• filmin sitesi için:

    http://www.agoodyear.com/
  • mekanlarin,muziklerin,insanlarin,diyaloglarin hepsinin birbirinden guzel oldugu,bi saniyesi bile can sıkmayan,cikista suratlarda salak birer gulumsemeyle insanlari bi keskul kivamina getiren sahane film.
  • russel crowe ve ridley scott ortaklığının naif sonucu...
    kameraya çekilmiş bir hayaldir... seratonindir... çikolataya alternatiftir...
    yönetmen ve oyuncu yüksek maliyetli bi film öncesinde ` :bilmiyom hangi film ` parsayı toplarken seyirciyi mutlu etmiştir...
  • son zamanlarin en sabun kopugu filmi. sarap sevenlerin , kacmak isteyenlerin, iskoliklerin, asiklarin, paragozlerin, sanat severlerin, russell crowe sevenlerin, jack russell terrier sevenlerin mutlaka izlemesi ve ders almasi gereken bir film.
  • sade bir hikayesi olan, iyi cekilmis bir film. yer yer romantik komedi tadi da alinabilir. hikayesi ve tadi birlesince fena halde sarap icme istegi uyandirabiliyor, dikkatli olmak ve önlem almak lazim.

    edit: bir de soylemeden edemiyecegim. isim tekerlek reklami gibi olmus be :)
    (bkz: goodyear yuvama ulastir)
  • insanin içini isitir aile ilişkilerini, hayatı, ve aslında hayattan beklentileri sorgulatır. sevdicek elinizden tutup goturunce daha da guzel gelir.
  • (bkz: 2000)
  • ridley scott'ın son yıllarda sıklıkla yaptığı gibi yönetmenliğini yaptığı büyük bütçeli filmlerin arasına sıkıştırdığı, nispeten küçük bütçeli ve az oyunculu filmlerden biri. son dönem filmografisine bakacak olursak g i jane ve matchstick man gibi kendisinden beklenmeyen tarzda bir filmdir. daha çok ingiliz fransız çekişmesi filmin atmosferine hakimdir, bu iki kültürü yaşam tarzları, iş hayatı, kent yaşamı, manevi değerleri farklı olan bir amca yeğen ilişkisi ekseninde anlatmaktadır. hatta tenis sahnesinde bile bu sporda iddialı olan ingiliz ve fransız iki eski tenisçi ve giyim markası olan isimler ön plana çıkarılır*

    sonuçta göze sıcak görünen, ingilizin borsası, parası, maddeciliği değil fransızın üzüm bağları, dört başı mamur yaşamı ve maneviyatıdır. filmin ingiltere ve fransada geçen sahnelerindeki renklerin ve ışığın kullanımı da bu farkı gözümüze sokar. çok da umrunuzda olmayan bu farklılıklardan geriye aklınızda güzel bir ev, taşrada yaşamanın rahatlığı ve sıcaklığı ve şarap kalır. yani biraz stealing beauty biraz side ways o sensin işte..

    sonuçta sinemada değil de tvde izlenebilecek, keyifli bir seyirliktir. ayrıca görüntü yönetmeninin de gözünün yağını yemek lazımdır.
hesabın var mı? giriş yap