• bi taraftan grip canavarını döverken diğer taraftan karabiberli ıhlamur, b vitamini, sıcak çay, çorba, aspirinli limonata takviyesi yaparak gribin sersemlettiği bünyeyi yeniden dünyaya döndürebilitesi olan pembe renkli, yuvarlak, sevimli yaratık
  • annenin çoçuğuna bıkıp usanmadan katlanması ve her daim kurulu saat gibi onu sevmeye hazır olması dürtüsel bi durum.
  • boşanmalarda 0-6 yaş arası çocukların istisnai durumlar dışında her zaman öncelikli olarak ve mali yeterliliğe bakılmaksızın anneye verilmesi konusunda alınan kararın gerekçesi. "çocuk anne şefkatine muhtaçtır"
  • hafta sonu tatilinde bir koşu gidip aldığım enerji biçimi.
  • öğrenciyken bitmek bilmeyen köpek besleme sevdam depreşmiş annemlerin başının etini yemekteyim. ısrarlarıma dayanamayan ev halkı doğum günüm için yavru kurt köpeği alırlar fakat köpecik annesinden yeni ayrıldığı için durmadan ağlamaktadır, ev halkı ne yaptıysa köpeği susturamamış bunun üzerine kedi, köpeğe hayatta dokunamayan annem ağlayan köpeğe "benim de yavrum benden uzakta yaşıyor, ben seni annenden nasıl ayırıyım" diyip sarılıp ağlamış. benim eve gelip köpeği gördükten sonra ömür billah bırakmayacağımı bildikleri için ben görmeden köpeği yerine vermeye karar vermişler.. sadece kendi yavrularına değil her türün yavrusunu da kapsayacak bir şefkattir ve iyi ki vardır.
  • buna çokça sahip olduğunda, dışardaki "ormanda" tüm kırılganlığınla küçük bir çocuk olarak kalıyorsun bazen. ağlayarak anneye koşmak, ona ağlamak ve şefkatine sığınmayı istemek ise çıkış yolun. ve rahatlamış olarak bir uyku ertesinde.geçti geçti....
  • bazen aklım ermiyor..bazen ben bile annemin neden bana bu kadar katlandığını,neden hala kahvaltımı hazırladığını ya da neden ben hastalandığımda herkesten benden bile çok üzüldüğünü anlamıyorum.şefkat çok farklı bir şey,herkeste olamadığını fark ettim bugün.yanımda oturan teyzenin bebeğini nasılda koruduğunu gördüm.ve sanırım bu sadece annelere özgü 'anne şefkati' denen şey..güzel bir şey,büyülü gibi..
  • geceleri vantilatörü açık bırakarak yattığınızdan ve huzursuz uykularınız neticesinde sabahları hep yamuk yumuk kalktığınızdan ötürü vantilatörün belinize vurması çok dokunur bu anne şefkatine. sabah kalktığınızda üzerinizdeki pikenin sıkı sıkıya örtüldüğünü ve tişörtünüzün eşofmanınızın içine tıkıştırıldığını görürsünüz, özellikle de bel kısmının. "anne..." diye düşünürken her zaman ayak ucunuzda yatan kedinizi öpmeye yeltenirsiniz. bir de bakarsınız ki kedinizin üstü de akşam çıkarıp yattığınız hırkanızla örtülmüş. aynı şekilde, sıkı sıkıya. ona da vantilatör çarpmasın diye. işte böyle bir şey.
  • o neki acaba :s
  • (bkz: #43266530)
hesabın var mı? giriş yap