• (bkz: at binmek)
  • ankara'da altınpark atlı spor klubünde uygun fiyata gerçekleştirilebilecek eylem. herkes hayatında bir kaç kez de olsa bu tecrübeyi yaşamalı. bir canlı ile böylesinde bir iletişim kurmanın anlamını öğrenmeli.
  • hayatımdaki açık ara en çok zevk aldığım eylemlerin başında gelen eylem.
  • doğru ve düzgün kullanımı budur. at binmek diye götten sallama türkçe kasmak son yıllarda piyasaya çıktı. bir şeye binilir. mesela eşşeğe binilir. eşek binmek denmez. at sürmek dense bir nebze anlarım ama at binmek yarraktan türeme bir olaydır. hatalıdır, kullanmayınız.

    sizin yanınızda "geçen gün at bindik biz de..." diye cümleler kuranlar olursa ağzına elinizin tersiyle vurun. kesin bir yerlerden doğrusunun at binmek olduğunu duymuş artistlik yapmaya çalışıyordur. ben vurgulaya vurgulaya ata binmek derim. çünkü doğrusu budur.
  • keşke şimdiye kadar para verdiğim her şeyi iade edip neyim var neyim yok buna harcasaymışım.

    öylesine güzel bir şey.

    ayrıca buna "at binmek" diyenleri dövüyorlarmış arkadaşlar. true story. kolumda alçıyla yazıyorum şu an.

    elveda.
  • suan sabah isiklari yeni yeni sehrin ustune yayilirken ata binmek icin cildiriyorum.

    atin nallarinin cikardigi cikitaka cikitaka seslerini duya duya, tiris tiris orman icinde turlar atmak, o hayvanin asilligi karsisinda buyulenmek istiyorum.

    ahhh bee simdi kapkara bir atim olsaydi, ben de uzerinde salinsaydim... fena mi olurdu *
  • tanımlanamayan özgürlük hissidir
  • hayatımda bir defa, çiftçi arkadaşın ısrarı ile 10 saniyeliğine tecrübe edip, sonra tövbe ettiğim taşıt deneyimi. aşırı empatik biri olarak hayvanın sırtına binişimle, kendi ağırlığımı kendi sırtımda hissetmem bir olmuştu. hemen inip, özür diledim attan. kalan yolu atla oynaya oynaya gitmiştik.

    bir daha asla binmem, fakat ne zaman at sırtında biri görsem, at üstündeki adamın ağırlığını da kendi sırtımda hissediyorum. at arabası kullanmak nispeten daha kullanışlı, onda sorun yok.
  • benim için keyifli aktiviteler listesinde birinciliğe oynayan eylem. şebnem ferah'ın hoşçakal şarkısının "ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya, şahlanıp koşmak içimde var" bölümünün fonda çalmasıyla şahlanma efektli dakikalar da yaşatır. hissettirdikleri ise tarifsiz, bunda atlarla kurduğum duygusal bağın da etkisi elbette var, yine de özgürlük hissinin vücut bulmuş halidir benim nazarımda. rüzgarı, ahengi, sıcaklığı hissedebilmenin keyfini de bırakıyorum buraya.
hesabın var mı? giriş yap