3 entry daha
  • bir 2001 yazı mk heybeli klasiği.. tavla oynanır, tostlar yapılır, mehabbet edilir* ve tostun yarısına doğru mutlaka dinlenirdi. hatta birkaç kere başa sarılırdı.. iddialı cümlelerin ve "sokaklar kuşatılmış, karakollar taranır, yağmurda bir militan ölür" kısmındaki atmosfer bambaşka olsa da, en güzel kısmı tartışmasız "şataraban ölür" idi..

    şataraban kimdi, nereden gelip nereye gitmekteydi.. yıllar önce olacak o kadar'daki "ne demek nişaburek" gibi birşey miydi.. o da mı bir makamdı, yoksa başka birşey diyordu da biz mi yanlış anlıyorduk.. şataraban militan mıydı.. yoksa "çalgılar susar heves kalmaz"ken, bir makama kişilik mi veriliyordu.. ne önemi vardı ki.. gün bugündü.. duyunca mutlu oluyorduk işte, anlamının ne önemi vardı.
55 entry daha
hesabın var mı? giriş yap