60'lı yıllar *
-
1960-1969 arasındaki döneme tekabül eder
68 kusagi,beatles,hippiler,woodstock,cinsel devrimin başlaması ve daha birsürü hadiseye yataklık eden zaman dilimi -
kendimi her $eyiyle ait hissettigim, o yillarda zengin olarak ya$amak için neler neler vermeyecegim yillar grubu.
-
(bkz: meyko)
(bkz: yuki)
(bkz: sülün osman)
(bkz: chevrolet impala)
(bkz: bir teselli ver)
(bkz: sevemedim karagozlum)
(bkz: resimdeki gozyaslari)
(bkz: samanyolu)
(bkz: abidik gubidik twist)
(bkz: her yerde kar var)
(bkz: kundurama kum doldu/#7543357)
(bkz: senin en guzel yerin kahverengi gozlerin)
(bkz: araba pikabi)
(bkz: muzik dolabi/#3764721)
(bkz: makarali teyp)
(bkz: zafer cilasun)
(bkz: julide gulizar)
(bkz: casper)
(bkz: sihhiye icaydinlik hattinin skoda dolmuslari)
(bkz: genclik parkindaki kucuk tren)
(bkz: pepsi'den bedava kazanmak)
(bkz: istanbul un mutena semti saskinbakkal da)
(bkz: tel dolap)
(bkz: kuzine)
(bkz: gaz ocagi)
(bkz: vita yagi)
(bkz: bussing)
(bkz: dikkat basamakta durmayin otomatik kapu carpar)
(bkz: aktarmali bilet)
(bkz: gunaydin gazetesi)
(bkz: pay kuponu)
(bkz: saklambac)
(bkz: hayat mecmuasi)
(bkz: ses mecmuasi)
(bkz: hayat ansiklopedisi)
(bkz: meydan larousse)
(bkz: resimli bilgi)
(bkz: hayat tarih mecmuasi)
(bkz: arap kizli mabel sakizi)
(bkz: troleybus)
(bkz: anadol)
(bkz: job tiras bicagi)
(bkz: zetina dikis makinesi)
(bkz: tina/#5425698)
(bkz: odeon plak)
(bkz: sukran ay)
(bkz: behiye aksoy)
(bkz: vasfi ucaroglu)
(bkz: kamuran akkor)
(bkz: erol buyukburc)
(bkz: berkant)
(bkz: ertan anapa)
(bkz: yasar guvenir)
(bkz: fecri ebcioğlu)
(bkz: esenpark gazinosu)
(bkz: anafartalar carsisi)
(bkz: piknik/#3920926)
(bkz: gorali)
(bkz: iki bucuk lira)
(bkz: ekrem barlas)
(bkz: cemal gursel)
(bkz: ismet inonu)
(bkz: talat aydemir)
(bkz: cevdet sunay)
(bkz: suleyman demirel)
(bkz: osman bolukbasi)
(bkz: turhan feyzioglu)
(bkz: magirus deutz)
(bkz: havali apollo)
(bkz: tornet)
(bkz: naylon top)
(bkz: 25 kurus/#3903279)
(bkz: leblebi tozu)
(bkz: gizli cicek)
(bkz: gelincik sigarasi)
(bkz: kulup sigarasi)
(bkz: yenice sigarasi)
(bkz: camlica sigarasi)
(bkz: neil armstrong)
(bkz: johnson mektubu)
(bkz: prag bahari)
(bkz: acik hava sinemalari)
(bkz: ayhan isik)
(bkz: sadri alisik)
(bkz: belgin doruk)
(bkz: ahmet tarik tekce)
(bkz: yorgo ilyadis) -
taze umutlar; verimli büyüyeceği sanılan tohumlar yılları.
40 yıl geçer gezegen karışık kuruşuk olur,
çiçek çocukları yaşlanır, yorulur, bıkar,
değişmeyen tek şey değişimdir i bilir ama da yılgın olur,
ne kalır şurada gitmeye,
onların çocukları da burada bunları yazar,
sonra kendi çocukları ile diğer kuşağa bakar,
umudunu çocuklarına bağlar...
gelir, geçer işte...
8 yıl sonra gelen edit:
umut bağlanan çocuklar büyümüş
gerçekten çok muhteşem bir gençlik olmuşturlar. -
on etait jeune on etait fou......kısacık bir cümleyle özetlemek gerekirse.......
-
sonraki onar yıllık periodlardan çok daha farklı çocukluk günleri içeren dönem.
çocuk gözümden o yıllar...
evlerin tek eğlence kaynağı radyo
radyoda istanbulun mutena semti çiftehavuzlarda daire dağıtan bankaların reklamları. reklam kuşakları içinde uğurlugil ailesi. çocuk saatinde tom amcanın kulübesi seksen günde devrialem. arkası yarında kamelyalı, kadın insanlar yaşadıkça ve bil cümle oyunlaştırılmış klasikler. gongun arkasından “saat on dokuz. şimdi haberleri veriyoruz” anonsu. evin büyükleri ile beraber sus pus bir köşede haberlere kulak kabartmak. kabartmak ama spikerin söylediği şeylerden hiç bişey anlamamak. enosis makarios kıbrıs barzani vietnam kızıl kmerler kelimelerini ezberlemek. ikide bir bunların ne olduğunu sormak. gazetede sıkça resmi görülen onassis'le radyodan duyulan enosisi aynı şey zannetmek.
çalışanlar için geçim sıkıntısının diz boyu olduğu bir dönem
ayakkabı almak için kapalı çarşıya gitmek. çikolatayı misafirin elindeki armağan olarak görmek. kışın incecik rugan ayakkabı ve içinde kısa beyaz çorap saten siyah önlük üstünde düdük kadar kalmış palto ile okula gitmek. ( hele bu işi hala aklım almaz... şimdi kalın botlar külotlu çoraplar yünlü eteklerle okula giden yine de hasta olan çocuklara baktıkça o günlere şaşırmamak mümkün mü?)
moda her zaman revaçta olan bir konu
mini etek maksi manto giyen genç kızlara gıpta ile bakıp onları giyecek yaşa gelmeyi iple çekmek. beatles üyelerinin baskı resimleri her yerde. hatta ayakkabımın kenarında...
müzik
eğitimin yaşamın içinde doğal ortamında olursa kişiye bir yarar sağladığının en güzel örneği trt deki müzik yayınları. varsa bir parçacık kulağımız trt sayesinde.
sinema ve tiyatronun prestijini yitirmediği yıllar
anneyle gece sinemaya gidip suarede bacak aralarına karışıp kaçak olarak içeri girmek. o günlerden gözümde kareleri canlı kalmış tek film gurbet kuşları.
istanbulun gülhane ankaranın gençlik parkı izmirin fuarı*
gülhane'de kukla izlemek. ibişin kahkaha tufanını seyretme sayısını hatırlamamak. gençlik parkındaki havuzda kayığa binmek. izmir fuarına giden bir akrabanın getireceği kurmalı oyuncağın hayaliyle yaşamak.
okullar.
istanbulun göbeğinde bile evden giden bir kucak odunla yakılan sobalı okullarda tüten dumanı eğlence yapmak. amerikan yardımı iğrenç süttozlarına katlanmak. ( o yıllarda nimet olarak nitelenen yiyecek içeceğe iğrenç deme gibi bir lüksümüz yoktu. kırardı anamız bacaklarımızı vallahi. bu şimdiki benzetme ) tenefüste ip atlamak seksek oynamak. 23 nisan'da pamuk helvaya benzer bir kıyafetle ront yapmak. ertesi sene yavru kurt olmak.
kantinde satılan iki demirbaş simit 25 kuruş. gazoz 35 kuruş. 25 kuruşluk külahta ayçekirdeği. kolalı ilk içecek kocataş kola. (fiyatını bilmiyorum. o zaman bu kahverengi biçimsiz suyu hiç sevmemiştim.)
o yıllarda okullarda bayramlar haricinde hiç tatil olmadığı için bir gün okul tatil diye okuldan salıverildiğinde şaşkınlık içinde kalmak. amerika nere ? keneddy* kim? niye öldürmüşler ki?
semt pazarları.
fatihin çarşambası giyim kuşam yiyecek içecek için kapalıçarşıdan sonra alışverişin ikinci adresi. parça kumaşlardan alıp terziye elbise diktirmek. orlon kazak naylon gömlek sevincini tatmak.
turizm
sultanahmette gezen yabancılara aittir sanmak. hippyleri kanıksamak... çantası sırtında sokakta yatan bu sandaletli pis adamların dünyayı kurtaracağına inanmak...
spor
ezeli rekabeti radyodan takip etmek. halit kıvançın anlatırken yaşattığı maçların gollerini gazetede incelemek. hiç futbol maçı izlemeden futbol kurallarını öğrenmek. her çemberlitaştan geçişte karıncaezmez in rengarenk kıyafetinin ardından bakakalmak..
gazeteler..
hürriyet gazetesinde fatoş ve güngörmüşler'den okuma yazma öğrenmek. gazete 25 kuruş..
vali belediye başkanı başbakan..
bu kişilere ve işgal ettiği makamlara uzak olmak. istanbulun belediye hizmetleri açısından çok kısır bir dönemi. kimsenin de belediye ile bir alıp veremediği yok. akmayan suyu toplanmayan çöpleri hayatın bir parçası saymak . elektrik ve su parası tahsilatı için kapıya eli çantalı tahsildar gelmesi. “süleyman hep başbakan hep başbakan”lı günlere giriş. bir de istanbul valisi niyazi akı. valinin adını her derste soran bir ilkokul öğretmeni.
teknolojinin orta halli ailelerin uzağında olduğu yıllar
telefon ulaşılması en zor teknolojik araçlardan biri. babamın görevli olduğu pakistandan beni arayabilmesi için ayda bir telefonu olan akrabalara misafirlik.
yirmibeşoğlunun vitrininde radyoların yanında duran televizyonla ilk tanışma. haftada üç akşam izlenebilmesi için eve girmesine daha yedi sekiz yıl var.
ve fransa ile aynı günlere rastlayan ilk öğrenci olayları... kapalıçarşı'ya alışverişe gidildiğinde beyazıt'da birbirini kovalayan öğrencilerle ilk tanışıklık...
o günleri çok özledim. tabi altmışlar olduğu için değil çocukluk yıllarım olduğu için... -
yetmişlerin başında altmışlar için en cuk oturan lafı kanımca john lennon söylüyordu: "dream is over".
-
-
hendrix'i, the doors'u, the beatles'i ve daha nicesini canli izlemenin mumkun oldugu, insani degerlerin kaybolmadan once son olarak goruldugu, geri getirilemeyecek ve kiymeti bilinemeyecek yillardir. 80lerde dogmakla kendimi sanssiz hissetmeme neden olan yillardir.
-
80 sonrası post apocalyptic erada doğmuş ve yaşamaya devam eden şanssız bir birey olarak atatürk dönemlerini saymazsak yaşamak istediğim yıllardır. ne 50li yılların menderes zamanı, ne 70lerin karışıklığı vardır, muhteşem bir özgürlük, 68 kuşağı ve daha neler neler. akı kapasitörü çizimlerime ağırlık vermekteyim şu an.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap