bahri hazer
-
(bkz: cort vazmi)
-
nazım hikmet ran'ın, "kerem gibi" ve "salkım söğüt" şiirlerindeki gibi yine kendini aştığı mükemmel şiiri. bir kez olsun nazım'ın kendi sesinden dinleyip de ahengi yakalamak gerekir.
-
bir nazım hikmet şiiri:
bahri hazer
ufuklardan ufuklara
ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu;
hazer rüzgârların dilini konuşuyor balam,
konuşup coşuyordu!
kim demiş "çört vazmi!"
hazer ölü bir göle benzer!
uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur hazer!
hazerde dost gezer, e.....y!..
düşman gezer!
dalga bir dağdır
kayık bir geyik!
dalga bir kuyu
kayık bir kova!
çıkıyor kayık
iniyor kayık,
devrilen
bir atın
sırtından inip,
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!
ve türkmen kayıkçı
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.
başında kocaman kara bir papak;
bu papak değil :
tüylü bir koyunu karnından yarıp
geçirmiş başına!
koyunun tüyleri düşmüş kaşına!
çıkıyor kayık
iniyor kayık
ve kayıkçı
"türkmenistanlı bir buda heykeli" gibi
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş,
fakat, sanma ki hazerin karşısında elpençe divan durmuş!
o bir buda heykelinin
taştan sükûnu gibi kendinden emin
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.
bakmıyor
kayığa
sarılan
sulara!
bakmıyor
çatlayıp
yarılan
sulara!
çıkıyor kayık
iniyor kayık ,
devrilen
bir atın
sırtından inip
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!
- yaman esiyor be karayel yaman!
sakın özünü hazerin hilesinden aman!
aman oyun oynamasın sana rüzgâr!
- aldırma anam ne çıkar?
ne çıkar
kudurtsun
karayel
suları,
hazerde doğanın
hazerdir mezarı!
çıkıyor kayık
iniyor kayık
çıkıyor ka...
iniyor ka...
çık...
in...
çık ... -
nazım hikmet'in birçok şiirinde olduğu gibi içeriği ve izleği(tema) sözcüklerin, seslerin ustaca kullanımıyla ilmek ilmek ördüğü şiiridir. hazar gölünü anlatır. ikilemeler ve ses tekrarları müzikaliteyi artırmıştır. "ufuklardan ufuklara, ordu ordu". eylemleri ile hazar'ın devinimi, sürekliliği vurgulanır: "koşuyordu, konuşup coşuyordu..." . "uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur hazer!" dizesindeki sert sessizlerin tekrarı hazar'ın sert rüzgarlarını vermekte zorlanmaz. "ç, s" sertlerinin sözcüklerde ve dizedeki tartımı dikkat çekicidir.
"dalga bir dağdır
kayık bir geyik!
dalga bir kuyu
kayık bir kova!
çıkıyor kayık
iniyor kayık,
devrilen
bir atın
sırtından inip,
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!"
yukarıdaki dizelerde dalgalı hırçın bir denizdeki kayığın bir ceviz kabuğu gibi nasıl savrulduğu benzetmelerle, ulaçlarla verilmiş. kısa dizeler, ulamalarla cümleler dizlere dağıtılmış. "devrilen biratın sırtındaninip, şahlananan birata" biçiminde okunduğunda devinim hissedilir.
hazar'ın hırçınlığına meydan okuyan türkmen balıkçının hazar ile rüzgar ile savaşı asıl anlatılandır:
"ve kayıkçı
"türkmenistanlı bir buda heykeli" gibi
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş,
fakat, sanma ki hazerin karşısında elpençe divan durmuş!
o bir buda heykelinin
taştan sükûnu gibi kendinden emin
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş."
"aman oyun oynamasın sana rüzgâr!
- aldırma anam ne çıkar?
ne çıkar
kudurtsun
karayel
suları,
hazerde doğanın
hazerdir mezarı!"
bölümünün son iki dizesinde doğduğu toprakta bildiği işi yaparken ölmeyi, " aldırma anam ne çıkar?" dizesiyle desteklemiş.
"hazerde doğanın
hazerdir mezarı!" dizelerindeki "hazer ve mezar sözcüklerindeki ses benzerlikleri; doğmak ile ölmek karşıtlığında anlam ile bağdaştırmıştır. mezar olan hazar aynı zamanda yaşamın da kaynağıdır balıkçıya.
şiirin son bölümü yaşamın sonsuzluğuna, devinimin sürekliliğine vurgudur. uzaklaşma, gözden yitme de belki:
"çıkıyor kayık
iniyor kayık
çıkıyor ka...
iniyor ka...
çık...
in...
çık ..."
şiirin tümü bir daha; nazım'a bizden olsun:
bahri hazer
ufuklardan ufuklara
ordu ordu köpüklü mor dalgalar koşuyordu;
hazer rüzgârların dilini konuşuyor balam,
konuşup coşuyordu!
kim demiş "çört vazmi!"
hazer ölü bir göle benzer!
uçsuz bucaksız başı boş tuzlu bir sudur hazer!
hazerde dost gezer, e.....y!..
düşman gezer!
dalga bir dağdır
kayık bir geyik!
dalga bir kuyu
kayık bir kova!
çıkıyor kayık
iniyor kayık,
devrilen
bir atın
sırtından inip,
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!
ve türkmen kayıkçı
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.
başında kocaman kara bir papak;
bu papak değil :
tüylü bir koyunu karnından yarıp
geçirmiş başına!
koyunun tüyleri düşmüş kaşına!
çıkıyor kayık
iniyor kayık
ve kayıkçı
"türkmenistanlı bir buda heykeli" gibi
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş,
fakat, sanma ki hazerin karşısında elpençe divan durmuş!
o bir buda heykelinin
taştan sükûnu gibi kendinden emin
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.
bakmıyor
kayığa
sarılan
sulara!
bakmıyor
çatlayıp
yarılan
sulara!
çıkıyor kayık
iniyor kayık ,
devrilen
bir atın
sırtından inip
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!
- yaman esiyor be karayel yaman!
sakın özünü hazerin hilesinden aman!
aman oyun oynamasın sana rüzgâr!
- aldırma anam ne çıkar?
ne çıkar
kudurtsun
karayel
suları,
hazerde doğanın
hazerdir mezarı!
çıkıyor kayık
iniyor kayık
çıkıyor ka...
iniyor ka...
çık...
in...
çık ...
nazım hikmet -
-
-
can bonomonun bulunmam gerekisimli albümün de yer alan şarkı
-
can bonomo'nun bulunmam gerek albümündeki sıkı şarkılardan biri. bir dizesiyle nazım'a da selam yollamıştır ayrıca.
buyursunlar;
http://www.youtube.com/watch?v=zc5ebkd0ap8 -
can bonomo'nun zorunlu osmanlıca derslerine destek olmak için yaptığı şarkı
şaka bir yana çoğu insanı nazımın bu şiiriyle tanışmasına vesile olmuştur sağolsun -
zannımca tek albümleri olan uzun yağmurlardan sonra isimli kasetlerinde seyir defteri'nin de naif bir bestesi bulunmaktadır bu şiir için. dinlemek için
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap