyle eşkiyalar düzelmez diyor, zaten cole sonunda ihanetini gerçekleştirip jeremy'i haklı çıkarıyor. fakat filmin sonunda glyn'in neden cole'u asılmaktan kurtardığını ve jeremy'nin babasıyla bu konuyu münakaşa ettiğini anlıyoruz.

    bu arada cole'un ihaneti sırasında glyn'in nefretle bakıp intikam yemini ettiği sahne bence baya önemli. karakter tamamiyle değişiyor. iyilik dışında pek bir olayını göremediğimiz, kavgalara pek kendini vermeyen glyn özüne dönüyor ve konvoyu kurtarana kadar (ekranda biz pek göremesekte) yardırıyor.

    nehirdeki son çarpışmadan sonra boynundaki ip izinden glyn de cole gibi asılmaktan kurtulan bir eşkiya olduğu anlaşılıyor. kötü insanların düzelmeyeceğine inanan jeremy yanıldığını anlayıp glyn'e evet insanlar elmalardan farklıymış diyince glyn bütün geçmişini arkasında bırakmış oluyor ve laura'yı kapıyor. mutlu son ile filmimiz bitiyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap