• batı afrika da fas ile moritanya arasındaki bölge, ilk kez berlin konferansı ile 1884 de ispanya ya verildi.1906 da ilk başkaldırı başladı. zengin fosfat yatakları yüzünden fas, fransa ve moritanya arasında bölüşülmeye çalışıldı ise de şimdilik ispanya perde arkasına çekilmiş durumda. madenlerin işletilmesi hakkı karşılığında elaltından fası desteklliyor. meşhur polisario gerillaları bu zavallı halkın bağımsızlık ümidi idi.
  • fas, cezayir ve moritanya'nın üzerinde hak iddia ettikleri bir bölge. şu anda birleşmiş milletler yönetiminde özel bir statüsü olsa gerek.
  • başkenti el ayun'dur.
  • şu an birleşmiş milletlerin non-self governing states: kendini yonetmeyen ulkeler; listesinde olan; maalesef dekolonize olamamış nadir ulkelerden biridir batı sahra. uluslararası hukukta vurugulanmasi olmazsa olmaz bir olay haline gelmiş olması; biz ogrencilerin tıpkı oyunlardaki gibi bir case, lay ustune okuma yapıp, kendi capimizda farzedip yazı yazmamizdan ote orada yaşayan insanları ve kendi kaderine kendisini tayin etme hakkı denem olayın * bir terimden ibaret olmasıyla gundemdedir. oysaki bu olay tarihseldir,, insancıldır...

    tarihindeyse subat 1976'da polisario ozgurluk hareketinin yuruttugu savas sonucunda batı sahra bolgesi fas kontrolune karşı bağımsızlıgını ilan etmiş ve sahra arap demokratik cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etmiştir. ilerleyen yıllarda; 1984 de afrika birliği ne kabul edilmesiyle uluslararası arena da tanınması konusunda cok buyuk bir adım atmıştır. ancak fas, un ilişkileri de goz onunde bulundurularak incelenmesi gereken başka bir husu vardır ki; sadr ( the saharan arab democratic republic) un'e uye olamamiştır.

    halen fas uzerindeki baskılar gittikçe artmaktadır. son zamanlarda gelen en buyuk tepki ise kenya'dan gelmiştir. sadr ile formal diplomatik ilişkiler kurmuştur. her ne kadar fas kenya'nın bu işini uluslararası hukuka karsı çirkince bir çelişki" olarak tanımlıyor olsa da; biz fas'a donde kendine bak.. ne cabuk unuttun sizin koloni zamaninizi demekten kendimizi alamıyoruz.
  • halkinin self determination hakkini kullanmasi amaciyla referanduma gidecegi, bu referandum izleme gorevini saglamak amaciyla minurso adi verilen birlesmis milletler askeri gucunun bulundugu ulke.
  • halkinin sahravi olarak bilindigi bolgemsi.
  • devlet statüsü halen tartışmalı olan batı afrika ülkesi. ~266 bin nüfüsu, 266 bin km² yüzölçümü ile dünyanın en seyrek insan görülen ülkeleri arasında grönland ve falkland adaları'ndan sonra 3. sırada. eski ispanya sömürgesi ayrıca.
  • (bkz: #17154170)
  • fas'in bolge uzerindeki iddiasi fas krali ile bazi sahravi kabilelerinin tarihi iliskilerine dayanir. fas'a gore bu kabileler muminlerin koruyucusu olan fas sultanina baglilik yemini etmislerdir ve bu yuzden fas sultani topraklar uzerinde hak sahibidir.
    yine fas'a gore bolgenin bagimsizligi sozkonusu olamaz. fasli bir diplomatin soylediklerine gore bati sahra konusu fas icin kirmizi cizgidir, bir olum-kalim meselesidir.
    fas'a gore polisario illegal islere karismaktadir; uyusturu trafigi gibi islere bulasmislardir. ozellikle 11 eylul'den sonraki fas iddialarina gore de polisario radikal islami benimsemistir ve cihadi benimsemis gruplarla iliski icerisindelerdir; yani polisario kontrolundeki bati sahra teroristlerin cirit attigi bir yer olmustur. ayrica bati saharadaki bagimsizlik hareketi yerel taleplerden dogmamistir. polisario cezayir'in kullandigi bir gruptur (bu sebepten bazen algerisario olarak aniliyorlar). iddia ediyorlar ki; cezayir'in diplomatik, finansal, askeri yardimlari olmasa idi "bati sahra sorunu" diye bir sey olmayacak idi. yani bati sahra sorunu dis-mihraklarin cikardigi bir seydir.
    bir baska fas iddiasi da cezayir'deki "sozde multecilerle" ilgilidir. fas'a gore cezayir'in verdigi rakamlar abartilidir; fas'a gore bolgede 90.000 multeci varken polisario ve cezayir'e gore bu rakam 160.000 civarindadir. ilaveten bu multecilerin tamami "sozde sahravi" de degildir. bunlarin aralarina 1980lerde kendi ulkelerinden kacan tuareg ve araplar da karismistir.
    dikkat ederseniz fas'in iddialari israil ve turkiye gibi ulkelerin kendi sorunlu bolgelerini yaklasimlarina cok benziyor. her 3 ulke de sorunlu bolgede yerli bir halk oldugu iddialarini reddediyorlar.

    diger taraftan polisario'nun iddialari fas'inkilerin tam tersi neredeyse. sahravi kimliklerini ozellikle vurguluyorlar ve kendi kaderlerini tayin haklari oldugunu ileri suruyorlar. fas kendilerine en fazlasindan otonomi onerirken onlar bagimsizlik disinda bir sey kabul etmeyeceklerini ancak yine de, bagimsizlik ve ozerkligin secenek olarak sunuldugu bir referandumu kabul edeceklerini soyluyorlar. fas'aysa bati sahra'nin bagimsizligindan soz etmeye imkan yok; kesin karsi cikiyorlar.

    biraz da cezayir'e deginelim. cezayir'in bati sahra topraklari uzerinde herhangi bir hak iddiasi yok. fas cezayir'in bolgeyi kontrol etmek istedigini, polisario'nun cezayir'in kuklasi oldugunu iddia ededursun, cezayir sahravilerin bagimsizlik hakki oldugunu ileri suruyor. cezayir'in bolgede cikarlari suphesiz vardir; mesela en buyuk rakipleri fas yerine bagimsiz ve dost bir bati sahra devleti uzerinden atlantik'e ulasim imkani basli basina bir kazanctir. ancak diger taraftan cezayir'in bugunku tutumu, gecmiste sergiledikleri davranislarla oldukca parallelik gosteriyor. cezayir daha once pek cok somurgeya bagimsizlik mucadelelerinde destek vermis, bu yonden de pek cok ulkenin takdirini kazanmis. cezayir'e gore bati sahra da bu idealizmin orneklerinden sadece biri.

    bir zamanlar moritanya da bolge uzerinde hak iddia ediyordu. hatta 1976'da bolgenin bir kismini kontrol altina aldilar. polisario'ya karsi giristikleri savas cok uzayinca 1978'de moritanya hukumeti bir darbe ile uzaklastirildi. yeni yonetim polisario'yla anlasip daha ocne ilhak ettigi bolgelerden cekildir ve o gunden bu yana fas ve polisario arasinda tarafsiz bir tutum sergiliyorlar.

    peki bati sahra sorunu bugunlere nasil geldi? efendim bolge 1884 berlin anlasmasindan sonra ispanya somurgesi oluyor. ondan oncesinde bolgede sadece gocebe kabileler var, bunlar donem donem fas sultanina baglilik yemini ediyorlar ama bolgede tam bir otoriteden soz etmek mumkun degil.
    1950lerde ilk once fas bagimsizligini ilan ediyor. fas milliyetciler istiklal partisi onculugunde "buyuk fas" hayalini halka asiliyorlar. bu donemde fas sultanlari hep istiklal partisi destegiyle basta kaliyorlar. tabi koltuk karsiligi istiklal partisinin programina uygun hareket etmek durumunda kaliyorlar. bagimsizliktan sonra ilk sultan kismen de olsa bazi topraklarin fas'a katilmasina katki sagliyor. zaten bagimsizlik mucadelesi surecinde gonulleri fethettigi icin pek problem yasamiyor hukum surerken.
    bir sonraki sultan hasan 2'yse pek cok sorunla karsilasiyor. ordu ve istiklal partisi hasan'in buyuk fas hayaline ihanet ettigini dusunuyorlar. iki defa kendisine karsi suikast girisiminde bulunuluyor. suikast girisimlerinden kurtulunca halkin gozunde biraz buyuyor, allah'in onun olmesini istemedigini dusunuyorlar falan. hasan yine de zor durumda oldugunu biliyor. bu donemde bati sahra uzerindeki hak taleplerini birlesmis milletler'e iletiyor, uluslararasi adalet divani'na muracaat ediyor. ancak mahkeme bolgenin self-determinasyon hakki oldugunu, fas ve moritanya'nin bolgede herhangi bir haklari olmadigini hukmediyor. bunun uzerine hasan tum ulkesine seslenip bati sahra'ya girecegiz, ya benimlesiniz ya da fas'a ihanet ediyorsunuz diyor. istiklal ve ordu el mahkum hasan'a destek veriyorlar.
    fas, moritanya ve ispanya gizli bir anlasma yapiyor ekim 1975'te. buna gore ispanya bolgeyi moritanya ve fas'a birakacak, ancak karsiliginda ulkenin fosfat rezervlerinin %35'ini alacak. hasan 2 bu arada 350.000 fasliya kendisiyle beraber bati sahra'ya yurumelerini salik veriyor. fas'in guney sinirina dogru bir yuruyus basliyor. faslilara bunun cihad gibi bir sey oldugu, bu yuzden bir sey olursa sehit olacaklari soyleniyor. basin yuruyuse katilanlara mucahit diyor.
    yuruyusculer sinira geldiklerinde ispanyol askerleri hicbir sey yapmiyorlar. sonuc olarak bati sahra moritanya ve fas arasinda bolusulmus oluyor. bm bu konuda bir sey yapamiyor. yapamiyor cunku fransa surekli fas aleyhine kararlari veto ediyor. her neyse, durum boyle olunca 1973'te kurulmus olan polisario ispanya hedefleri yerine bu iki ulke hedeflerine saldirmaya basliyor. 1976'da sahravi arap demokratik cumhuriyeti'nin kurulusunu ilan ediyorlar. ancak yonetim kadrolari cezayir'in bati sahra sinirinda bulunuyor. bu uclu arasinda catismalar basliyor. sahraviler bolgeden kacmak zorunda kaliyorlar. o gunden bu yana 90.000 ila 160.000 arasi multeci cezayir'deki kamplarda yasiyorlar.

    1978'de ilk once moritanya cekiliyor. moritanya bolgeden cekildigi zaman fas onlardan kalan yerleri ele gecirmek icin atiliyor. bir yere kadar bunu gerceklestirdikten sonra kendi kontrollerindeki bolgenin sinirina 2700 kilometrelik bir duvar oruyorlar (bkz: berm). duvar sayesinde fas'in bolgedeki kontrolu pekisiyor.
    1991'de fas ve polisario arasinda tam bir ateskes uygulanmaya baslaniyor. o yildan bu yana bolgedeki sorun diplomatik yonetmlerle cozulmeye calisiliyor ancak genellikle fas itirazlari sebebiyle bir cozume ulasilamiyor.

    son olarak soyle ozetleyelim. bati sahra olayi kendi kaderlerini tayin etmek, kendi kulturlerini yasamak isteyen bir halk ile bolgeyi cikarlari icin kullanmak isteyen fasist bir devletin mucadelesidir. fas 'a gore sahravi diye bir sey yoktur, col kabileleri vardir. fas'a gore polisario ozgurlukcu degil, terorist bir orguttur. fas'a gore polisario dis mihraklarin oyuncagidir. fas'in suyuna giden, kendi kimligini ifade etmeyen sahraviler iyidir, onlar zaten yuksek pozisyonlara da gelirler; bu yuzden fas'ta ayrimcilik yoktur.
    bilmem anlatabildim mi?
hesabın var mı? giriş yap