*

  • erdal eren'in idam edilmesi için ya$ının büyütüldüğünü bilmek bile yeterlidir, darbelere kar$ı olmaya.
  • 12 eylül'den sonra kurulan sıkıyönetim mahkemeleri üst üste idam kararları vermeye başlarken, 1972'den beri fiilen uygulanmayan idam cezaları da hızla infaz edilmeye başlandı. politik eylemleri nedeniyle hüküm alanların yanı sıra adi hükümlülerin infazları da gerçekleştirildi.

    1980-84 yılları arasında 50 kişi idam edildi. bunların 18?i sol, 8?i sağ görüşlü ve 23?ü de adli suçtan hükümlüydü. ölüm cezası infaz edilenlerden biri asala adlı ermeni terör örgütü mensubu levon ekmekçiyan idi. (esenboğa olayı 1982)

    yönetim, idam cezalarının infazında ısrarlıydı. kenan evren 3 ekim 1984?te muş'ta yaptığı konuşmada "hainleri asmayıp da besleyecek miyiz?" diyor ve bu sözü uzun yıllar belleklerde yer ediyordu.

    12 eylül döneminde sıkıyönetim askeri mahkemelerince 517 sanığa idam cezası verildi. askeri yargıtay?ın onayladığı idam kararlarının sayısı 124 oldu. bunlardan, mgk?nın onayladığı ve onay sonrası hemen infazı yapılan 50'si dışındakiler için cezalar fiilen müebbet hapse dönüştü.

    ölüm cezalarının infazlarına ilişkin onama kararları,

    * 12 eylül 1980 - 25 ekim1981 arası milli güvenlik konseyi döneminde,
    * 25 ekim 1981 - 14 ekim 1983 arası danışma meclisi döneminde,
    * 6 kasım 1983 sonrası tbmm döneminde

    verilmiştir.
  • idam edilmeyen ama o karanligi iceride gecirenlerin hikayeleri icin:
    (bkz: asilmayip beslenenler)
  • görüşlerinden bağımsız olarak insandılar ve katledildiler. katillerinden ise halen hesap sorulamamakta.
  • bu idamların sağ, sol ve adli olarak kategorize edilmesinin sebebi 12 eylül zihniyetini anlamak için gerekli bir sosyolojik olgu olması.

    biraz soldan, biraz sağdan, biraz da adli suçlu kontenjanından, toplumun her kesimine gözdağı vermek için yapılmış idamlar bunlar. bunun yanında idamların nasıl bir coğrafyaya yayıldığı da önemli bir analiz kriteri olarak işlev görmekte.
  • bu listede nedense adli suçlu kategorisinde sunulan ahmet kerse de aslında sağ kontenjanından idam edilenlerdendir.
  • idam edilenlerin hangi görüşte olduğu, hatta hangi örgütten olduğu ve nerede idam edildiği bile tonton dedeler için çok önemliydi.

    idamlar sürdürülen kampanyanın araçlarından sadece birisiydi. ki bu kampanyanın ne çapta sürdürüldüğünü, hapishaneye kapatılanlara ve dışarıdakilere neler yapıldığını da bilmek lazım; zira idamları aratmayacak vahşette olaylar dönmekteydi. listede en az bu kadar kazayla ölmüş, "faili meçhul", işkencede hayatını kaybetmiş kişi de var.

    yoksa kimse, aman şu solcuymuş, bu sağcıymış, şu kan davasından yatmış derdinde değil.
  • boynumuzdaki ağrının sebebidir belki. nasıl bir zaman'ın, nasıl bir mekan'ın ürünü/yapısı/kurgusu olduklarını anlayabilmek için en çok şimdi'mize bakmak gerekiyor herhalde. o günlerde cezaevinde olanlar, idam'ların hep sessiz sedasız ve habersiz geldiğini söylüyorlar. anlaşılırmış ama yine de o gün'ün idam günü olduğu, sayımı alışlarından, yemeği verişlerinden, ortalıktaki sessizlikten, şiddetin sessizliğinden. kafka'yı ya da nabakov'un infaza çağrısı'nı anımsatan zamanlar, mekanlar. biz de kafka sonrası zamanları yaşıyoruz herhalde, boynumuzda ancak kimliksiz bir ağrı.
hesabın var mı? giriş yap