• tahsin yücelin öykü kitabı
  • tahsin yücel'in, öykü kişilerinin karşılıklı konuşmaları aracılığıyla sürekli bir iletimi, bir bildirimi öne çıkarttığı, siyasal ya da ekinsel düşüncelerini, gözlemlerini bu kişilerin konuşmaları aracılığıyla okura iletmeyi hedeflediği önemli öykü kitabı "aykırı öyküler" (can yayınları, 1989)... sağlam düşünceler, çok sağlam gözlemler ama bunca ileti kaygısı öyküleri ders yazılarına dönüştürüyor kimileyin; arada olan yazınsallığa oluyor gibi. hoş, arada olan yazınsallığa oluyor, diyorum ya, tahsin yücel'in ortalama bir öyküsü için tuttuğu notları yazabilmek bile yeter birçokları için; bizler hariç değil.
  • ironinin, tahsin yücel türkçesiyle söylersek alaysılamanın başat öğe olduğu bir tahsin yücel kitabı. yer yer okumayı zorlaştıracak bir dili olsa da anlatım da anlatılana dahil olduğu için uzun cümleler kitabın akışını bozmuyor. aslında sıradan olan ama sıradan olması akla ve vicdana aykırıolan kişiler öykülerin kahramanları. kendileriyle ve dünyayla çelişen bir yığın insan içinden cımbızla çekilip öykülere konu edilmiş bunlar. tahsin yücel'in diğer kitaplarıyla birlikte düşünüldüğünde, yazar hakkında birçok ipucu barındırıyor sanki kitap.
  • 5 tane öyküden oluşan okurken yeni türkçe kelimeler öğrenebileceğiniz 184 sayfalık kitap.
  • az ve uzun öyküler barındıran, diliyle insanı mest eden öykü kitabı. can yayınlarından çıkan kitabın yazarı, tahsin yücel'dir. öykülerde genel olarak farklı kesimlerden insanların çözümlemesi vardır. idealist bir öğretmenden, varlıklı bir kentsoyluya kadar çeşitli insan profillerini okuruz kitapta. hepsini ayrı ayrı gözlemleyebilmek, bunca başarılı öyküler yazmak, saygı duyulması gereken bir iş.
  • "aybike'nin görünüşte sıradan devinilerini, örneğin kolunu kaldırmasını, örneğin başını eğmesini, örneğin bir kopçayı çözmesini, yazgımı geri dönülmez bir biçimde yenileyen birer edim gibi izledim. en sonunda, çırılçıplak, bana doğru gelmeye başlayınca, kimi ezgilerde belirip belirip silinen sayısız benzeş seslerin birdenbire bütün görkemiyle doğacak tek ve benzersiz bir sesin öncüleri olması gibi, bu yürüyüşün de yeni yazgımın muştusu olduğunu sezinledim." sf.144

    bir aşıkken bir de vivaldi (dört mevsim, keman, f minor op.8 no.4) dinlerken böyle hissederim.
hesabın var mı? giriş yap