• neredeyse hayatinin her doneminde ankara'da sevgilisi olmus ve elini attigi her adam ankarali cikmis bir istanbullu olarak, bu durumun donem donem keyifli olabilecegini gayet iyi biliyorum. hafta sonlari, ya siz ankara'ya tasinirsiniz, ya o istanbul'a. sonra mektup yazarsiniz bi dolu. (en azindan eskiden, ogrenci evlerinde telefonun bulunmadigi, bilgisayarin ise ancak lafinin gecebildigi zamanlarda, boyleydi bu. mektuplar gidip gelirdi iki kentin arasinda.) ayrica, sonbaharda ankara pek guzel, pek romantik olur. istanbul'un hic lafini etmiyorum; o her zaman, her yastan asiklar icin romantik bir kenttir.

    yine de ankarali sevgilinin insana zor gelen taraflari vardir: 1) toplam 5-6 saat surse de arada hemen asilamayacak bir mesafe vardir. ozlersiniz cok. 2) ankara'da insanlar klan halinde yasar, hep birlikte dolasirlar. kimi zaman sevgilinizi yalniz yakalamaniz guc olabilir. 3) ankara'da sevgilinizle birlikte dolasmaya kalktiysaniz, mutlaka eski 3-5 sevgilisi ayaklariniza dolanacaktir, cunku ankara'da nereye giderseniz gidin hep ayni insanlari gorursunuz. belli bir donemin insanlari hep ayni yerlere giderler. gidilecek baska bir yer yoktur ki!

    neyse, yine de iyidir ankaralilar. daha naiftirler, daha az bozulmuslardir. severiz onlari.
  • bahsi gecen ankaralilarin kendi icinde alt gruplari vardir ki bu ankaraliya asik olma sorunsali incelemesinde onem kazanir; bu alt gruplardan belli baslilari, kalecikliler, kizilcahamamlilar, haymanalilardir. bir sonraki grup ise cankayalilardir. netice itibariyle hepsi kara insanlaridir, saglam guvenilir olmalarini bekleyebilir ancak, kaprissiz olmalarini bekleyemezsiniz...
  • hayatının hemen hemen her döneminde bir ankaralıyla aşk ilişkisi kurmuş bir diğer insan olarak, ankara'da aşk yaşamanın aslında pek keyifli olduğunu söyleyebilirim. öncelikle ankara'ya cebindeki son parayı da harcayıp sonrasında aç kalmayı göze alan bir çılgın aşıksanız başkent kadınlarına *, o zaman ankara yollarını tren raylarının ileriye doğru daralan perspektifinde aşmak zorunda kalıp mutlaka bir trenin restaurant vagonunda* bira içmişliğiniz vardır. o tren vagonları -ki daima ağır yanmış yağ kokusuyla birlikte anılmalı- istanbullu olup da ankara'daki üniversetelerde okuyan öğrencilerin istilası altında kalmışlardır her daim. daha tren eskişehir'e varmadan siz kafalar bir buçuk milyon, pulman koltuklarınızdaki yerinizi almış ve delicesine sevdiğiniz sevgilinizi düşlemeye başlamışsınızdır bile. sonra uykuya dalarsınız tekerleklerin tıkırtılarına rağmen sessizce. ve ankara garı'na az kala uyanırsınız... bu eskişehir garı'nda haşhaşlı çörek satıcısının nidalarıyla uyanışınızdan sonraki ikinci ve son merhabanızdır güne *. gar çıkışı gideceğiniz yere ankara'nın istanbul'dakilerden hakikaten çok farklı belediye otobüslerine binip* gidersiniz. eger aranız durmaksızın yazılan mektuplardan* herhangi birinde yeralan ifadeler nedeniyle limoni* değilse, gözden ırak olan sevgili, önce neşeli gözlerle sizi kahvaltı masasına davet eder. bu dünyanın en güzel kahvaltısıdır, uzun sürer, zeytin ege kıyılarından toplanmış zeytinlerin en güzeldir mesela, peynirse tam rakılıktır zaten, akşamki yemek için ayrılır mutlaka. artık bizatihi o'nun yanındasınızdır. içilen keyif çayları ise, sevgilinin hasret kalınmış tenine bir adım daha yaklaşmaktır... uzun bir aşk hikayesidir ankaralı kadınla * yaşanan macera. ve fakat "acaba sorun bende mi?" diye sorduran bu ilişki umumiyetle hüsranla sonuçlanır **aşklar genellikle ankaralı sevgilinin istanbul'a geldiği günlere tekabül eden hüzün anlarında sona erer. mevsimlerden sonbahardır.
  • yaşanılası bir durumdur.!
    hele hele benim gibi biraz şanslıysanız ve sevdiceğiniz "yanımda olmanı istiyorum uçak biletini alabilirsin ben rezervasyonu hallettim" diyebiliyorsa hele... tadından yenmez...sadece yanında yatılır.!*
  • merzifonlu olma durumunda heyecan yaratabilecek bir ask olabilir fakat istanbullu olma durumunda gayet sakat bir olaydır...netice itibarıyla ankara kasvetli bir sehirdir we o karanlık enerji ask üzerinde derin bir etki yaratır.kisi direk sürünme,asktan ölme,bunalıma girme we yogun alkol kullanma gibi ruh hallerine sürüklenir.hele ki ankaraya gidip gelmeler basladı mı kisi daha da yamulur.istanbulun ask dolu havası we ankaranın kasveti, sonu olmayan bi karanlıga dönüsür.ankaralı hatunlarda * ise enteresan bi kendine baglama durumu wardır ki asık olmak cok uzun sürmez we insan ne kadar büyük bir tehlike icinde oldugunu farkettigi zaman artık cok gectir...bu durumda yapılacak en akıllıca davranıs, asık olunan ankaralıyı istanbula transfer etmektir.sayet bu da mümkün degilse hemen unutulmalı baska asklar aranmalıdır...
hesabın var mı? giriş yap