• giuseppe tornatore'nin, 66. venedik festivali'nin açılışında gösterilen, yeni ama konusu tarihi filmi.
    filmde monica bellucci de oynuyor ama 10 saniyeliğine arz-ı endam ediyor beyazperdede...

    (bkz: http://www.imdb.com/title/tt1081935/)

    (bkz: http://www.imdb.com/media/rm1974896896/tt1081935)

    (bkz: http://www.imdb.com/media/rm1756793088/tt1081935)

    (bkz: http://www.imdb.com/media/rm1790347520/tt1081935)

    "... buram buram sicilya ve italya kokan, barışı savaşla, faşizmi komünizmle, günlük yaşamın küçük kavgalarını ütopyaların yüceliğiyle, aşkı nefretle, doğumu ölümle iç içe işleyen, sonuçta ‘eğlenceli’, upuzun bir film gerçekleştirmiş. ennio morricone, kimi zaman alabildiğine melodramatikleşen bölümlerin altını, o tanıdık müziğiyle kalın kalın çizmiş. kimi zaman da iğneyi başkalarına, çuvaldızı kendine batırmaktan çekinmeyen tornatore, yer yer alaycı olabilen mizahıyla herkesin ağzının payını vermiş.

    faşizme ve mafyaya karşı oldukları için komünist partiye üye olan, yoksul sicilyalı ailenin 1930’lardan günümüze dek süren macerasını, francesco scianna’nın yorumladığı peppino karakterinin çelişkilerle dolu renkli yaşamı eşliğinde izlerken, bireysel davranışlara yön verebilen sinemanın rolünü de yine unutmuyor tornatore : ‘baaria’da sinefiller için bol bol referans ve alıntı var. örneğin, peppino’nun ölümcül hastalığının 1980’lerin başında ortaya çıktığını, francesco rosi’nin ‘üç kardeşler’ filminin afişinden çıkarmak mümkün. filmin dikkat ve biraz sinema tarihi bilgisi gerektiren tek sahnesi de galiba bu. yoksa, zaman akışı için gerekli tarihsel ya da sosyolojik göndermeler, ilkokul diploması bile alamamış olan peppino’dan daha az okumuş/yazmış/görmüş olan seyircileri bile zorlamamak için olsa gerek, özellikle basitleştirilmiş."

    mehmet basutçu'nun haberinin devamı için:
    (bkz: http://www.radikal.com.tr/…=4.9.2009&categoryid=113)
  • film baaria'dan yola çıkarak aslında bir italya tarih filmi gibi. ilk çocukluğundan itibaren peppinonun yaşlılığına uzanan bir süreç var karşımızda. bu da 1930lardan 2000lere uzanan bir yolculuk oluyor. değişimi gözler önüne sürüyor. bu yolculuk sırasında dünya savaşı öncesi ve sonrası ülkenin hali. sonrasında mafya ve komünizm savaşı. zengin, fakir ayrımı. bir çocuğun erkek oluşu baba oluşu ve hayatındaki her türlü mücadele var filmde.

    bunca tarih kokan ve bunedenle de büyük prodüksiyon sayılabilecek film yer yer fragman gibi hızlı geçiyor bölümleri. koca bir ömrü 150 dakkaya sığdırmak kolay değil tabi. ama yine de yer yer belgeselvari bir hava seziyorsunuz. italya ve aile sözlerine sinema eklenince akla gelen ilk klişe amarcord'a gidiyor akıl. ama il postino da değil cinema paradiso da değil (ki ona gönderme de yapıyor) amarcord hiç değil. ama hepsinden biraz var ve keyifli. uzun süresine rağmen sıkmıyor.

    7/10
    *
  • bugün italyanca dersinde izlediğimiz film. savaş sonrası durumu ve belirsizliği çok güzel anlatıyordu.

    --- spoiler ---

    peppino'nun kiliseden resminin silindiği sahne enfesti.

    --- spoiler ---
  • televizyonda tam başlarken denk gelip izlemeye başladığım. eğer bir filmin tam başlangıcına denk geliyorsam o filmi kesin izliyorum -evrenin tek derdi benmişim gibi- evren bana mesaj vermeye çalışıyordur, bu kesin hayatımın filmi diyorum. her neyse, filmin işlenişi ve çekim tekniği kesinlikle çok güzel, diyaloglar sert, tek ve anlaşılır. güzel filmdi hayatımı değiştirmese de ehe.

    --- spoiler ---

    filmin aklımdaki en kısa özeti ise erkekler ideoloji edinebilir ve hatta buna her şeyiyle bağlanabilir fakat içgüdülerinden asla kurtulamazlar. kadınların özgürlüğünü ve bağımsızlığını savunan, karısını ailesine karşı gelmesi için ikna eden adamın, kızının etek boyunu uzatmaya çalışması ve kızı ona itaat etmeyince kızını dövmesi beni bu düşünceye itti.

    --- spoiler ---

    dolayısıyla filmi sevdim, güzel film.
  • bir italyan filmi, neredeyse hic olmayan italyancami azicik canlandiran dunden (2.dunya savasi ) bugune sicilyanin baaria kasabasinda gecen film .
    mannia'yi nurgul yesilcayin 40 kiloki haline benzettim, secilen cocuklar cok tatli ve guzel. bir cok sey ogreniyorsun belgesel tadinda guzel bir film. muziklerini de ayrica sevdim.
    --- spoiler ---

    italyanlarin el kol hareketlerini ne kadar cok kullandigini goruyor insan ,cok tatlilar. buna ek olarak bir ara peppino : "turkce mi konusuyorum burada neden anlamiyorsunuz ?" gibi bir sey soyluyor. demek bizim fransiz kaldim muhabbeti onlara gore turk kalmak oluyor.
    --- spoiler ---
  • rüya içinde rüya...

    uğruna ailenin bile ikinci plana terk edildiği bir ideali, bir davayı ve bir dönemi "dünyayı kucaklayabileceğimizi sanıyoruz, ama bunun için kollarımız kısa." diyerek özetleyen film.

    karelerinde onurlarını korumak adına yoksulluklarını perdeleyecek kadar dirayetli kadınlar, amerikan paraşütleriyle sokaklarda kanatlanan çocuklar, terazide tartılan bebekler ve öte dünyaya ısmarlanan selâmlar yüzünden son nefesini sükûnetle veremeyen eksantrik ölüler geziniyor. özellikle de "dolar alırım" diye diye yıllarını geçiren karakter trajikomik. fakat kanı vahşi bir şekilde dökülen boğa ve kâbusları istilâ eden yılanlar izleyeni bir anlığına da olsa ürpertiyor.

    ve bu film bize gösteriyor ki, bir çocuk için toplum içinde, babasının basit bir mesleğe sahip olmasından ziyâde işsiz olması inciticiymiş.

    finalde yer alan geçmişten karelerde tornatore'den izler vardır muhtemelen, lâkin imdb'de bu konuda trivia'ya rastlayamadım.

    tornatore doğduğu toprakların, bagheria'nın öyküsü için de yine ennio morricone müziklerini tercih etmiş.
  • tornatore'nin diğer tüm filmleri gibi muhteşem bir film. çok uzun olmasına karşın izleyeni içine alıp sürükleyen, italya tarihi hakkında çok şey öğreten, toplumsal bazı konularda italyanlar'ın türkler'e ne kadar benzediğini fark ettiren güzel film.
  • klasik bir tornatore filmi. tarihsel okuma, dram, komedi var. italyan filmlerinde bol bol olan hüzün ve kıpır kıpırlık da. anca peppino`nun çocukluğundan yetişkinliğine geçen sürede çok boşluk var. ayrıca bir sahnede amerikan askerlerinin zamanında tek umut gibi gösterilmesi de sinir bozucu. bunlara ek olarak her ne kadar bir miktar mistisizm de olsa geneline baktığımızda italyan komünist parti`sinin de nasıl sosyal demokratlaştığını anlatıyor. bu kp`nin bu süreci hakkında az buçuk bilgi sahibi olmayan birisi ' ne anlatıyor lan bu' diyebilir doğal olarak. ama öğrendikten sonra haksızlık ettiğini anlamış olur. ha köylülerin toprak işgali sonrası orak-çekiçli bayraklarla beraber italya bayrağını taşıdığı sahne de liberalleri sinirlendirebilir tabi. ama işte oralarda sizin kavramlarınız yok işte iyi ki.ulusalcılık falan demeye kalkmayın yani. bizden uyarması. gülerler yoksa.
  • çok keyifli bir o kadar hüzünlü bir film. özellikle müzikleri şahane. çok kötü bir kalite ile izlemiş olsam da keyif aldım. bana 80'lerin sonunu hatırlatan güzellikleri hatırlattı. içinizi ısıtan size hayaller kurduracak filmlerden..
  • italya'nın tarihine bir ailenin yaşamından kesitler görerek şahit olduk, bir aile dramı izledik, tempo sorunu yoktu, oyunculuklar biraz tekdüze gibi geldi, çok farkındalık yaratılmamış ne yazık ki...fakirlik, yokluk ve yoksulluk üzerinde güzel eğinilmiş, biraz bizden, samiimi, tipik akdeniz sıcak filmi....
hesabın var mı? giriş yap