• cagda$ iskoc yazarlar arasinda buyuk olasilikla en ilginci ve iskocya'da en fazla okunanidir. daha genc cagda$i iskoc yazar iain banks kuresel bir une sahipken, gray daha cok britanya'da taninir ve okunur. yazar will self, gray'i "buyuk bir yazar, buyuk olasilikla bu takimadada (b. britanya ve irlanda) hayatta olan en buyuk yazar," olarak tanimlami$tir. romanci, oykucu, ressam/gravurcu, $air ve siyasetcidir. 28 aralik 1934 glasgow dogumludur. glasgow'un fakir mahallelerinde yeti$mi$, glasgow universitesi'nden mezun olmu$tur.

    dili sadelik ve vuruculugu kayna$tirabildiginden mukemmellik seviyesinde ve akicidir. anlattigi konular da son derece hayatin icinden gibi duran ancak son derece hayalsi konulardir, dolayisiyla ilgi cekici ve insani surukleyici, yari masal yari gercekci tarzi kendine ozgu ve tektir. janr olarak hicbir ilgileri olmamasina kar$in, sanirim samimiyetten oturu, orson scott card ile bir arada du$unurum gray'i ki dedigim gibi biri iskoc digeri amerikali, biri dinsiz biri mormon, biri hayalyazar digeri bilimkurgucu-fantazici, benzerlik bulamiyorum ama fark da goremiyorum durumu var burada...

    iskoc bagimsizliginin keskin bir savunucusudur ve bu konudaki why scots should rule scotland kitabi -ki birkac yilda bir geni$letilmi$ baskilari cikmaktadir- bagimsizlik yanlisi tavrini acikca ifade etmektedir.

    cogu eserinde, sadece romansa her bir bolumun, oykuyse oykunun bir ba$ligi oldugu gibi, her tekil sayfanin uzerinde, altinda, veya yan marjinlerinde, mutlaka o sayfaya dair bir alt ba$lik, o sayfada neler olup bittigini tanimlayan bir veya birkac kelimelik bir alt ba$lik, bir anlamda "meraklisina notlar" bulundurur, arada, cok guzel cizimleriyle de oyku ve romanlarina bir canlilik katar. resimlerinde ve gravurlerinde bir charles rennie mackintosh havasi vardir.

    lanark uclemesi, poor things, the walk of kelvin walker, ten tales tall and true, unlikely stories -mostly, old negatives, mavis belfrage, the book of prefaces en onemli eserleridir. poor things adli romani 1992'de hem whitbread odulu'nu hem de the guardian kurgu odulu'nu kazanmi$tir.
  • lanark adlı enfes kitabın yazarı. metis yayınlarınca basılan lanark gerçekten bir başyapıt niteliğindedir. üçüncü kitap ile başlar, birinci kitap ile devam eder, sonra iki ve en son da dört. dört kitaplık çapraşık bir serüven...
  • türkçede eksikliği hissedilen muhteşem yazar. "poor things" isimli şahane romanı da "zavallılar" adıyla sel yayıncılık'tan çıktı bu ay. (bakınız: [http://www.selyayincilik.com/…aptanitim.asp?kod=790 http://www.selyayincilik.com/…aptanitim.asp?kod=790]) devamı gelir umuyoruz. yetmez ama evet!
  • en son bir kısa öykü toplaması çıktı every short story diye. akabinde birkaç tane söyleşi verdi gazetelere ve radyolara, gitme zamanım yaklaşıyor, bu yaşarken basılacak son eserim olabilir, her şeyimi toparladım hazırım diye. bunu düşündükçe beni üzüntülere itiyor alasdair gray, iskoç edebiyatının en sağlam yazarı olmasının yanı sıra çok değişik, çok acayip, şeker gibi bir adam zira. tanışmış ve sohbet etmiş olduğum için kendimi muazzam bir başarıya imza atmış gibi hissediyorum. alasdair gray ciddi ciddi bir şeyler anlatırken birden insanın hayatında duyup duyabileceği en neşeli ve bulaşıcı kahkahasını patlatır, sonra söylediğinin komikliğine bakmadan sen de gülmeye başlarsın, duramazsın, birkaç posta da beraber gülersiniz. insanda saygı uyandıran hayalgücü ve yeteneğinin yanında bu kadar neşe ve hayat enerjisi aşılayan tatlı bir adamdır alasdair gray. daha uzun yıllar yaşar umarım, yazmasa bile arasıra röportajlar verir, kendini bir şekilde gösterir. varlığı insanın içine su serpenlerden.
  • yazarın poor things adlı romanı postmodern romanı teknikalite açısından en iyi örnekleyen romanlardandır. postmodernizmin tarihsel bilgiye tarih yazımının sorunlu olmasından ötürü geliştirdiği güvensizliğini, yine postmodernizmin kanon edebiyatını kendine meşgale edinmesini ve kanonla dilediğince oynamasını, değiştirmesini eğlenceli bulan tavrını sonuna kadar yansıtır gray poor things'de.

    --- spoiler ---

    aleni bir belirtmeden kaçınılsa da (ki bu çıkarımın okuyucu tarafından yapılması isteniyor olsa gerek) bella baxter dişi frankenstein'dır. frankenstein'in tersine, baxter yeni doğan bebek beyniyle yani bilinciyle diriltilir. yetişkin hatta çok güzel bir yetişkin kadın vücudunda bebek kadar masum, bir bebek kadar dünya bilgisinden mahrum bir kadın her erkeğin fantezisi olsa da bella romandaki tüm erkeklerin hakkından gelir.

    --- spoiler ---

    türkçe'ye çevrilmiş, iyi olmuş hoş olmuş da, özel isimlerdeki alegorilerin, referansların üstesinden nasıl geldiler, gelebildiler mi merak etmekteyim. e bir de her gün ayrı bir sansür haberi okurken, romandaki o cesur çizimleri nasıl koydular o da ayrı bir merak konusu.
  • bugün 85 yaşında vefat etmiş, bir daha benzeri gelmeyecek, yeri dolmayacak glasgowlu yazar.
  • ... bütün bunları bana öyle tavsiye edildiği için yaptım, yoksa hiçbirini kendim istemiş değilim. uzun süredir istediğim hiçbir şey olmadı. özgürlük haricinde."
    madeni bir kahkaha sesi geldi.

    "evet, komik bir kelime. hepimiz özgürlük için başkalarına hiçbir anlam ifade etmeyecek tanımlar yapmaya mecbur kalırız. ama bana göre özgürlük..."
    bir müddet düşündü.
    "... denize ya da dağlara yakın, güneşin günün orta yarısında parladığı bir kentte yaşamak. evimde bir oturma odası, büyük bir mutfak ve aile fertleri için birer yatak odası olsun, işim de öyle zihin kurcalayıcı olsun ki, onu yaparken mutlu mu mutsuz mu olduğumu ne fark edeyim, ne de umursayayım."

    lanark
  • 1934 yılında glasgow doğumlu iskoç yazar.
hesabın var mı? giriş yap