8 entry daha
  • insanlık daha iki cinsin ilişkisini bir platforma oturtamamışken aklımdan bir türlü çıkartamadığım, yıllardır üzerinde düşündüğüm bir varsayım benim için. konunun hemen başında bahsettiğim şeyin çerçevesini çizme ihtiyacı duyuyorum çünkü bahsedeceğim olgunun eşcinsellikle yakından uzaktan alakası yoktur. özetle dünyada erkek ve kadın dışında bir cinsiyetin daha varlığı sonucunda nasıl bir sosyal yapı ortaya çıkacağı hakkında varsayımlarımı anlatmaya çalışacağım burada. yani diyelim ki dünya üzerinde insan türü üç cinsten meydana gelseydi nasıl bir ilişkiler ağı bizi kuşatırdı acaba? umarım daha önceden yazılmış bir metni tekrarlamıyorumdur.

    bildiğiniz üzere erkek ve kadın üremesiyle anlam kazanacak bir kodu bünyesinde taşıyarak yaşamını sürdürmekte. birbirine uygun iki kod buluşana kadar da türlü sancılı biyolojik oyunun da içinden geçmekte. feromonuydu, genetik çeşitliliğiydi, sağlıklı nesil üretme dürtüsüydü derken sosyal hayatın her alanınında aslında fark etmeden etkli olan bu olguyu işletip durmaktayız. bize asli vazifemizi farkettirmeden yaptırdığı onca şeyden dolayı kendimi bildim bileli üreme kökenli davranışlarımıza hep ilgi duymuşumdur. yani normal bir günümüzde yaptığımız hareketlere baktığımızda aslınaa tüm bunların temel iki dürtüye hizmet ettiği gerçeği kimsenin gözüne batmıyor. kimse aklını başından alan bir ten kokusunun nedenini, akşam ne yemek yapmalı lan acaba sorusunun cevabı kadar ciddiyetle düşünmüyor. daha önce de bahsettiğim üzere bunun genetik olarak bizde bloke edildiğini düşünüyorum açıkcası. bizden bu temel olgu üzerine düşünmemiz değil ona itaat etmemiz isteniyor. sen üremek için yaptığın onca şeyi boşver, evrenin yaşıyla kıyaslandığında salise bile olmayan ömrüne odaklan deniyor bir düzen tarafından. ama ben beynimdeki bir damarın dar olmasından olsa gerek bu dürtüden biraz muafım sanırım. çünkü bazen düşündüğüm şeylerden korkuyorum sayın sözlük okuru.

    işte bugün sizinle paylaşacağım da bu deli saçmalarından biri olacak. temel olarak şöyle bir dünya hayal etmenizi istiyorum. erkek kadın ve çaydanlık cinslerinden oluşan bir insan türü hayal edin. erkek ve kadını zaten biliyorsunuz yeni olan cins çaydanlık o yüzden ondan biraz bahsetmek istiyorum. çaydanlığın şekli bildiğimiz insana benzmek zorunda değil, simit şeklinde de olabilir, sopa şeklinde de. önemli olan onun da bizim gibi bir bilinci olduğu. yani o da bizimle berabe geziyor, tozuyor, dizi izliyor yazın terliyor, kışın üşüyor. kitap yazıyor, bilgisayar oynuyor falan feşmekan. ilginç olan böyle bir dünyada üremek için bu üç türün aynı anda cinsel ilişkiye girmek zorunda olacak olması. yani insan nesli erkek, kadın ve çaydanlık türlerinin sevişmesiyle çoğalılıyor olacak. genetik yapımız üç sarmaldan meydana geliyor olacak mesela. her biri bir cinsten parçalar içerecek. doğacak çocuk erkek kadın veya çaydanlık cinsinden olacak ve anne baba ve semaver diyeceği üç ebeveyn sahibi olacak. bilmem sizi de beni heycanşandırdığı gibi heycanlandırıyor mu bu kurgu ama sonuçta öyle bir dünyanın olmamasının nedeni sadece bir tasarım tercidir. yani eğer bizim var olmamıza neden olan her ne ise, üç cinsi olan bir insanlığı da rahatlıkla biyolojinin içinde konumlandırabilirdi.

    sperm yumurta ve demlik poşeti kadın rahminde yahut çaydanlık cinsinin baldırında bir araya gelip şimdiki gibi bir çocuğun doğumuyla sonuçlanacak olaylar silsilesini başlatabilirdi pek tabiki. ve elbette yine bu gün yaşanana benzer aşk ile tetiklenebilirdi her şey. düşünsenize üç kişi el ele parkta dolanan insanlar, sinemaya gidenler, romantik bir akşam yemeği yiyenler falan. gerçi iki kişiyle bile zor sürdürülebilen bir sosyal olay aşk, üç birbirine uygun kişinin bir araya gelme olasılığı keisnlikle daha zor olacaktır o ayrı ama sonuçta doğal düzen bir yolunu bulurdu eminim.

    mesela çaydanlığın işi çıkıp buluşmaya gelemediği zaman erkekle kadın çok boktan bir gün geçirecekti tahminen. zira iki kişinin birlikteliği aşkı tatmin edemeyecekti böyle bir dünyada. yahut iki kişi birbirini bulmuş ama üçüncü kişi daha bulunamamış nasıl bir süreç işlerdi acaba. aheaah mal mal sağa sola bakına bakına yürüyen iki cinsi düşündükçe karnıma ağrılar giriyor.

    sonuçta kesinlikle harikulade iyi bir film senaryosu veya bir sosyolojik araştırma konusu olarak kullanılabilecek bir donedir benim için. şu ana kadar herhangi bir alanda işlendiğine denk gelmedim, bu benim cehaletimin de bir göstergesi olabilir. ama çaydanlık diye bir türün varlığını düşünmek şu anki basit sosyal yapıyı anlama açısından da bana zaman içinde bazı fikirler vermiştir. konuya yeterince bu dünyadan soyutlanmadan yaklaştığımızda ise genelde kıskanma dürtüsünü tetikliyor. ne işi var lan elin çaydanlığının benim yatağımda hissi uyanıyor mesela bende. ama o zaman öyle olmazdı elbette. hayat böyle garip değişkenlerle dolu yani. kuralları kimin koyduğuna ve bizim ne kadar kendi seçimlerimizle hareket ettiğimize dikkat etmek lazım.

    not: temel çerçeveyi çizdiğim için ara ara gelip toplumu kurgulamak konusunda daha rahat olacağım. şimdilik bu kadar bahis yeter.

    ilişkili entryler;
    (bkz: #11210516)
    (bkz: çocuk sahibi olmak/@limon kimyon zorro)
    (bkz: hayat/@limon kimyon zorro)

    incici piçler için özet geçiyorum;
    erkek, kadın, çaydanlık.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap