• trt'de duck tales'den hemen once verilen, insanin icini bunaltan bir muzigi olan ve yari animasyon yari cok kotu cekim kalitesindeki goruntulerle dolu program . evliya celebi'nin yolculuklari gunumuz dunyasiyla bir $ekilde birle$tirilmi$ti, o da $a$kin $a$kin sekiyordu buralarda . cok ama cok sikiciydi .
  • jenerik görüntüleri ve özellikle müziği çok mistik bir program idi. bir adam (kendisi evliya çelebi imiş) tüy kalem*'ini hokkaya bandırıp bandırıp yazı yazardı. sonra, hatırladığım kadarıyla bu kalem canlanıp uçmaya başlar ve bu sırada mürekkep devrilip etrafı sele boğardı. bütün bu görüntüler müzikle birleşince clementine cinsinde bir tırsaklık verirdi insana.
    hem eğlenelim hem öğrenelim cinsi bu programın muhteviyatı hakkında ise hiçbir şey hatırlamıyorum zira eğlenelim kısmı yeterli seviyede tutulmadığı için izlemezdim.
  • efendim, bu programın başlangıç jeneriğinde, ortadan ikiye ayrılmış ekranın sağından gelen eşeğine binmiş, ("az giden") evliya çelebi görüntüsü eşliğinde, yazılar sol koldan akardı..

    çocuklara gülmece, bilmece, örf, adet, gelenek eğitimi yanında tarım, hayvancılık, arıcılık, ipekböcekçiliği; nüfusun bölgelere göre dağılımı; hemşirecilik ve aşı zamanları gibi nevi bilgileri de veren güzide bir hadise idi..

    programının bitiş jeneriğinde ise, bu sefer sol koldan eşeğiyle birlik uzaklaşan, ("uz giden") evliya çelebi'nin sırtı ve eşeğinin kuyruğu eşliğinde, sağdan yazılar akardı..

    hokkalı, tüylü jenerik ortalarda bir yerde kıssadan hisse anlatmaya davranan çelebi'nin bir ön hazırlığı idi hatırladığım kadarıyla..

    evet, müziğini de cebrail bestelemiş, israfil icra ediyor gibiydi; erdirici, gerdirici idi nitekim..
  • pertev naili boratavin 'turk masali uzerine' baslikli onemli bir incelemesiyle birbirinden eglenceli 67 turk masalini iceren, cocuklugumun saheseri, guzel kitap...
  • evliya çelebi ve atı küheylanın arzı endam ettiği çocuk programı. bir türlü bizim şehre gelmediler bunlar, hep gıcık oldum o yüzden.
  • tek kanallı dönemin çocuk programlarından birisi. haftada bir yayınlanırdı ve her hafta bir il gezilirdi. tam olarak çizgi film denilemez aslında. çizgi film ile şehirlerde çekilmiş görüntüleri karışımıydı. işin çizgi filmlik kısmı şu sıralar dini kanallarda gösterilen türk yapımı çizgi filmlerle paralellik gösteriyordu. oldukça kalitesizdi. evliya çelebi, küheylan'ının sırtında dolaşırdı şehir şehir. her programda evliya çelebi'ye eşlik eden çocuklar olurdu. çocuklar çelebi'ye şehrin önemli yerlerini gezdirir, bir de yöreye özgü çocuk oyunu gösterirlerdi uygulamalı olarak. sonra çelebi birden ortadan kaybolur ve çocuklar onu ararlardı şaşkınlıkla. program sonlarında çelebi bir ağacın çevresinde seyahatnamesi kaleme alırken, küheylan ise "haftaya neredeyiz" gibi bir laf ederdi. ardından da haftaya gezilecek olan ilden görüntüler verilirdi. bu kısma kadar hep bir beklenti olurdu: "allaam inşallah haftaya buraya gelirler allaam."
  • küheylanı istemi betil in seslendirdiği çizgi dizi idi. birde anime karakter şehri gezerek tanımaya ve tanıtmaya başlamadan önce "hadi küheylan görünmezlik otu muzu içelim de bizi görmesinler" der ve bir parça otu çiğnemeye başlarlardı. sonra haftanın konusu olan şehri tanıcı belgesel gelirdi. işte dönemin montaj kurnazlığı.
  • muziklerinden birinin yellow submarine oldugu cocuk belgeseli. gittikleri yerlerde cocuklar bayramliklarini giyip findiktan yaptiklari topaclari filan cevirip oynarlardi. bir tane esas cocuk vardi. bu cocugun oyundan sonra ettigi laf suna benzer birseyler olurdu: "ben simdi eve gidip annemden izin alayim, sonra sizinle arifiye medresesi'nde bulusuruz."
  • aziz nesin'in köşe yazılarının toplandığı bir kitabın adı.
    önsöz niyetine "bu kitabın başına gelen acı ve gülünç olaylar" başlıklı bir yazı vardır ki hakkaten tam aziz nesinliktir.
  • bir evliya çelebi bir ören bayan..kalıcı hasar bırakan hasar tespit uzmanı beklenilen figürler.o mürekkep döküldüğünde evliya çelebiyi sanki cebren üzerine alıp götürür gibi gelirdi o surat ifadesi hala dün gibi gözümün önünde*. lakin sonradan kementleri eline alıp keyif çatarak küheylanla gezer durur.müziğin etkisiyle olacak bende de böyle müftüymüş şeyhülislammış gibi bir izlenim bırakmış..ama çok severdim..ben kimimi de bir o kadar. bahadır boysal geldi aklıma durduk yere*
hesabın var mı? giriş yap