*

  • (bkz: oblivion)
    (bkz: skyrim)
  • oracle'in her sene san francisco'da moscone center'da duzenledigi organizasyon.
  • (bkz: sandbox game)
  • (bkz: watch dogs)
  • oyun alacaksam ilk kriterim. sayesinde artık lineer oyunlarda kendimi truman show'da imiş gibi hissediyorum. mayın tarlası bile olsa open world olacak.
  • en sevdiğim oyun kategorisidir. bir oyuna bakarken önce açık dünya olup olmadığına, sonra bir daha açık dünya olup olmadığına bakarım.
  • işin cılkının çıktığı oyun türü. gerçekten de bu açık dünya oyunlarının artık cıvığı çıktı. bu tür oyunlar daha çok elder scrolls serisi ile, özellikle de morrowind ve oblivion ile popülerlik kazandı. fakat o oyunlarda “bu gerçek dünyanın yapay versiyonu”nu yaratma gayreti yoktu. bundan kastım nedir? the witcher 3 veya red dead redemption gibi oyunlarda gördüğümüz , “aşırı detaylı" ve "gerçek dünyada yapabileceğimiz gündelik şeyleri yapabildiğimiz" bir dünya. işte at yarışlarına katılıyoruz, kumar oynuyoruz, gidip handa bir şeyler yiyip içiyoruz, balık tutuyoruz, neredeyse ev işleri bile yapacağız. belki yaptığımız bir açık dünya oyunu da vardır, bilmiyorum.

    elder scrolls ve türevi eski açık dünya oyunları ile daha yeni nesil ve abartılı açık dünya oyunları arasındaki en büyük fark şudur: ilk gruptakiler video oyunu kavramının ruhunu taşımaktadır, ikinci gruptakiler ise bu ruhu çeşitli oranlarda kaybetmiştir. bu ruh ise "oyun" kelimesinin bizzat içinde bulunan "oynamak" ve “oynanış"tır. yani ikinci gruptakiler daha fazla açık dünya uğruna oynanışı ve eğlenceyi, yani bir oyunu gerçekten oyun yapan şeyleri arka plana atmıştır. bu ikinci gruptaki oyunlar bir yerden sonra tekrara sarmakta, kişiye ana hikayeyi unutturmakta, özellikle de mükemmeliyetçi oyuncuları o yan görev senin bu achievement benim, o oyun içi mini oyun senin bu gündelik iş benim diye koşturtup dururlar (ve çoğu oyuncu da mükemmeliyetçidir çünkü verdiği paranın karşılığını oyunla ilgili her şeyi bitirdiğinde alacağını düşünür, aksi takdirde o oyun hep yarım kalmış iki porsiyon iskender gibi vicdanını sızlatacaktır). fakat bu yeni. nesil açık dünya oyunları çok da yapaylar. yani ben rdr'de hana girip bir şeyler içsem ne olur? bunların hiçbirini hissedemezsin, çok yavan kalır. ha denebilir ki "tamam da oyunların her aşamasında bu yapaylık geçerli." evet ama oyunda güzel bir hikaye olduğunda veya aksiyon dolu anlarda heyecanlanıyorsun, bu his yapay değil ve aynı zamanda ilgi çekici de ama balık tutmanın, at yarışına girmenin, bir handa yemek yemenin nesi ilgi çekici? video oyunları en çok görme duyusuna hitap eder ama bu tarz şeyler daha görme duyuna dahi hitap etmiyor. bunlar, gündelik hayata dair şeyler ve çok da yapaylar, gerçekçi bir his oluşturmuyorlar. hayır, online oyun olsa ve arkadaşlarınla bu şeyleri yapıyor olsan bir nebze diyeceğim ama senin haricinde herkes de yapay zeka.

    insanlarda "daha ayrıntılı oyun daha iyidir" algısı var. bence bu algı yanlış. çok ayrıntılı bir yapay zeka olsa örneğin, oyunda hiç durmadan ölürsünüz ve bu size zevk vermez. çok ayrıntılı bir hikaye olsa kafanız karışır ve anlamazsınız. bir oyun içinde yapabileceğiniz aktiviteler de çok ayrıntılı olduğunda -şimdiki açık dünya oyunlarındaki gibi- oyun adeta hiçbir zaman bitmiyor ve insanı bıktırıyor. ben the witcher 3'ü oynarken bir noktadan sonra "artık yeter" dedim ve ana hikayeye yoğunlaştım. ana hikaye bitince de oyuna daha devam edesim gelmedi. devasa ama bomboş bir sarayda tek başına takılmak gibi bir şey. görme duyun dışında başka bir duyuna da pek hitap etmiyor.

    oyunda en önemli şey eğlencedir ve o eğlence de büyük oranda oynanışın güzelliğinden gelir. ama bazı yapımcılar bunu unutmuş olmalı ki yeni oyunlarda hep daha açık dünya, içinde yapabileceğin daha fazla aktivite, daha fazla meşgale, daha devasa harita pompalayıp duruyor. zaten artık içinde level atlama ve türevi konseptleri içermeyen oyunların yapımcılarına gizli bir karargahta işkence yapıyorlar diye düşünmeye başladım. her oyunda karakterlerimiz level atlayıp duruyor. karakter gelişimini daha iyi hissetmemizi sağlıyormuş. peki eğlence var mı? yok. şu skill'i de açalım, bu level sınırını da zorlayalım derken kendimizi heder ediyoruz. ben kişisel gelişim istesem oyun oynamak yerine daha faydalı (ama muhtemelen sıkıcı) şeyler yapardım.

    açık dünya oyunlarının (ve neredeyse hepsi rpg bunların) en büyük problemi bu işte: oyuncunun hırsını ve mükemmeliyetçiliğini level atlama ve skill açma gibi "ödüllendirme mekanizmaları" ile gıdıklayarak onu bir singleplayer oyuna 150 saat harcayan bir insan haline getiriyor. kişi oyun içinde eğlendiğini sanıyor olabilir ama herkes gerçekten şöyle bir oynarken kendi duygularına doğru yola çıksın, eğlence mi daha fazla yoksa yan görevleri bitirme, level atlama, daha iyi silah setleri bulma, haritayı yüzde yüz oranında açma gibi hırslar mı daha fazla? 26 seneden beri video oyunları oynayan biri olarak ben, açık dünya oyunlarında, hırs duygusu ve ödüllendirilmekten gelen yapay bir özgüven ve mutluluk hissi dışında bir şey görmüyorum. eğlence çok daha arka planda kalıyor.
  • çok yoruldum, son zamanlarda oynadığım çoğu oyun bu şekilde olduğu için aşırı yoruldum. sırasıyla bahsetmek gerekirse the witcher 3 wild hunt, gta iv episode from liberty city, l.a. noire, south park stick of the truth, prototype, gta v, marvel's spider-man, god of war , red dead redemption 2, dragon age inquisition, far cry 3, tomb raider ve oynadım diyemeyeceğim kadar az deneyimlediğim birkaç oyun daha var. takdir edersiniz ki bu oyunların çoğu bitmedi, içlerinde bitirdiğim sadece gta iv eflc var, bitmek üzere olan ise l.a. noire ile witcher 3 var.

    fark ettiğiniz üzere açık dünya oyunlara bayılıyorum, karakteri özgür bir şekilde istediğim yere yönlendirmek veya istediğim zaman görev yapabilmek hoşuma gidiyor ama artık tükendim sanırım. oynadığınız her oyun açık dünya olunca birinden sıkılınca diğerine geçeyim olmuyor çünkü hikayesi, türü, oynanışı ne kadar farklı olsa da hepsinin temelinde aynı teknikler yatıyor, karakterinizi kendiniz yönlendirdiğiniz, belli bir haritası olan, bu haritada gezinme özgürlüğünüzün olduğu bol yan görevli oyunlar, lan bari birine odaklanayım bitsin diyorsunuz, başladığınız oyun en az 30-40 saat sürüyor.

    buradan açık dünya oyunlarını seven, oynamayı düşünen kişilere tavsiyem, sadece bir tane açık dünya oyunu oynayın ve bitince diğerine geçin, bitmeden diğerlerine başlayınca hangisini oynayayım diye düşünmekten bu sefer oyun oynayamaz oluyorsunuz. en azından finaller geldi, mecbur oyunları bırakmak zorundayım, iki hafta boyunca pek içli dışlı olamayacağım için tekrar heveslenirim diye umut ediyorum.
hesabın var mı? giriş yap