• nato'dan cikaririz ab'ye almayiz tehditinden baska bir haltin olmadigi muhtemelen feto'nun parayla yazdirdigi makale.
  • son kısmıyla alenen ciddi bir tehdit içerip, biz türk halkına "la valla biz darbe marbe yapmadık, niye inanmıyonuz ibneler?" diye de sormadan edemeyen yazı..

    özetle;

    - darbeyle alakamız yok..

    - kamuda işten çıkarmalar haddini aşmış durumda ve bu hukuk açısından hiç hoş görünmüyor.. iyi gitmiyorsunuz..

    - darbeyi cidden biz yapmadık kankalar..

    - fettoş bizim vatandaşımızdır.. nasıl verelim? tamam veririz belki de, önce bir araştıralım, bekleyin az.. hem, hukuken istemediniz daha, neyi bekliyorsunuz?

    - darbe mi, o ne? bilmiyoruz ki.. hiç duymadık..

    - tamam iyisiniz, hoşsunuz.. nato'nun çok önemli bir gücüsünüz; gel gelelim, nato demokrasi ve insan haklarından bu kadar uzaklaşmış bir müttefikle ne yapacak? napacaz lan biz sizle? ooof, türkler..

    - darbeyle alakamız yok demiştik, çıkarmayın aklınızdan..

    - şimdi bizim nato'dan arkadaşlar bir şeyler bakıyorlar bakalım.. size bir yaptırım gelecek bu işten çıkarılmalar ve açığa alınmalarla ilgili.. tayyip sevmeyecek bu durumu ama, yapacağı çok da bir şey, gideceği çok da bir yer yok bu amk topraklarında.. nereye gidecek, esed kardeşine mi? ahahahahah...

    şeklinde okumlanabilir..
  • oysa ben ny times'ın abd'nin karanlık uluslarası oyunlarını ve çıkarlarını açıklamasını beklerdim.

    ülkemdeki havuz medyası ne kadar değerliyse ny times da aynı değerde benim için. aynılar sadece propagandasını yaptıkları egemen fikirler farklı.
  • bende karışık duygular uyandırdı.

    eh, bir yandan sen abd'ye karşı 'müttefik bir ülkenin meşru hükümetini zor kullanarak devirmek' gibi çok ciddi bir ithamda bulunuyorsun. ama bu ithamı çoğunlukla içeride seslendiriyorsun (ki suçu başkasına atıp darbeye kalkışan yapının yükselişindeki rolünü seçmenlerine unutturasın), abd'li yetkililere karşı ağzını açamıyorsun. abd'li komutan ziyarete geliyor, darbeyle ilgili soru sormuyorsun/soramıyorsun. bu çağda böyle ikili oynamak kimseye sökmez. böyle ağır bir ithamı yapacak kadar sapasağlam doğrudan bir delilin de yok. sen müttefikine böyle ağır bir ithamda bulunursan karşıdan da nazik bir tepki gelmeyecekti herhalde. davutoğlu önderliğinde sıçıp batırılan suriye politikası sayesinde uluslararası imajın yerle bir olmuşken üstelik. oradan bakınca 'türkiye nasıl bir müttefik?' sorusunun sorulması normal. neredeyse bütün ülke abd'nin türkiye'de kanlı bir müdaheleye kalkıştığı kanısındayken ve yöneticilerimiz bu yönde açıklamalar yaparken birileri elbet 'biz bu ülkeyle niye müttefikiz lan?' sorusunu soracaktı. bu soruyu sormalarının ne gibi sonuçları olacak, ileride göreceğiz, ama öyle kısa vadede olup bitecek bir iş değil bu, her iki taraf açısından da zor. ne türkiye kolay kolay 'nato'ya kafam girsin ben rusya'yla takılıcam' diyebilir (rusya'yla daha 1 ay evvel boğaz boğazaydık hatırlarsanız) ne de abd türkiye'ye kolay kolay 'defol git lan nato'dan' diyebilir, büyük bedelleri olur.

    ama yazı öte yandan da 'hastir lan ordan' dedirtti. nasıl bizim liderlerimizin içeriye abd'yi kötüleyip dışarıda 'dostuz, müttefikiz, endişelenmeyin' demesini kimse yemiyorsa, abd ve nato'nun 'demokrasinin bekçisiyiz, destekçisiyiz' laflarını da kimse yemiyor. şuna 'türkiye müttefik olarak bizde güven uyandırmıyor' diyemeyip 'demokrasiden endişeleniyoruz' demeniz tamamen samimiyetsiz. bu bilgi çağında sizin icraatlarınızı da herkes biliyor artık.
  • son paragraf aslında yazının en temel noktası. bu bölümde açık ve aleni şekilde üstü kapalı tehdit var. anlamamak için üst düzey gerizekalı olmak lazım.

    yazının geneline bakıldığı zaman olası bir türkiye-rusya ittifakından çekindiklerini beyan etmişler.
    ben bu yazıdan korku psikolojisini okuyorum. bölgede söz sahibi olan egemen devlet statüsünü yitiren bir abd tüm dünyada otoritesini büyük oranda yitirecektir.

    ayrıca yine aynı şekilde rusya'nın türkiye ile sıcak temasından rahatsızlık duyduklarıda apaçık görünüyor.
  • sanki yıllardan beri ikinci israil'i yani kürdüstan'ı kurmak için bu ülkeyi bölmeye çalışanlar hiç kendileri değilmiş gibi aymazca ve ikiyüzlülükle böyle şeyler yazmıyorlar mı, insanı delirtiyorlar oturduğu yerde. he yavrum he sütte leke var abd de yok.

    tanım: biz yedikte geldik canım ya hiç almayalım.
  • su ana kadar ciddi anlamda bati medyasinin bilgisizlikten, cahillikten, ozensizlikten ya da sensationalism denilen bela yuzunden sacma sapan, gulen yanlisi yayin yaptigini dusunuyordum, ya da fetullah gulen'e yakin yazarlarin para vs. karsiligi yazilar yazdigini.

    koskoca nytimes editorial board'i yukaridakilerden hicbiri degildir. demek ki gercekten bir is var bu isin icinde. erdogan ve turk medyasi hakkinda soylenen seylerin cogu temelsiz degil, ancak butun dunya'yi irak'ta kitle imha silahlarinin olduguna, olasi bir amerikan isgalinin ortadogu'ya baris getirecegine inandiran da bu ozgurluk indekslerinde hep en ust siralarda olan anglo-saxon medyasidir.
  • ben bu yazıdan sonra kani oldum ki,
    homeland başta olmak üzere hiç bir diziyi bu amerikalılar izlemiyor, biz de mal mal yeni sezon ne zaman başlayacak diye bekliyoruz.
    bunların dünya dedikleri yer ile bizim dünya dediğimiz yer de farklı.
    dünya farklı olunca ülkelere sıra bile gelmiyor.
    valla amerikan halkı için ciddi ciddi üzüldüm; bu ne kuşatılmışlık halidir...
    birilerinin hayal dünyasında yaşamaya mahkum edilmiş zavallı milyonlar...
    kendilerini dünyanın hakimi sanan ama o hakimiyet adına zihninin ırzına geçilirken bayrak sallayan,
    birkaç bin kişinin, üç beş şirketin zihnindeki dünyayı imar etmek için çalışıp duran bir garip halk.
    güzel ülkemden, türkiye'den sesleniyorum;
    matrix'in içinde yaşıyorsunuz ve o topraklar neo da çıkarmaz.
    tanım; bir adet mal beyanıdır.
  • siktirsinler. bakanları kerry, çinli dışişleri bakanlığının ve rusların ziyaret randevularından sonra tutuştu, jet hızıyla randevu aldı, genelkurmay başkanlarından sonra koşa koşa kerry de geliyor.

    batı kurşununu attı ve başaramadı. şimdi avrasya yapacak hamlesini, türkiye dünyada dengeleri değiştirebilecek bir ülke. "geri kabul anlaşması iptal, göçmenleri salıyorum, artık doğu paktına yaklaşıyorum" dediği an ab semalarında "burası bağcılar welcome to cehennem" şarkısı yankılanır, korkmaya lüzum yok.

    edit: kimse de demiyor ki ''çinli dışişleri bakanlığı ne ya'' diye, ibret olsun diye kalsın burada, yazmayı unuttuk anasını satayım. ülke eli kalem tutan insanları ne hale getirdi :/.
hesabın var mı? giriş yap