• başlamasına 6 gün kala hala ortada bir programı olmayan festivaldir.
  • programı açıklanmıştır.
    http://www.filmfestankara.org.tr/…stival/program/21
    edit: harun farocki filmlerinin çoğunun zamanı belli olmadığından dengemi alt üst etmiş festival olmuştur an itibariyle. yalnızca goethe de göstereceklerini yazmışlar. ne biçim iş anlamadım yazın da programımızı ona göre yapalım di mi? program açıklanınca sevinmiş, oldukça beğenmiş olan ben bugünkü rezillikleriyle kendimi dizginleyemiyorum. lanet olsun.
    edit2: 11 mart tarihli gösterimlerde altyazı sıçmıştır bakalım yarın nolcak.
  • başlamasına 2 gün kala programı açıklanan festivaldir. her sene büyülü fener'de rahat rahat yapılan festival bu seneki ankara film festivalleri ekolüne uyup batı sinemasında yapılacakmış.

    - türkiye'de gösterime girmeyen haneke'nin son filmi beyaz bant da festival programına göre 13 mart'da gösterilecekmiş. tek seans olması gayet üzücü zira bu filme epeyce ilgi olacaktır.

    - ulusal uzun film yarışması kapsamında erkan can'ın da oynadığı ve antalya altın portakal'dan en iyi yardımcı erkek oyuncu ödülüyle dönen kara köpekler havlarken gösterilecek.

    - yine her zamanki gibi iran sineması unutulmamış.

    - internet sitesi geçen seneki gibi hantal, saçma bir halde değil. gayet güzel bir site yapmışlar.

    - biletler biletix'de şiarına uymuşlar ancak biletix.com program tarihlerinde biraz sıkıntı var.

    bu sene altyazı konusunda problem olmaması dileğiyle diyorum...
  • kaliteli bi programla batı sinemalarında başlamış olan festivaldir,fiyatları makuldur...yine her zaman ki gibi gelen giden azdır,genelde geçen seneler gibi salonun yarısı falan dolar...
    bugün iki film izledim,ikincisinde bi sorun yaşamadık ammaa ilk filmde ses arada gidiyo,altyazıda her daim bi senkron kayıyo...
    bide şarap var,küçük plastik kadehlerle satılıyor...ben daha önce bi sinemada rasladığımı hatırlamıyorum...meraklısına farklı bi deneyim olabilir...
    ve evet yine sol görüşe ait bi ortam olmuş,klasik...ben sağcı yada solcu olduğum için söylemiyorum,sanat ve siyaseti karıştırmayı sevmem ondan şeettim...neyse,kimene ki...
  • sanat sokağı projesi kapsamında, -türk sineması'nda ankara'nın temsili/görülüşü - temasıyla ankara'da geçen bazı filmlerden yola çıkılarak (köprü (bkz: şerif gören), sürü ve düttürü dünya (bkz: zeki ökten), uçurtmayı vurmasınlar, (bkz: tunç başaran), itiraf (bkz: zeki demirkubuz) ) hazırlanan iki kısa filmin ( ankara'da hayatını yaşa, düş ve gerçek) de yer aldığı festival.
  • hayatımda gördüğüm en kullanışsız program kitapçığını ve broşürünü hazırlamış festivaldir. ulan gösterim programına bakıyoruz film hakkında bilgi yok. bilgi kitapçığına bakıyoruz gösterim yeri, günü, saati yok. üstüne üstlük oyuncular hakkında bilgi yok. hangi filmin hangi sayfada yer aldığına dair de bilgi yok (bu var mıydı yoksa, kitapçık şimdi yanımda değil). bi tane büyük kitapçık var onu da almadım belki onda vardır ama o da kim bilir kaç paradır. velhasılıkelam birazcık özen gösterelim güzel kardeşim. ben her sinemaya gitmek istediğimde bulmaca çözer gibi vakit mi kaybetmeliyim yani?

    edit: istediğiniz kadar zamanın ötesine gönderin, tırt işte.
  • senelerden beri organizasyon , tanıtım ve bilgilendirme konusunda çuvallayan festivalimiz.
  • sponsorları arasıda birçok medya kuruluşu olmasına rağmen yeterince duyulmayan festival. gerçi bir yerde de ilgi meselesi sanırım. neyse gittiğim iki filmden sonra diyebilirim ki:

    - altyazı geçen seneki gibi sıkıntılı değil. das weisse band'da bazı sahneler beyaz ağırlıklı ve altyazı da beyaz olunca sıkıntı yaşandı tabii. ancak senkron konusunda sıkıntı görmedim.

    - batı sineması bu iş için gerçekten hiç uygun değil. bir tane gişeden tüm festivalin (iki salonun) biletleri satılıyor. biletix'in kabzımal sistemiyle de bir bilet 40 saatte satıldığı için uzun uzun bilet kuyrukları oluyor.

    - küçük salondan büyük salondaki filmin sesini ya da tam tersi durumda diğer salonun sesini duymanız çok can sıkıcı oluyor. ayrıca büyük salonda makinenin sesi rahatsız edici derecede çok duyuluyor.

    - film aralarında ışıklar açılmıyor, bir süre bekliyorsunuz. sonra film beklenmedik bir anda devam etmeye başlıyor.

    - seyirci açısından ise bu sene de salonlarun boş olmadığını söylemek yanlış olmaz sanırım. bir de yaşlı yaşlı teyzeler geliyor böyle. filmlerini izliyorlar sessiz sessiz.

    - çağdaş sanatlar merkezindeki gösterimlerde biraz daha özenli olmak gerekiyor sanırım. filmi özensiz şekilde gösterilen genç yönetmenler rahatsız.
  • festivalle birlikte bir süredir kapalı olan kavaklıdere ve batı sinemaları da tekrar seyirciyle buluşmuştur.
  • hazırlayanların ve bilhassa batı sineması'nın bu konuda oldukça deneyimsiz olduğunu ısrarla belli eden festival oldu.

    - bir festival programına göre oldukça az sayıda film oynatılıyordu(ana filmler batı sineması'ndaydı, aynı seansta 2 film oynatılabiliyor). ancak filmlerin hakkını verelim, gerçekten iyi seçilmiş filmler mevcuttu.

    - sinema salonları kötüydü; çok soğuktu, havalandırma çok fazla gürültü yapıyordu.

    - ister istemez istanbul film festivali ile karşılaştırma yapıyor insan veyahut oradaki uygulamalardan kaynaklanan beklentiler oluyor... ankara film festivali'nin belki de en güzel ve şaşırtıcı yanı hiç reklam olmamasıydı. ancak bu durumda film başlıyor, 10-15 dakika geçmesine rağmen hâlâ salona giriliyor, yer seçiliyor. ve hatta en önde oturacak olsalar bile filmin ilerleyen dakikalarında yerlerini bulmaya çalışan şaşkın bireylerin kafalarının izdüşümünün, perdenin 1/3'ünü kaplaması izleyici tarafından da önemsenmiyor!! hadi geç kaldınız anladık da, bari başlarınızı eğin yahu!

    - festivalde film izlemek farklıdır... istanbul film festivali'nde reklamlar 10-15 dakika sürer, ancak reklamlar bittiği an kapılar kapanır. asla içeri alınmazsınız. ve fakat heyhat! batı sineması'nda film boyunca arka kapı kapanmıyor/kapatılmıyor, sonuna kadar açık!? nasıl iş arkadaş? her an birinin merak edip de içeri girip sırtıma dokunmasını ve "ee, ne izliyorsun, güzel mi bari?" diye sorup "yok ya ilgimi çekmedi benim" umursamazlığıyla, o sonuna kadar açık salon kapısından dışarı çıkmasını bekledim.

    -biletleri kesen, gişede bulunan arkadaşlar oldukça yavaş ve acemi idiler. ya da benim aldığım zamanlara bu arkadaşlardan denk geldi. zira ben de dahil birkaç seyirciye yanlış filme bilet kesildi-filmin adı ve saati ısrarla belirtilmesine rağmen-; sonrasında değişim de yapılamadı.

    - benim de deneyimleyediğim ve çevremden de aldığım duyumlara göre genellikle bilet bulunması konusunda sıkıntı yaşanmadı. salonun yarısı boş oluyordu ki yoğun ilgi durumunda olanları da gördük... rosa luxemburg'a yer bulunamayınca sandalyeler salonun boş bulunan yerlerine yerleştirildi ve bir filmi de sandalye üzerinde izlemiş olduk. bu bağlamda da çalışan arkadaşlara bizleri elleri boş, yürekleri buruk bir halde geri göndermedikleri için teşekkürü ayrıca borç biliriz. ve fakat yoğun ilgiyi kaldırmayacak salonlar olduğu, batı sineması'nın bu anlamda yetersiz olduğu da bir defa daha görünmüş oldu.

    -afişi gerçekten güzeldi. klakediyi sevdik, beğendik. bir dahaki sefere magnetini de yapmalarını bekleriz.

    -altyazılarda sıkça eksiklik ya da görüntüyle eşzaman konusunda uyum sorunu yaşandı.

    -festival kitapçığı ve programı çok kullanışsızdı. festival kitapçığında filme baktığı zaman insan, film hangi gün ve saatte, nerede oynuyor, yönetmeni ve oyuncuları kim hepsini birarada görmek istiyor. ve tabii ki hangi filmin hangi sayfada olduğunu da...

    - katılımcı profili de gözlemleyebildiğim kadarıyla istanbul film festivali'nden farklıydı.

    - son hâli nasıldır bilemeyeceğim ama 2 sene öncesine kadar istanbul'da film festivalleri şenlik havasında yaşanırdı. sanki inlerinde bekleyenler, o hafta birdenbire ortaya çıkıyormuş gibi bir hava oluşurdu. herkesin yüzünde bir telaş ve heyecan... ankara'da fazlasıyla kendi halinde geçiyor. tek farkı batı sineması'nda asılan güzelim afişlerdi. sinema da bu duruma ayak uydurmuş gibiydi.

    - madem karşılaştırmalı olarak gittik şunu da söyleyelim, ankara film festivali çok çok daha acemi bir organizasyon görünümü verse de istanbul film festivali'ne göre çok daha fazla "ne yapsam da para kopartsam" zihniyetinden uzak olduğu izlenimini verdi. acemilikten mi, iyi niyetten mi bilemedik ama sevdik. zira istanbul film festivali'nde son dakikaya kadar beklenir ve satılan ancak sahibi gelmeyen koltuklar tekrar ve aynı fiyatlardan, dışarıda kuyrukta bekleyenlere satılır. oysa ankara film festivali'nde yer bulamayıp da izlemek isteyenlere sandalyede ücretsiz film izleme imkanı sağlandı. böylece istekli festival izleyicileri gönülleri hoş tutularak sinemadan uğurlandı.

    sonuç olarak yine de iyi ki var ve hep devam etsin diyoruz...
    festival güzeldir.
hesabın var mı? giriş yap