• (bkz: ahiret)
    (bkz: oteki dunyali)
  • beş duyuya hitap etmez bazen öteki dünya. algımız dışında var olur. ta ki bu dünya ile yörüngesi çakışıncaya dek...

    neşenin karne ile dağıtıldığı bir devir hüküm sürüyor şimdi. köşebaşlarında üstleri başları kir içinde kalmış, elindeki kutunun üzerindeki delikten içeri bakmaya çalışan sersefil insanlar. birbirlerini yiyecekmişçesine göz süzmeler. günde iki kere gür kahkaha atmak lüks oldu artık.

    tahammül kelimesi liseli kızların kilitli hatıra defterlerine, her sayfada yüz kez olmak üzere yazılıp ara sokaklardaki bodrum katlarına kapatıldı. insanlar birbirine tahammül edemez oldu. asansörde karşılaştığı insana "iyi günler" diyen bıçaklanarak öldürüldü; "senden iyilik beklemiyorum, ama kötülük de etme" diyenlere dünya üzerinde görülmemiş zulümler edildi.

    sözün senet olma hükmü kalmadı, bir sonraki emre kadar. kanunlar geceyarıları aniden çıkmaya başladı. birilerinin gözlerine sokmak üzere, fakat sinsice. sinsice, çünkü artık bütün gazetelerle birlikte, kanunların yayımlandığı resmî gazete de tarih oldu. tarih de kayboldu. takvim yapraklarını sonbaharda çöpçüler süpürdü. insanların kollarındaki saatlerin de pili bitti: insanlığın pili bitti.

    "zaman dursa ne olur" diyenler muratlarına erdiler artık. fakat yine de böyle olmamalıydı. şeref ekmek bulamazken şerefsizin budu götürdüğü bir zaman diliminde durmamalıydı dünya. olmadı. yine haset, iyiniyete baskın çıktı. kalp kırmamak adına susanların söyleyecek sözleri olmadığına hükmeden kurnaz akbabalar, en acımasız sözleriyle suskunlara saldırdılar. suskunlar sadece gülümsedi. günde iki kere. tok karna...
  • nasreddin hocanın da sakinleri arasında bulunduğu dünya.
  • kanal7, samanyolu kanallarında sıkça gösterilir. sanırsın bizim mahallenin aşşağısı...
  • önce kötü haber .. öteki dünya varmış ve sadece aşkmış

    şimdi de iyi haber .. bizim bu dünyada algıladığımız maddi manevi alışverişlerdeki ekonomi aşk değilmiş
  • insanların aslında ölüme gönderdikleri yakınlarına bi umut tekrar kavuşmak için geliştirdiğini hissettiğim fikir. bunun gibi birçok dini kavramı insanların dünya ve evren karşısındaki acizliklerini ortadan kaldırmaya yönelik yarattığı aşikâr. bunlar çok masum, bi o kadar stratejik hamleler; gördükçe şaşırıp üzülüyorum. insan olmak çok zor, ağır bi deneyim. yeryüzü zorlu bi macera alanı, kimsenin gözünün yaşına bakmayan kör güçlerin gelişigüzel müdahale ettiği gerçek bi cehennem.
  • öldükten sonra tekrar dirilme ve üstelik bazı yüksek makamlarca sorgulanıp hesap vermek zorunda kalma olayı çok can sıkıcı bir durum.

    problem öte dünya: hadise gerçekten doğruysa harbi hapı yuttuğumuzun resmidir. yok, mesele cehennemde yanmak değil de öldükten sonra tekrar dirilmenin kendisi çok boktan bir durum, sorgulaman yapıldı, imtihanını ve hesabını verdin; muhaseben yapıldı; şu kadar cehennem şu kadar cennet kısmı halloldu diyelim; insan kendi kompleksleri ve bunalımları ile sonsuza kadar nasıl boğuşur yahu?

    problem bu dünya: öldükten sonra tekrar dirileceğine inanıyorsun ve evelallah hesaplaşmanın senin lehine gerçekleşeceğine de emin olduğunu sanıyorsun, ama böyle bir şeye aslında hiç bir zaman emin olamadığın için içindeki kuşku giderek bir saplantıya dönüşecek. öldükten sonra tekrar dirilip hesap verme saplantısı insana hayatı daha yaşarken zindan eder. sürekli ikirciklisin...sürekli tedbirli ve temkinlisin... hayatın, nefsin için aldığın önlemlerle ve yoksunluklarla geçiyor. durmadan öte dünyayı düşünmekten sürekli tedirginsin ve bu yüzden bu dünyayı doğru düzgün yaşayamıyorsun... peki ama bu eziyet niye? hayat nerde kaldı bu durumda?

    problem genel: madem dirilecez niye ölüyoruz amk ya...hayat dolu dolu, yardıra yardıra yaşansın ve bitsin arkadaş...burada veya öte dünyada, ama bir sefer olsun, temiz olsun...
  • umarım gerçektir.

    boku yesekte yemesekte gerçek olmasını dilediğim yer, burası yeterince kirlenmiş.
hesabın var mı? giriş yap