*

  • bu maç sonucunda grubumuzda juventus'un ardından 2. olmustuk. fakat o zamanlar şampiyonlar ligi'nde 6 grup vardı ve grup ikincilerinden sadece en iyi ikisi çeyrek finale çıkabiliyordu. biz de en iyi iki 2.den biri olamadığımız için annemizin ligine geri dönmüştük.
  • 0-0 lık werder bremen maçı ile birlikte galatasaray tarihinin en büyük dramıdır.

    salak ve geçici bir statü yüzünden gurubu 2. bitirdiğin halde çıkamadığına mı yanarsın

    gurubun iddassız tek takımı olan atletic bilbao'ya karşı sadece beraberlik lazımken yenilmene mi ...

    0-0 bitse bir türk takımı tarihinde ilk defa hem de gurup lideri olarak ş.l guruplarından çıkmış olacaktı ama yenildik hem de ' türkiye 1. futbol ligine koysan ilk 10'a zor girecek olan ' gurup sonuncusu athletic bilbaoya.

    maç bitimde şu acıklı sahneler hala aklımdadır;

    - hakem bitiş düdüğünü çalmıştır topu elinde tutan okan'a topu vermesini söyler , okan ise eliyle topu arkasına saklar vermez ve hakeme "maçı erken bitirdin biraz daha oynat lütfen" tarzı bişeyler söyler. ah be okancım bitiş düdüğü çalınmış artık.hakem maçı tekrar başlatamaz ki.

    - konuk tribün çıkışında bekleyen bir athletic bilbao taraftarı stadtan çıkan herbir galatasaray taraftarının teselli amaçlı elini sıkmıştır. ispanyol tarftar kendi takımının iddası olmamasına rağmen avrupada başarıya inanılmaz aç bir ülkenin takımına çelmenin allahını taktığın farkında olsa gerek böyle hoş bir davranış sergilemiştir.
  • o dönemi yaşayan herkesi hüzünlere sürükleyen maç. ertesi gün okul olduğu için maçı izlerken uyuya kalmıştım. sabah kalkar kalkmaz maçın kaç kaç bittiğini sorduğumda 1-0 yenildiğimizi öğrenince de yatağa kapanıp ağlamıştım. sonucuna ağladığım tek maç olması da ilginçtir yani. çocukluk işte demek istiyorum ama böyle denip geçilecek bir şey değildi o. bambaşkaydı o zamanlar avrupa'da mücadele etmek.
  • dillere destan cimbomlu balının galatasaray'ı terkettiği vasat maç. 5-0 bitmesi gerekirdi ayrıca en az.
  • yanlış hatırlamıyorsam, şu andaki 2'li averaj sistemi uygulansaydı galatasaray yenilgiye rağmen çıkıyordu gruptan. çünkü juve ile deplasmanda 2-2 içeride 1-1 kalmıştık. ayrıca bu maçın sonunda okan buruk'un hüngür hüngür ağladığını hatırlıyorum. hayatımda hevesimin kursağımda böylesine kaldığı ender anlardan biriydi. neyse kursakta kalan heveslerin fışkırması için 1.5 sene beklememiz gerekecekti...

    (bkz: 17 mayıs 2000 galatasaray arsenal maçı)
  • bugün bir arkadaşımla konuşurken, hayatımda ağladığım tek maç ifadesini kullandık, ve şimdi bakınca o dönemde çok insanın bunu yaşamış olduğunu farkettim. şimdi bile o günkü hayal kırıklığını hatırlamak üzüyor insanı. bir de o gece star'da ikili averaj üçlü averaj bir ton geyik dönmüş, aslında galatasaray'ın çeyrek finale çıkması gerektiğine dair tartışmalar yapılmıştı yanlış hatırlamıyorsam.
  • bu maçı radyodan dinlemiştim, kağıda futbol sahası, ceza alanı, yay çizip spiker anlattıkça da kalemle bunları oynatarak canlandırmıştım; hasan şaş hagi'ye aktarırken ben de kalemle o yöne doğru gidiyordum.
  • (bkz: #30502778)

    ve bu

    (bkz: #42706822)
  • atletico bilbao'nun hiçbir iddaası olmamasına rağmen kazandığı, zar zor yarı karıncalı gösteren 37 ekran saba marka televizyon'dan izlediğim, en çok üzen maçlar listesine giren ve böğrümüze haşırt diye saplanan maçtır.

    fatih akyel'in ilk yarının sonundaki hatasından kaynaklanan golden sonra gs'nin maç sonuna kadar yardırdığı, tüm futbolcuların inanılmaz mücadele ettiği, son dakika'da 1.70'lik okan buruk'un ceza sahası içerisinde 2 metre yükselip yaptığı akula vuruşunun girmediği unutulmaz maç.

    http://bandieras.blogspot.com/…bao-galatasaray.html

    http://www.mackolik.com/…thletic-bilbao-galatasaray

    fourfourtwo dergisi ekim 2007 sayısından; trt'nin gafı galatasaray 1998-99 sezonunda grasshoppers'ı eledikten sonra grupta juventus, athletic bilbao ve rosenborg'la eşleşmişti. altı gruplu ligde grup birincilerinin yanı sıra en iyi iki ikinci de çeyrek finale kalacaktı. son maçlara gelindiğinde galatasaray ve rosenborg'un 8, juventus'un 5, athletic bilbao'nun ise 3 puanı bulunuyordu. son maçta galatasaray defans oyuncusu fatih akyel in akıl almaz hatasıyla bilbao'da 1-0 mağlup oldu. juventus ise rosenborg'u 2-0 yenmişti. temsilcimiz juventus'la deplasmanda 2-2, ali sami yen'de ise 1-1 berabere kalmıştı ama italyanlar'ın gol averajı daha iyiydi ve grup lideri olarak çeyrek finale kalan onlar oldu. galatasaray'ın en iyi ikinciler arasında da şansı yoktu zira real madrid ve manchester united çoktan diğer ikincilere fark atmışlardı.

    bu verilere rağmen trt canlı yayınladığı programda galatasaray'ın çeyrek finale çıktığını ilan etti. aynı anda uefa'nın resmi sitesinde de birkaç dakikalığına galatasaray'ın çeyrek finale çıktığını gösteren puan durumu yayınlandı. uefa resmi sitesindeki hatayı hemen düzeltiverdi. ancak trt'de işler düzelmiyordu. levent özçelik'in sunduğu programda turun şerefine eski şampiyonluk sevinçlerinden görüntüler yayınlandı, ekrana ikide birde "galatasaray çeyrek finalde" yazısı yazıldı, eski futbolcular stüdyoya çağrıldı, eski maçlar gösterildi. programda bir ara izmir'deki murat ünlü'ye bağlanıldı. murat ünlü soğuk bir izmir gecesinde kameramanıyla birlikte tek başına konak meydanında bekliyordu: "galatasaraylı taraftarların sokağa dökülmesi lazım ama soğuk havanın etkisinden olsa gerek şu anda çevrede pek galatasaray taraftarı yok" gibisinden laflar söyledi. neyse ki trt de bir süre sonra durumun farkına varabildi... ancak bu yaşanan olay televizyon tarihimizin unutulmaz hataları arasındaki yerini çoktan almıştı bile.
  • ömür boyu unutulmayacak maçlardan.

    (bkz: #66320053)
hesabın var mı? giriş yap