• jakarta'nin eski adi. cakarta mi demeliydim?
  • buffalo'ya yaklaşık 50 mil uzaklıkta çok sayıda italyan asıllı amerikanın yaşadığı şirincene bi kasaba
  • hollanda'nın latince ismi. ismini bölgeye tarihte yerleşmiş bir cermen kavmi olan batavii'den almıştır. ayrıca fransız ihtilali'nin ardından, bölgeyi işgal altında bulunduran fransa'nın koruyuculuğu altında 1795'te kurulan ve 1806'da napoleon bonaparte'ın kardeşi louis bonaparte'ı kral tayin etmesine kadar varlığını sürdüren cumhuriyetin de ismi olmuştur.
  • (bkz: batavii)
  • vakt-i zamaninda osmanli devleti'nin canakkale savasi zaferinin yarattigi memnuniyet sebebiyle padisah'i "gazi" olarak anmayi kararlastirmis memleket:

    devlet-i aliyye-i osmaniyye
    batavya başşehbenderliği
    aded: 448/23
    melfûf: 4

    hariciye nezâret-i celîlesi cânib-i sâmîsi'ne

    ma‘rûz-ı çâker-i kemîneleridir

    10 rebîülâhir sene 1333 tarih ve 401/4 numaralı arîza-i çâkeriyle vâki‘ olan istirhâm-ı abîdânem üzerine 26, 27, 28, 29, 30 nisan sene 1915 tarihli telgrafnâme-i sâmî-i cenâb-ı efhamîleri lahey sefâret-i seniyyesi ma‘rifet-i aliyyesiyle bi'l-vüsûl hemen malay lisânına bi't-tercüme yerli gazeteleriyle neşretdirilmiş ve düşmanlarımızın kale-i sultaniye ile gelibolu şibh-i cezîresi'nde münhezim oldukları havâdisi beyne'l-islâm memnûniyet ve mahzûziyet-i vefîreyi müstelzim olmuşdur.

    düşmanlarımız üzerine gün begün tevâlî eden muzafferiyâtımıza burhân-ı celî olmak üzere zât-ı akdes-i hazret-i hilâfet-penâh efendimiz hazretlerine gazi unvân-ı celîlinin ilâvesine dair hey’et-i vükelâca vâki‘ olan istirhâm nezd-i şevket-vefd-i hazret-i şehinşahîde lütfen kabul buyurulup ba‘- ezîn gazilik unvân-ı celîlinin hutbelerde dahi kırâatı için yarınki cuma gününden itibaren batavya'daki câmi-i kebîrde ta‘zîmât-ı lâzıme ile kırâata bed’ ü mübâşeret edileceği ma‘rûzdur. ol bâbda ve her halde emr u fermân hazret-i men lehü'l-emrindir.

    fî 26 receb sene 1333 ve fî 10 haziran sene 1915

    batavya başşehbenderi

    re’fet

    http://www.devletarsivleri.gov.tr/…anakkale/082.htm
  • (bkz: betuwe)
  • 1629 yılında avustralya açıklarında karaya oturarak batan, hollanda doğu hindistan şirketi’nin (vereenigde oostindische compagnie - voc), oldukça kanlı ve trajik bir hikayeye sahip tüccar gemisi.

    1628 yılında amsterdam’da inşaatı tamamlanan, 57 metre boyunda ve 650 ton ağırlığında east-indiaman sınıfı bir gemi olan batavia’nın ilk görevi, yüklü miktarda altın ve gümüş parayı voc’nin doğu hint adalarındaki merkezi olan batavya’ya (günümüzde cakarta) götürmek, oradan da hollanda’ya yüklü miktarda baharat getirmekti. 341 kişilik mürettebatı ile ilk ve son yolculuğuna, 7 gemilik bir filonun başında, takvimler 27 ekim 1628 tarihini gösterdiğinde çıktı. mürettebatın çoğu gemiciler ve voc subaylarıydı, ayrıca gemide yüz civarında asker ve bir grup sivil yolcu bulunuyordu. sivilllerin arasında kadın ve çocuklar da vardı.

    filonun başında voc’nin en tecrübeli tüccarlarından olan fransisco pelsaert bulunuyordu, geminin kaptanı ise ariaen jacobsz’du. iki adam birbirinden nefret ediyordu: iki yıl önce hindistan’da tanışmışlardı ve bir gün jacobsz sarhoşken pelsaert’e başka tüccarların önünde hakaret etmiş, pelsaert de onu sokak ortasında oldukça ağır şekilde fırçalamıştı.

    geminin bir diğer yolcusu ise haarlem’li, iflas etmiş bir eczacı olan jeronimus cornelisz’di. dönemin en tartışmalı ressamlarından olan johannes torrentius’un yakın arkadaşıydı ve onun dini görüşlerine hayranlık besliyordu (torrentius’a göre dinlerin dünyevi zevkleri yasaklaması tanrı’nın isteğine aykırıydı, bu yüzden dönemin muhafazakar kalvenist hollanda toplumu tarafından şeytana tapmakla suçlanıyordu.) cornelisz de benzer suçlamalarla tutuklanmaktan korktuğu için voc’de tüccar olarak iş bulmuş ve hollanda’dan kaçmak için batavia’ya gelmişti. yolculuk devam ederken kaptan jacobsz ve cornelisz oldukça iyi anlaşmaya başladılar ve bazı ortak noktaları vardı: ikisi de pelsaert’i sevmiyordu ve gemideki altınlar ikisinin de iştahını kabartmştı. ikili, gemide isyan çıkarıp kontrolü ele almak için komplo kurmaya ve mürettebatın bir kısmını yanlarına çekmeye başladılar ancak durumları henüz elverişli değildi, gemi tepeden tırnağa askerlerle doluydu.

    yolculuk başladıktan kısa bir süre sonra filo kuzey denizinde bir fırtınaya yakalandı. fırtına geçince batavia sadece iki gemiyle bir araya gelip yola devam edebildi. buna rağmen gemiler planlanan süreden bir ay önce ümit burnuna ulaştılar. ancak burada da çıkan bir fırtına sonucu batavia diğer iki gemiyle de teması kaybetti. artık cakarta’ya tek başına gitmesi gerekiyordu, ancak oraya asla ulaşamayacaktı, zira güçlü rüzgarlar yüzünden rotasından feci şekilde sapmıştı ve avusturalya’ya doğru yol alıyordu.

    4 haziran 1629 tarihinde batavia, avusturalya’nın batısındaki beacon adası açıklarında mercan kayalıklarına (abrolhos adaları olarak da geçiyor) çarpıp karaya oturdu.
    enkazın konumu

    40 yolcu boğularak öldü, kalanlar ise gemideki sal ve 9 metrelik bir filikayla adaya çıkmayı başardılar. pelsaert adayı keşfe çıktı ve düştükleri durumun ciddiyetini fark etti: adada içme suyu yoktu ve ufak kuşlar dışında yiyecek çok az şey vardı. hayatta kalabilmek için iki seçenekleri vardı: ya daha önce hiçbir avrupalının ayak basmadığı avusturalya anakarasına gideceklerdi, ya da 3000 kilometre kuzeyde kalan batavya’daki hollanda kolonisine. bütün imkansızlığına rağmen pelsaert ikinci şıkkı seçecekti. aralarında jacobsz’un da bulunduğu 48 kişilik bir grup kurup gemiden kalan erzağın bir kısmını topladı ve filikaya binip cakarta’ya doğru yola çıktılar. mucizevi bir şekilde 33 gün sonra batavya’ya ulaştılar ve gruptan kimse ölmemişti – yol üzerinde rastladıkları adalarda su bulmuşlardı. karaya çıkar çıkmaz pelsaert, jacobsz’u ihmalkarlıktan tutuklattı ve batavya valisi jan coen’e durumu anlattı. coen, pelsaert’e saardam adında bir gemi verdi ve hayatta kalanları, gemiden geriye kalan ganimetle birlikte batavya’ya geri getirmesini emretti. pelsaert tekrar beacon adası’na doğru yola çıktı, ancak adada bırakmaması gereken birini bırakmıştı ve dönene kadar iş işten geçmiş olacaktı.

    cornelisz, pelsaert ve jacobsz’dan sonra gemideki en kıdemli kişiydi ve pelsaert adadan ayrıldıktan sonra gemide yanına çektiği adamları toplamış ve diktatörlüğünü ilan ederek gemiden arta kalan az miktarda yiyeceğe, ganimete ve silahlara el koymuştu. gemide planladığı isyanı çıkaramamıştı ancak şu an başka planlar yapıyordu: hayatta kalan yolcuları ortadan kaldırıp, kalan altınlarla ve sadık adamlarıyla, kurtarmaya gelen ilk gemiyi ele geçirip korsanlık yapmaya başlayacaklardı.

    fakat önünde bir engel vardı: gemideki askerlerden biri olan wiebbe hayes. hayes genç ama yetenekliydi ve kaza sonrası sergilediği liderlik vasıflarından dolayı etrafındaki diğer askerler ona saygı ve sadakat gösteriyordu. bu durum, adada kendinden başka otorite istemeyen cornelisz’in gözünden kaçmamıştı. hayes’i yanına çağırıp ona bir görev verdi: en sadık 20 adamıyla birlikte 8 km batısındaki wallabi adası’na gidip orada yiyecek ve su arayacaktı. eğer su bulursa bir ateş yakıp duman sinyaliyle adadakilere haber verecekti, ancak silahlarını burada bırakacaklardı. hayes kabul etti ve adamlarıyla wallabi adası’na doğru yola çıktı. ancak bilmediği bir şey vardı: cornelisz wallabi adası’nda su olmadığını düşünüyordu ve onları oraya ölmeleri için göndermişti.

    hayes’in ve adamlarının gidişiyle cornelisz ve adamları, ellerindeki az miktarda yiyecek ve suyu paylaşmak istemediği için adada terör estirmeye başladı. ilerleyen günlerde yağan yağmurlar içme suyu kıtlığını bir nebze hafifletmişti ancak durum artık kontrolden çıkmıştı. batavia tamamen denizin derinliklerine gömülmüştü, cornelisz’in adamları artık hayatta kalanları zevk için öldürüyordu ve geminin 7 kadın yolcusu seks kölesi yapılmıştı.

    3 hafta sonra cornelisz, batı yönünde ufuktan yükselen dumanları görünce hayretler içinde kalmıştı: hayes ve adamları hayatta kalmakla kalmamışlar, üstelik adada içme suyu ve yiyecek de bulmuşlardı. cornelisz endişelenmeye başladı: kurtarmaya gelecek bir gemi sinyali görüp kendilerinden önce hayes ve adamlarını kurtarmaya gidecekti, üstelik adada olanları gördükten sonra hayes kendilerine de saldıracaktı. sinyali görmemiş gibi yaptı ve bir grup adamını hayes’i ve askerlerini öldürmeleri için wallabi adası’na yolladı. bu arada günler geçtikçe hayes’in de şüpheleri artıyordu: sinyale rağmen ana adadan neden hala kimse gelmemişti?

    lakin adadaki katliamdan son anda kurtulan ufak bir grup, batavia’dan kalan derme çatma malzemelerle bir sal yapıp gizlice kaçmıştı. wallabi adası’na cornelisz’in adamlarından önce ulaşmayı başardılar ve hayes’e durumu anlattılar. dehşete düşen hayes, adamlarına batavia’dan karaya vuran malzemelerle derme çatma mızraklar ve çivili sopalar yapmalarını emretti. ayrıca taş ve mercanlardan ufak bir tahkimat inşa ettiler ve haydutları beklemeye başladılar. iyi beslenmişlerdi ve gelenleri karşılamaya hazırdılar.

    cornelisz’in adamları hayes’in tahkimatına iki kere saldırdılar ancak ikisinde de geri püskürtüldüler. saldırganlardan bir grup, beacon adası’na dönüp cornelisz’i de alarak wallabi adası’na getirdiler. cornelisz hayes’in adamlarıyla pazarlık edip hayes’i kendi tarafına çekmeye çalışsa da başaramadı. üçüncü bir saldırı düzenlediler ancak bu da püskürtüldü ve cornelisz, hayes’in adamları tarafından tutsak alındı. cornelisz’in ikinci adamı wouter loos, geri çekilen saldırganları topladı ve dördüncü kez –bu sefer yanlarındaki birkaç misket tüfeğiyle- tahkimatı kuşatıp saldırdılar. çatışma sürerken iki grup da ufukta hollanda bayraklı bir gemi gördüler: saardam’ı. pelsaert ve adamları, batavya’dan yola çıktıktan 63 gün sonra wallabi adası açıklarına varmıştı.

    hayes adamlarından bir kısmını alıp pelsaert’e olanları anlatmak için saardam’a doğru yola çıktı. cornelisz’in adamları da gemiye varmak için hayes ile yarıştılar fakat geç kalmışlardı. gemiye çıktıklarında pelsaert durumdan haberdar olmuştu ve hayes ile birlikte onları bekliyordu. cornelisz'in adamları, güverteye çıkar çıkmaz kazanma şansları olmadığını anlamışlardı. hemen teslim oldular, bazıları itiraf etmeye başladı.
    pelsaert duydukları karşısında dehşete düştü: aralarında kadın ve çocukların da olduğu 125 kişi taşlanarak, boğazları kesilerek, boğularak öldürülmüştü. gemide cakarta’ya bütün tutsaklarla birlikte dönecek kadar erzak olmadığı için pelsaert, tutsakların infazını beacon adası yakınlarınaki fok adası’nda gerçekleştirmeye karar verdi.

    cornelisz ve en yakın adamları elleri kesildikten sonra asıldı.
    wouter loos ve birkaç isyancı avusturalya anakarasına sürgün edildi ve kendilerinden bir daha haber alınamadı. kalan isyancılar mahkemeye çıkarılmak için batavya’ya götürüldü ve infaz edildiler.
    batavya’da tutuklanan kaptan jacobsz, işkenceden geçirilmesine rağmen gemide cornelisz ile isyan planladığını itiraf etmedi. akıbeti bilinmemekte.
    hayes, wallabi adasında pelsaert tarafından çavuş rütbesine yükseltildi ve maaşı iki katına çıkarıldı. batavya’ya döndüklerinde voc tarafından madalya ile ödüllendirildi, ulusal bir kahraman oldu ve maaşına tekrar zam yapıldı.
    pelsaert, olayı inceleyen voc heyeti tarafından yeterince otorite göstermediği gerekçesiyle kısmen suçlu bulundu ve tüm mal varlığına el konuldu. bir yıl sonra ise hastalıktan öldü.

    olayla ilgili bazı ilginç bilgiler:

    - olayla ilgili sahip olduğumuz bilgilerin çoğu pelsaert'in tuttuğu günlükte yazılanlara dayanıyor (daha sonra da yayınlanmış zaten)

    - jeronimus cornelisz'in tarihte belgelenmiş ilk psikopatlardan biri olduğu söyleniyormuş.

    - geminin enkazı 1963 yılında bulunmuş. enkazın çıkarılan kısmı ve bazı ganimetler şu anda geraldton'daki batı avustralya müzesi'nde sergilenmekte.

    - hayes ve adamlarının inşa ettiği taş tahkimat , avrupalıların avusturalya toprakları üzerinde inşa ettiği en eski yapı imiş (ve bugün hala batı wallabi adası’nda duruyormuş söz konusu yapı.)

    - geminin bir replikası, 17. yüzyılın inşaat teknikleri kullanılarak yapılmış ve 1995’te bitirilmiş, şu anda hollanda'da, lelystad'da sergileniyor.

    - abrolhos adalarının ismi, portekizce "gözünü dört aç" anlamına gelen "abre os olhos" tan geliyormuş.

    kaynakça (yanlış aktardığım bir bilgi varsa affola):
    -https://www.wikiwand.com/en/batavia_(ship)
    -https://www.nationalgeographic.com.au/…ipwreck.aspx
    -https://www.sea.museum/…iving-the-batavia-shipwreck
    -https://www.australiangeographic.com.au/…y-wrecked/

    almanca biliyorsanız, olayın tartışıldığı linkteki podcast'i de tavsiye ederim:
    -https://www.zeitsprung.fm/podcast/zs226/
  • (bkz: #100058155)

    ocak ayında araç satın almayarak mtvden kurtulan bir adet mal.
  • tanımadığı insanlara hakaret eden değişik biri.

    (bkz: #100067960)
  • durup dururken insanlara saldıran değişik insan. çok defa şikayet ettim bazı yazar kardeşlerde etmiş zaten yeni yazar olmuş sanmıyorum ömrü kısa olacak burada yazık
hesabın var mı? giriş yap