• öss, öys, lys, ygs ve bundan sonra gelecek bilimum kısaltmanın aslında genel adı. üniversite okumak için aşmanız gereken şey. adı sık sık değiştiği için lise sonrası üniversiteye giriş için yapılan tüm sınavlar için kullanılabilen tabir.

    (bkz: öğrenci seçme sınavı)
    (bkz: öğrenci yerleştirme sınavı)
    (bkz: lisansa yerleştirme sınavları)
    (bkz: yükseköğretime geçiş sınavı)
  • mülakat kısmı kesinlikle olması gereken sınav türü.
  • çok gereksiz ve malesef bir o kadarda gerekli sınav. gereksiz çünkü hayatınızı 1 2 sınava ve tamamen o günkü şartlara bağlıyorsunuz. fakat bunun karşısında tükiyede malesef bütün öğretim kurumları standart bir öğrenim veremediği için gerekli sınav. yoksa öğrenciler bütün öğretim hayatlarını girmek istedikleri üniversiteye sunup kendilerini sözlü olarak ifade edip prof.'ların sorularını yanıtlayarak düşünebildiklerini, fikir üretebildiklerini ispatladıktan sonra üniversiteye girmelidir. bu sayede insanlar istedikleri bölümde kendilerini ispat edip okuyabilir. yoksa ezberci yarış atı sistemi ile anca bu kadar.
  • zamanında öss şampiyonunun biri şöyle demişti

    her sınavı üniversite sınavı gibi çözdüm, üniversite sınvını deneme sınavı gibi çözdüm.
  • felsefik olarak değerlendirilirse, hakkında çok fazla soru sorulabilecek bir sınav. mesela bu sınav soruları gerçekten kişinin kaderinin neden belirliyor, neden bir kaç saatte belirleniyor, yeteneklerin, özelliklerin en önemlisi sevginin değeri nasıl ölçülüyor. küçük yaşta insana en büyük dersi veren sınav aslında, seçimlerin kaderini etkiler. ama doğru düzgün seçim yapma imkanı verilmiyor ki, bir kaç matematik, fizik, kimya, tarih, coğrafya sorusu çözdün çözdün, çözemezsen sonraki sene. ya bildiğin yerden gelecek kadar şanslısın ya da o an o çözümü göremeyecek kadar şansız. aslında zeka sınavı gibi görünüyor ama değil. yeterlilik sınavı desem değil. iyi yönü en azından torpili ortadan kaldırıyor. üniversite öğretim üyelerinin eline bırakılsa hepten yanmıştık çünkü. zor iş yani. hayırlısı
  • eğitim sistemi zaten komple bozuk olan bi ülke için üniversite sınavı eğitim sistemine bi darbe daha indirmektedir.

    lisede günde 8 saat öğrencileri okula hapsedip sıka sıka ders anlatmaya çalışılan, verilen eğitim ülke çapındaki okulların %90'ın da çok kötü olan, kısacası "çocukları gençleri bilimden ne kadar iğrendirebiliriz" projesi gibi duran bi sistem.

    bir de üzerine iğrenç bir üniversite sınavı ile en hızlı, en dinamik ve en eğlenceli geçmesi gereken yıllarda sınavlarla boğuşturuluyoruz.

    bugün bi kız ygs'ye giremediği için intihar etmiş. 18 yaşında aklı başında olan biri, 1 sene boyunca nasıl bir stres altına girmiş siz düşünün artık...

    sistem o kadar iğrenç ki,

    yazılıma ilgim var, bilgisayar mühendisliği okumak istiyorum. mobil uygulama, web site projeleri yapmak istiyorum.
    ama istediğim eğitimi almam için hayatımda hiç bir şekilde karşıma çıkmayacak, ne olduğunu bile henüz anlamadığım organik kimya, fizikde manyetik alan hesaplamaları, biyolojide bitkinin anasının amındaki hücreleri ezberlemek zorundayım.

    üstelik, öğrencileri günde 8 saat okula hapsetmelerine, bir sürü bilgi ezberletmelerine rağmen dünya çapında yapılan sınavlarda son sıralarda oluyoruz.

    ve malesef şuan en ufak bi girişim yapılmıyor bu konular hakkında.
    ve halk tarafından da en ufak tepki edilmiyor.

    fen liseleri açılması yerine her yere imamhatip liseleri açılıyor. ve bu liselere harbiden çok fena para harcıyorlar. bi imam hatip lisesi bir fen lisesinden çok daha kaliteli ve özenli duruyor. vergilerimiz buralara gidiyor...

    yetkililer avrupa'ya dikleneceğine keşke yaptıkları bazı şeyleri örnek alsalar.

    birçok avrupa ülkesinde üniversite sınavı yok.
    lisede öğrencilerin ilgili ve yetenekli olduğu konular tespit ediliyor. ve öğrenci ona göre üniversiteye yerleştiriliyor.

    veya hadi öyle olmasın, kalabalık bi ülkeyiz, o zaman pisa testlerinde 1. olan finlandiya'yı örnek alalım?

    olgunluk sınavı adı verilen sistem.
    ki düşününce gerçekten mantıklı çünkü bize oturup sadece ezber yapmış insanların geçeceği bi sistem değil, düşünebilen ve sorgulayan bireylerin geçeceği bi sistem lazım.

    birkaç örnek soru :

    psikoloji sorusu: “kişiliğin bireylerin facebook veya başka sosyal medya kanallarındaki davranışını nasıl etkilediğini bulmaya yönelik bir araştırma tasarlayın. bu tür bir araştırmada etik açıdan dikkat edilecekleri tartışın.”
    kompozisyon soruları: “bazı politikacı, sporcu veya başka meşhur kişiler, daha önce yaptıkları veya söyledikleri yüzünden özür dilediler veya pişman olduklarını ifa- de ettiler. özür dileme ve özrü, toplumsal ve kişisel bir eylem olarak kabul etmenin anlamını tartışın.”
    “üç tane dünya dini seçin ve bu dinlerdeki birer kutsal imajın o dindeki rolü ve kullanımını kıyaslayın.”

    gördüğünüz üzere, sorular, gerçek hayattan kopuk değil ve klasik tarzda açık uçlu sorular. tahmin edeceğiniz üzere, soruların puanlandırılmasını da öğretmenler yapıyor.

    veyahutta daha nice düzgün sistemler üretilebilir.

    ama ne gerek var ya, ne güzel oturmuş yerine, öğrenciler artık hayatını kurtarmak için mecburen saçma sapan şeyleri ezberlemek zorunda kalıyor. herkes kabullendi artık bunu ne gerek var dimi...

    malesef tam olarak böyle düşünüyorlar galiba.

    türkiye cumhuriyeti'nin cahiliye dönemini yaşıyoruz...
  • şöyle bir kategoriye sahip sınav;

    (bkz: yös/#70955226)
  • sürekli isim ve yöntem değiştire değiştire insanların kafasını allak bullak eden sınav. ben girdim kurtuldum, şimdi de girecek olan dostlarıma ve kardeşime yanıyorum. acaba onların karşısında hangi isimle ve hangi saçmalıklarla çıkacak?
  • her sınav akşamı yeniden girmeyi düşündüğüm sonrasında vazgectiğim en son 4 yıl önce girdiğim lanet sınav.
  • hayatın sonu olmayan fakat olması gerekenden çok daha fazla abartılan bir test.
hesabın var mı? giriş yap