• şeftali ağacının yumurtasıdır bu. ama iş şeftaliyi bir meyva olarak tüketmeye gelince yiyecek babından hiç bir işe yaramadığı gibi bir de tam bir başbelası kesilir. yuvasını bir türlü terketmek istemez. zorlarsanız ikiye kırılır gene etinden ayrılmaz. içinden acı bir çekirdek çıkıp kaçmaya çalışır. ama kabuğu geride savunmaya kalıp dişiyle tırnağıyla sarılır şeftalinin etine. kendisi bok yoluna gider gitmesine (boynu devrilsin) ama sizde de meyva yemenin keyfini bırakmaz.
  • garip şekilli, içi acı kabuk.
  • (bkz: g noktası)
  • erik çekirdeğiyle bir olup, yenebilirlik minvalinde kayısı çekirdeğinin antitezini oluşturmaktadır.
  • demir tokmaklı bir havanda iyice ezdikten sonra kayatuzu, deniztuzu ve biraz masaj yağı ile karıştırarak, arıları etrafınızda dans ettirecek rahiyada bir peeling kremi haline dönüşebilir.
  • yok "horoz dile geldi, allah diye öttü!", yok "aslan allah diye kükredi!", yok "inek deseninde allah yazısı görüldü!" diyerek ortaya çıkan tayfanın nasıl olup da her gün eline alıp televizyona çıkarmadığını merak ettiğim çekirdektir. arapça biliyor olsam ben bile bir şeyler çıkaracağım. şuna bak.
  • gıcık çekirdek. çekirdek demeye de dilim varmıyor hani kocaman bir şey.

    ben de mi biraz hayvanlık var bilmiyorum ama yediğim şeftalilerin büyük bir çoğunluğunda bu çirkin şeyi kırmayı başarıyorum. sonrasında şeftaliyi tüketmek ise tam bir işkence. bir de bazılarının içi siyah iğrenç oluyor ki onlara değinmek bile istemiyorum.

    burdan genetik mühendislerine sesleniyorum. şunun bir boy küçük çekirdeklisini ve yüzeyi toroslara benzemeyenini üretirseniz varya malı götürürsünüz. sonra da işi büyütür klon işine falan girersiniz, ordan da ver elini enerji devliği...

    iğrenç çekirdek, nolcak...
  • nasil anlatsam nerden baslasam? lan !!! cok guzel sarki sozu olur bundan. ama mfo yapmis neyse...

    cocuguz daha el kadariz. ama ele avuca sigmiyoruz. kardesimle turlu hinlikler anlik eglenceler pesindeyiz. elimizle nah yaptigimiz da ahua ahua diye guluyoruz. o yaslardayiz iste. ne yaptigimizi bilmiyoruz..

    karpuz kabuklarini disimizle kopartip kopartip tukuruyoruz. hatta yarisiyoruz. hangimiz daha once bitirecek diye. o kadar malizki...

    teyzem almanya da yasiyor ilk defa bizi ziyarete gelecek. turkiye'ye de ikinci gelisi. ilk defa gorecegim teyzemi. genelde annem giderdi o zamanlar. klasik turk kadini deli gibi temizlik yapmis essek gibi yorulmus. bizde beynini sisirmisiz. hala "-karpuz var mi anneeaa?" diye soruyoruz sorarkende merdivenlerden kicimizi vura vura assagiya en cabuk kim inecek diye yarisiyoruz (13 basamak dubleks ev). annemin bizi dogurduguna pisman oldugunu ogreniyoruz. huzunlenip aglamaya basliyoruz..

    annem artik nasi siktirettiyse bizi nasil cildirttiysak kadini balkona hali falan sermis demir parmakliklara da battaniye ortmus yaptigimiz pustluklar disardan gorunmesin diye... yanimiza da bi poset meyve koymus. cikartti bizi balkona kilitledi ustumuze kapiyi gecmis icerde yalan ruzgari izliyor, dinleniyor.. gerci o zamanlardan hatirladigim tek sey yalan ruzgari yani "tv" = "yalan ruzgari" neyse bizde kardesimle mal mal camdan iceri bakiyoruz. goruntu var ses yok.

    - duyuyor musun lan bisey?

    diyorum yok diyor. gotum gotum oturuyoruz meyve felan yiyoruz.

    sonra o an geliyor. seftalinin bittigi bizim seftali cekirdeginin "atilir birsey" oldugunu kesfettigimiz o an.. ev 6. katta baya yuksek. yani hatirliyorum da balkondan assagiya i$edigim de yere degmesine yakin sadece buhar kalirdi. selale misali o kadar yuksek...

    balkonda test yapiyoruz. peynir tenekesini nisan alip kursun misali elimden cikartiyorum seftali cekirdegini. baam !!! annem duymuyor tabi icerde kevin i daniel i katherine i izliyor (inanin hicbirini hatirlamiyorum imdb den baktim..)

    sonra. sonra o an geliyor balkondan assagiya ilk seftali cekirdegimi trafik tabelasina atiyorum. ve vuruyorum. cenkkk (trafik tabelasina degen seftali cekirdeginin cikarttigi efekt tam olarak budur efenim. yillardir kulagimda)

    gozumuz nasil donmusse bir anda ikinci hedefimiz insanlar oluyor. karavana 1, karavana 2... hepsi bosa gidiyor. vuramiyoruz insanlari. ve el kadariz. artik seftaliye doymusuz.. kardesimle seftalileri elimizle parcalamaya basliyoruz. bir nevi hannibaliz. garip bir zevk aliyoruz bundan. cephanenin yeterli oldugunu seftali kalmayinca anliyoruz... (annemin agzimiza sicacagini bilmiyoruz tabi..)

    artik kacirma luksumuz yok. cok dikkat cekici bir ablayi gozumuze kestiriyoruz. taksiden iniyor elinde bavullari esmer ve sapsari giyinmis. babam sofor. arabanin ne kadar degerli oldugunu biliyorum. taksinin uzaklasmasini bekliyoruz gidince kardesimle ikimiz birden ard arda ablaya tahmini on tane seftali cekirdegi firlatiyoruz. kadin nasil cildirdiysa ve bizim gozumuz nasil donduyse ciglik atmaya basliyor. biz cekirdek attikca o da ciglik atiyor. sonra bizim seftali cekirdegimiz bitince bizde ciglik atmaya basliyoruz. butun mahalle ciglik sesleriyle yankilaniyor. biz cuk* kadar balkonda siperimiz olan battaniyenin arkasina saklaniyoruz. ancak annem sesleri duyuyor ve balkona geliyor. bi nevi arkamizdan vurulmus oluyoruz. annem hali ve battaniyeyi seftali motiflerine burudugumuzu gorunce o da bagiriyor. kiz assagida ciglik atmaya devam ediyor. annem bize bagiriyor diye biz yine ciglik atiyoruz. balkonda deli gibi dort donuyoruz. annemin neler yaptigini hayal gucunuze birakiyorum..

    sonra annem bizi banyoya sokuyor kulaklarimizdan ceke ceke.. kapi caliyor. annem bizi yikayamadan kapiya yoneliyor. ve su aglamakli almanci cumlesini duyuyoruz "ablagggg bu nasil bir ulke!!!" ne tesaduftur ki teyzem de sari elbise giyiyor...
  • siyanür içerir. yenmesi tavsiye edilmez.
hesabın var mı? giriş yap