• az önce cüneyt gökçer sahnesinde izlediğim dt oyunudur. doktorun son 25 dakikadaki performansı hariç vasat bir oyundur.
    not: ayı dünya’ya çarptırdınız, 15 dakika boyunca kahkaha attım.
  • bu akşam ankara cüneyt gökçer sahnesinde seyretme şansı bulduğum, tarık buğra'nın kaleme aldığı bengisu gürbüzer doğru'nun yönettiği konya devlet tiyatrosu oyunu.

    entry girmeden önce biletivadan gelen mesajları kontrol ettim. bu sezon devlet tiyatrolarında 13 farklı oyun seyretmişim. abartısız sezon boyunca izlediğim en kötü devlet tiyatroları oyunu.
    oyun 2 perdeden oluşuyor. ilk perdenin sonunda dışarıya sigara içmek için çıktığımda araba bana ben arabaya baktım, bunu izleyip vakit öldüreceğime gider bir yerlerde 2 bira içerim diye düşündüm daha sonra böyle bir şeyi hiç yapmadığımı hatırlayıp çizgilerin dışına çıkmamak adına ve cüneyt gökçer sahnesinin rahatsız koltuklarına rağmen girip 2. perdeyi de izledim.
    ayhan anıl'ın son perdedeki performansı hariç elle tutulur hiçbir şey yok.
  • hayatımda izlediğim en rezil, en ilkokul müsameresi tadında oyundu. ibretlik. tarık buğra romanından bir drama yaratılırsa ne kadar kötü olabilir diye düşünüyorsunuz muhtemelen.
    yelpazelenen, oflayan seyirciler vardı, carlayarak ege aksanı yapmak kadar itici bir şey olmuyormuş, özellikle nigar hanım ve hizmeti kızın vücut dili ve ses tonlaması akşamımızı zehir etti, hele diyaloglar, ağızdan çıkarken anlaşılmayan sözcükler, doktorun gelgitleri, abartılı oyunculuğu, arkada heleyli hüleyli diye koşuşturarak güya çitlik hayhuyunu bize anlatan köylü güruhu bitirdi bizi, bittik ama heyhat oyun bitmiyor, bitemiyor, bana beş perde falan gibi geldi, tiyatro tövbesi ederim korkusu var.
    yapımda emeği geçen herkese allah akıl fikir versin, o kadar kötü ve romanın verdiği histen uzaktı ki kasıtlı yapılmış diyesim var. karakterlerin açmazları, neden öyle olduklarına dair en ufak bir iz yok ve bu belirsizlik oyuna gizem değil gelişigüzellik, özensizlik, oldu bittiye getirilmişlik havası vermiş. çıkışta park yerine giderken " ya o neydi öyle müsamere gibi ?" diyen kadınla da karşılıklı koptuk.
    ankara devlet tiyatrosu hakikaten o neydi öyle? amacınız neydi? dramaturg ve yönetmen: aklınız neredeydi?
    dionysus'a işi bıraktırıp olimpos'ta iddaa bayii açtıracak bir iş çıkmış ortaya.
    gitmeyin, bak rica ediyorum.
  • normalde buraya hiçbir tiyatro için performans eleştirisi veya kötü yorum yazmaz idim. ta ki dün ankara cüneyt gökçer sahnesinde bahse konu oyunu izleyene dek. arkadaş koskoca konya devlet tiyatrosunda hiç mi aklı başında bir dramaturg, sanat yönetmeni falan yoktur. bu nasıl bir oyun seçimidir? ben yaptım siz yapmayın diye söylüyorum. konya devlet tiyatrosu tam 2 saat borçlusunuz bana, hayatımdan çalınmış 2 saat. oyuncuların şahsen bi günahı, eksik yanı yoktu. hepsi de iyi oyuncular belli. tüm ekibe geçmiş olsun.
  • durup durup gülmeme sebep olan oyun. ne kadar bağırırsam o kadar dramatik olurum diye düşünen oyuncular mı dersin, aşk-ı memnu'nun yandan yemişi senaryo mu dersin... baya komik oyundu. cüneyt gökçer'de bir türlü güzel oyun izleyemedim ben zaten. neyse dün akşam saçmalıkları sayesinde baya eğlendim. sizi harcadılar be doktorcum dhejsjsjjssk
  • konya devlet tiyatrosunun ankara turnesine çıkması yüzünden, dikkat edin yüzünden diyorum, cüneyt gökçer salonunda maruz kaldığım oyun. eser tarık buğra'ya ait ve oyun bengisu gürbüzer doğru tarafından yönetiliyor.

    bu sezonun açık ara en sıkıcı oyunuydu. ilk perde boyunca gerçekten sıkıldım. ikinci perdenin sonlarına doğru biraz daha iyiydi. ara ara klasik türk filmi tadında göndermeleri var. türk filmi demişken oyunun hikayesi de oynanışı da zaten baştan sona türk filmi gibiydi. yaşanan her olayı teker teker tahmin edebiliyorsunuz. oyunun yanı sıra bazı oyunculuklar iyiydi bazıları ise felaketti. en iyi oyunculuk doktora aitti bence. oyun hakkında tek beğendiğim şey dekordu suserler. ama o da sırf 2 saat izlemeye değmez. yine de dekor hoştu.

    gitmeyin.
  • ankara cüneyt gökçer sahnesinde izlediğim konya devlet tiyatrosu oyuncularının başarısıyla izlenir hale gelmiş oyundur. senaryonun durağanlığı sebebiyle sıkılanlar olmuş olabilir fakat karakterler öyküsünü başarılı şekilde göstermişlerdir. rahatsız edici olarak yalnızca şive yapayım derken sesini fazla yükselten bir iki kişi vardı. sanırım bunların dışında oyun sürükleyici bir film gibi izlettirdi kendini.
  • tarık buğra'nın yazdığı kötü tiyatro metinlerinden biri.

    konya devlet tiyatrosunun 2018-2019 sezonunda oynadığı ve ankara'ya turneye geldiği oyundur. bu sayede izledim ben de.

    maalesef muhafazakar kesime yaranmak için bu amcanın oyunlarını yeniden hortlatıyorlar. evet tarık buğra'dan bahsediyorum... bir iki iyi romanının olması ve devlet tiyatrolarında edebi kurul üyeliği yapması iyi oyun yazarı olduğunu göstermiyor maalesef.

    bomboş bir oyun. oyun hiçbir şeyi simgelemiyor, hiçbir amaca hizmet etmiyor, günümüze ilişkin söylediği hiçbir şey yok, berbat tv dizilerinden hallice.

    oyun metninin en kötü tarafı, sebep-sonuç ilişkileriyle bile ilerleyememesi. çoğu replik havada kalıyor. çoğu diyalog boşuna yazılmış. biri bir şey söylüyor, diğerinin söylediği havada kalıyor. bir şeyi bir yere bağlayabilmek için gereksiz cümle kuran karakterler de cabası.
    kısaca oyun metni; berbat.

    gelelim oyunculara...
    hepsi "nasıl kötü oynanır" dersi veriyor adeta. bu kişiler devlet tiyatrosunda nasıl oynuyor akıl alır gibi değil.

    bir de şunu görmüş olduk, konya devlet tiyatrosunda orta yaşın üstünde hiç oyuncu yok. sanki hepsi tayin isteyip büyük şehirlere kaçmışlar. 25-30 yaş arası insanlara 80 yaşında dede rolü oynatılıyor. ve beceremiyorlar. karikatür tüplemesi gibi oluyor. yahu sen devlet tiyatrosusun...

    bir yanda karakterler var, bir yanda karikatür benzeri tiplemeler. sahneleme rezalet boyutta. her oyuncu yönetmenlik yapamaz. 10-15 sene oyunculuk yapan insanları rejisör yapıveriyorlar. "hadi bu sene bize oyun yönet" diyerek iş yaptırıyorlar. karşımıza böyle saçma-sapan berbat oyunlar çıkıyor işte. tonla para harcayıp dekor yapılmış üstüne üstlük...

    bu kadar zaman ve para kaybı yerine, yeni ve genç yazarların "kötü bile olsa" oyunlarını oynasanız daha iyi olmaz mı?

    oyun maalesef tam bir faciaydı...

    salonun %50'sinin türbanlı (akp kadın kolları) olmasına da ayrıca şaşırdım. keşke daha iyi oyunlara gelip izleseler, görseler. tv dizisinden hallice saçma-sapan oyunlarla vakit kaybetmeseler. ama nedense, sanki otobüslere doldurulup özellikle getirilmiş gibiydiler. neyse canım tiyatro tiyatrodur.

    oyun metni de, sahneleme de, rejisör de ve oyuncular da berbattı.
  • tarık buğra'nın yazdığı, bengisu gürbüzer doğru'nun yönettiği konya devlet tiyatrosu oyunu.

    sanırım tarık buğra'nın ilk piyesi bu oyun. plansız, özensiz, nereden çıkıp nere gideceği, neyi anlattığı, neyi önemsediği, neyi vurguladığı belli olmayan bir oyundu.

    neden sahnelendiğini anlamış değilim tabi. eser okunduğu zaman size güzel gelmiş olabilir sevgili devlet tiyatrosu çalışanları. ancak bu oyunda tiyatro ruhu ve dili maalesef yok. bu "oyundan" tiyatro çıkmaz, kısa öykü çıkar.

    oyunculuk, dekor, reji bunlara giremiyorum bile izlediğim son iki oyundur. düşünün türk teatrosunun ahvalini.
    theodor w. adorno'nun sevdiğim bir sözü vardır. yanlış bir hayat doğru yaşanamaz diye. bunu kısmen tiyatroya uyarlarak: "kötü bir metin, iyi oynanamaz." diyor, sözlerimi sonlandırıyorum.
  • --- spoiler ---
    "dürüst ve cesur olmamız lazım."
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap