• 1928 yılında viyana'da doğan plastik sanatçı. birçok heykeli dünyanın değişik müzelerinde karşınıza çıkabilir. benno ohnesorg anısına kocaman bir rölyefi var 1971'den beri bismarck caddesinde, eklemeden geçmeyelim...
    (bkz: göstericinin ölümü)
  • albertina müzesi'nin tam karşısındaki meydanda bir dizi heykeli bulunur. meydana dikildiği ilk günden beri avusturya'yı oldukça sallamış bu heykeller savaşın ve faşizmin bütün mağdurlarına adanmıştır.

    heykellerin bulunduğu meydan bugünkü adıyla helmut-zilk-platz, eski adıyla albertinaplatz. helmut zilk, o zamanın viyanası'nda kültürel işlerden sorumlu kişi (kultur und bürgerdienst). albertinaplatz'a, savaş kurbanlarını ve mağdurlarını hatırlamak için bir anıt heykel diktirmek ister ve bu amaçla bir yarışma düzenler. yarışmanın galibi de alfred hrdlicka olur.
    zilk ve hrdlicka, 1988 senesinde, yani yarışmanın sonuçlanmasından ve heykellerin yapımına başlanmasından tam beş sene sonra, heykelleri nereye yerleştireceklerini düşünmeye başlarlar. ortak kararları albertina müzesi, viyana şehir operası ve gründerzeit mimarisinin şahane bir örneği olan eski philipphof'un ortasında bulunan albertinaplatz olur. avusturya'yı karıştıran ise işte bu mekandır.

    12 mart 1945 senesinde, viyana yoğun biçimde bombalanır ve bu esnada philipphof'un bodrum katında saklanmakta olan 200'ün üstündeki insan hayatını kaybeder. viyana'nın tarihteki en yıkıcı bombalandığı gün bu. bombalamalardan sonra ise meydan tamamen yıkıntı içinde kalır.

    heykellerin dikileceğinin açıklanmasıyla birlikte avusturya'nın sağcı partisi fpö heykellere adeta savaş açar. daha heykellerin yapımı bitip meydana konmadan protestolar başlar. yandaş gazetelere "hrdlicka'nın taş ucubeleri" başlığı attırılır (çok tanıdık geldi değil mi?), meclise soru önergesi gönderilir, tüm şehirlerde protestolar düzenlenir ve protestoların başlamasından iki sene sonra tüm fpö'lüler greve çağrılır. hristiyan demokrat övp de protestolara destek verir. 1986 senesi "mahnmalstreits" ile yani grevle geçer. protestolar senelerce sürer; ancak, sonuç olarak kaybederler. heykeller meydana dikildiği gibi, meydanın bir kısmının adı da anıt heykellerin yapımına olanak sağlayan helmut-zilk'in ardından değiştirilir.

    peki ne görüyoruz heykellerde?
    ilk heykel, heldentod. 4,30 m yüksekliğinde carrara mermerinden oyulur. her iki dünya savaşının mağdurlarına ve kurbanlarına adanır. suratı gözükmeyen bir kadın, kadının ayakları altında da bir askerin kopmuş kafası yatar. kadının iki bacağı arasından ağlayarak çıkan bebek kafası ise avusturya'nın yeniden doğuşunu simgeler. bazısına göre gelecekte sadece istatistik olacak bir askerdir bebek. heykelin arka tarafında bir gaz maskesi görülür, bu da birinci dünya savaşı kurbanlarına nezredilir.

    ikinci heykel, hinterlandstod. 3,40 m yüksekliğindedir ve aynı taştan yapılır. heldentod'dan farklı olarak bütün jenosit mağdurlarına ve kurbanlarına, tüm etnik ve dini azınlıklara, zihinsel ve bedensel engelli tüm insanlara, son olarak da cinsel yönelime farkındalık uyandırmaya adanır. elleri arkadan kelepçeli işkence gören bir kadın, ayakları dibine çökmüş insanlar ve arkalarındaki iskelet ile simgelenir bunlar.

    bu iki heykelin arasından gözüken sadece 70 cm yüksekliğindeki granit heykel ise yahudilerin nasyonal sosyalizm zamanında aşağılanmalarını hatırlatmak amacıyla yapılır. adı "sokakları yıkayan yahudi". 12 mart 1938 tarihindeki ilhak sonrası tüm viyana'nın yahudi unsurlardan temizlenmesine adanır.
    özellikle bu heykel beni çok üzer ve özellikle bu heykel diğer sanatçıların da hedefine girer.
    avusturya'nın ilhakından sonra naziler yahudileri aşağılamak için onlara sokakları yıkatırlar. heykel de adını buradan alır. bazı eleştirmenlere ve sanatçılara göreyse bu heykel tam değildir ve bu noksanlık aşağılanmanın günümüzde de devam etmesine sebep olur. bu unsur yahudilere gülen avusturyalılardır. bu eksik resmi tamamlamak için ruth beckermann bir proje başlatır ve 2015 senesinde the missing image adıyla bunu hayata geçirir. proje kalıcı olmaz ama sokakları yıkayan yahudi, kendisine gülen tarihi seyircilerine bir süreliğine olsa da kavuşur ve tamamlanır.

    biraz daha gerideki orpheus heykeli, ns döneminde başkaldıran ve hayatını yitiren tüm kurbanlar içindir. 2,30 m yüksekliğinde tebeşir taşından oyulur ve 2,10 m yüksekliğinde bir granit taşın üstüne oturtulur.

    bu dörtlünün en arkasında duran ve içlerinde 7,30 m boyuyla en büyüğü olan granit taş ise avusturya'nın yeniden ayağa kalkmasını simgeler.

    heykeller bunca trajik olaya bir saygı çerçevesinde yapılmışken, günümüzde insanlar ellerinde sandviçler ile gölgesine sığınıyor. turistler, "sokakları yıkayan yahudi" heykelinin üstüne oturup sırıtarak poz veriyor. heykellerin önünde açıklamaları da vardır halbuki ama kimse okumaz o yazıyı. modern dünyanın en ciddi kanseri bu.
    viyana film müzesi'nin insanları bilinçlendirmek için başlattığı ancak kalıcı olamamış bir projesi vardı bu konuda. heykellerin altına yerleştirdikleri ekranlarda, 2013 kışı boyunca, savaş dönemlerinden belgesel filmler ve görüntüler oynattılar. başarılı da olmuştu. kalıcı olabilseydi ya da en azından ruth beckermann'ın projesi, bugün bu yakışıksız durum devam etmezdi muhtemelen.
hesabın var mı? giriş yap