• (bkz: bensevi)
  • bencillik değil, bencilik...

    bencillik için bkz.: bencillik.

    ahlak felsefesinde kişinin tüm yapıp etmelerinde kendi benini ve çıkarını öne koyması gerektiğini savunan; "başkalarının mutluluğunu gözetme", "toplumun refahı için eyleme", ya da "başkası için yaşama" türünden yaşam reçetelerini yadsıyıp tek doğru ve anlamlı yaşam reçetesinin "ben ya da kendim için yaşama" olduğunu öne süren öğreti.

    en geniş anlamıyla, herkesin kendi yararlarını ya da çıkarlarını gözeterek eylemde bulunması gerektiğini, doğal olanın da böyle yaşamak olduğunu ileri süren ahlak felsefesi öğretisi. ben'i şu ya da bu biçimde merkeze ya da temele alan görüş; "iyi" nin kendi çıkarını gözetmeye dayandığını savunan ahlak kuramı; özgecilik karşıtı.

    bencilik terimi modern ahlak felsefesine yararcılıkla koşut biçimde yapılandırılmış bir tür ahlak kuramına etiket olarak sunulmuştur. yararcılık kişinin herkesi gözetmesi ve iyi ile kötü arasında en üst dengeyi sağlaması gerektiğini savunurken, bencilik tam tersine herkesin kendi iyiliğini olabildiğince yükseltmesi gerektiğini öne sürer. bencilik, tıpkı yararcılık gibi, yapılan her doğru şeyin belirli bir iyi üreteceğini savunduğundan erekseldir. ahlak kuramlarının bu biçimde sınıflandırılmasını, yararcılık ile bencilik arasında yapılacak seçimi ahlak felsefesinin temel sorunlarından biri olarak gören henry sidgwick'e (1838-1900) borçluyuzdur. sidgwick, etiğin yöntemleri'nde (the methods of ethics, 1874) bu sorunu iyinin hazla özdeş olduğu varsayımıyla çerçeveler. sidgwick bu kitabında yararcılığı evrendeki haz miktarını en çoğa çıkarma görüşünü nitelemek için kullanır ve üzerinde durulmaya değer tek bencilik biçiminin hazcı bencilik olduğunu savunur. günümüzde çok az felsefeci haz ve iyi özdeşliğini kabul ettiğinden ötürü, tartışmanın kavramları değişmiştir. gelinen noktada "bencilik" iyi anlayışı ne olursa olsun kendi iyiliğini olabildiğince çoğaltmayı savunan her öğreti için kullanılmaktadır. bu öğreti normatif (düzgükoyucu) değergesine vurguda bulunmak için, çoğunlukla etik bencilik diye adlandırılmaktadır.

    etik bencilik öğretisi, en genel anlamda, insanların kendi çıkarını düşünmesi gerektiği görüşüdür. normatif (düzgüsel) değergede olan bir diğer bencilik görüşü ise kişinin kendi çıkarlarını artırmasının daima aklın yoluyla uyumlu olduğunu savunan usçu benciliktir. usçu bencilik, katı uyarlamasında, kişinin yalnızca kendi çıkarının peşinde koşmasının akıllıca olduğunu savlamakla kalmayıp, bu amacın peşinde koşmamanın da akıldışı olduğunu savunur. daha bir yumuşak uyarlamasındaysa kişinin kendi çıkarlarının peşinde koşması akılcı bir davranış olsa da, bunların peşinde koşmamanın zorunlu olarak akıldışı olmadığı durumlar da söz konusudur. diğer bir bencilik savunusu ruhbilimsel bencilik insanın güdülenimine ilişkin gözle görülür verilerden yola koyulur. insan ilişkilerinin bir açıklamasını, aslında bütünüyle ben-merkezli ve ben-güdümlü olduğuna inandıkları insan doğasının bir betimlemesini sunan ruhbilimsel bencilik, insanların her zaman kendi çıkarına olduğuna inandığı şeyleri yaptığını, bunun bir olgu olduğunu ve insanın verili doğası gereği başka türlü davranamayacağını savunur. ruhbilimsel benciliğin daha az katı bir uyarlaması özgeci ve yardımsever davranış olasılığını kabul etse de bir seçim yapıldığındai tanım gereği eylemin kişinin yapmak istediği eylem olacağını savunur.

    eğer a yanan bir binaya bir çocuğu kurtarmak için girerse, bu a çocuğu kurtarmak istediği için olmalıdır. bütün güdülenimleri eyleyenin yapmak istediği şey olarak tanımlamak oldukça sorunludur: mantıksal olarak bir totoloji olduğundan ötürü, güdülenimin kullanışlı ve betimleyici bir tanımını vermek olanaksızdır. son çözümlemede, insanların güdüleri, eğilimleri ve yatkınlıkları hakkında bir varsayım olan ruhbilimsel bencilik "güdülenmiş olduğumuz şeyi yapmak için güdüleniriz" demektedir. benciliğin bir diğer biçimi de, benciliğin ancak ahlakça kabul edilebilir sonuçlar verdiğinde ahlakça kabul edilebilir ya da doğru olduğunu savunan koşullu benciliktir. sözgelimi çıkarcı bir davranış, eğer toplumun bütününün gelişmesini sağlıyorsa kabul edilebilir ve övülebilirdir. nitekim koşullu bencilik kuramı ortak çıkara uygun olmayı, kamusal iyiliği gözeten üstün bir amacı göz önünde bulundurur.

    her ne kadar benciliğin felsefe tarihinde izi sürüldüğünde karşımıza ilkçağ yunan felsefesinin hazcılığı çıksa da çoğu felsefe tarihçisi benciliği hobbes'un "ben sevgisi" öğretisiyle başlatır. hobbes bu öğretisinde insanın tüm yapıp etmelerinin "ben sevgisi" uyarınca belirlendiğini, ahlaklı olma ya da ahlaklılık dediğimiz şeyin de insanın kendini koruma içgüdüsünün bir parçası olduğunu dillendirmiştir.
hesabın var mı? giriş yap