akab

• ikinci 'a' sesinin ince 'k' sesinden dolayı inceymiş gibi algılanmasından dolayı türkçeye taban tabana zıt bir profilde ekler getirilen kelime.
  
  akabında, denmesi gerekirdi normak şartlar altında ve fakar (bkz: akabinde)
• arapça ayak topuğu, ayak izi gibi geride, artta kalan cinsten anlamlara gelmesinin yanı sıra art, peş anlamları da taşıyan kelime. anladın değil mi yavru kurt? (bkz: agop) (bkz: yakup) (bkz: göt tutuşması)
• akab-dzib
  
  arkeolojik sitesinde kolomb öncesi bir yapıdır , bugünkü meksika yucatán yarımadası'nın orta-kuzey kesiminde bulunur.
  
  ınah binanın restorasyonunu 2007 yılında tamamlamıştır. nispeten kısa, sadece 6 m (20 ft) yüksekliğinde ve 50 m (160 ft) uzunluğunda ve 15 m (49 ft) genişliğindedir. uzun, batıya bakan cephenin yedi kapısı vardır. doğu cephesi, çatıya çıkan büyük bir merdivenle kırılan sadece dört kapıya sahiptir. bu görünüşte yapının ön oldu, ve bugün dik ne bakar, ama kuru, cenote. binanın güney ucunda bir giriş vardır. kapı küçük bir odaya açılır ve karşı duvarda lento üzerinde karmaşık oyulmuş glifler-binayı bugün adını veren "gizemli" ya da "belirsiz" yazı olan başka bir kapı vardır. kapı sıkışmasındaki lentonun altında daha fazla gliflerle çevrili bir figürden oluşan başka bir oyma panel yer almaktadır. odalardan birinin içinde, tavana yakın, boyalı bir el izi var.
  
  kaynak:wiki.
• (bkz: teakııb)