• cay yetiştiricileri yani çiftçiler ürünlerini topladıktan sonra herhangi bir işleme tabi tutmazlar, cuvallar halinde dizilen taze yapraklar önce çay alım yerlerine ulaştırılırlar. hangi fabrikayla anlaştıysanız onun çay alım yerine çaylarının götürüp, tarttırıp ve defterinize işletirsiniz. bu merkezlerden de çaylar fabrikalara oradan da evlerimize, mutfaklara, bardaklara dolar...
  • super bir yerdir. gorusemeyenler orda gorusur , cay bohcalarinin uzerine oturup sohbet edilir.
  • sırtta elli altmış kiloluk çay çuvallarıyla engebeli yolardan sonra varılan ve bir o kadar da orda tatava yaşanan yer. en zevkli an ise çay kamyonunun üstüne çıkıp tepinmek. dokuz yaşında yaptım simdi gitsem izin verirler mi bilmiyorum.
  • eger cay alim yeri sizin eve yakinsa bir anda gelen giden bir suru yasitinizla cilginca eglenebilecegiz dogu karadeniz koy aktivite mekani. bir nevi koy agorasi. cayliklar arasindaki bu mekan cayin yesil haliyle gorulebildigi son duraktir bir cocuk icin. bir turlu anlasilmaz nasil olup da simsiyah geri dondugu.
  • oraya cay tasimaktan deli gibi kactigim, ama direkleri olmasa bir futbol sahasini andiran yapisi icinde bolca alman kalesi oynamisligim olan mekan...

    ayrica bohcalar bosaltilirken ustune cikinca arada hos bir sicak hava vurur yuzumuze. bunun tadi da hicbirseyde yoktur.
  • çay kesildikten sonra 24 saat içinde işlenmesi gereken bir bitki olduğu için zaman önemlidir, çiftçinin bir an önce cayı elinden çıkarabilmesi için hemen her köyde en az bir alım yeri yapılması gerekir.

    evin bir kısmı çaylıkta çalışırken eksper'in geliş saatine göre başka biri de -kuvvetle muhtemel evin en büyük erkeği- o zamana kadar kesilmiş çayı yüklenip alım yerine götürmek durumundadir. işte o zaman evin küçükleri (ve dahi bazı büyükleri) için eğlence başlar.

    genellikle kamyonla, zaman zaman da el arabasıyla taşınan çayların arasına karışan muhakkak bir iki velet görürsünüz. eğlence ise bu kısa yolculukta değil, çaylar tartıldıktan sonra fabrikaya götürecek olan kamyonda "çay tepme" faslında kopacaktır.

    önce herkes kendi çayını tarttırır, tartılan çaylar "çay karnesine" kilo olarak işlenir. bazen kota olur ve herkesin tarla büyüklüğüne göre belli bir sınırı olur, köylü de bu miktara göre çay satabilir. tartılan her çuval teker teker bohçasıyla kamyona aktarılır (buna da halk arasında ahtarmak deniyor). bu sırada küçükler çıkar kamyonun üstüne, bir yandan çaylar dökülüp havalandırılırken bir yandan da ayakla ezmeye başlarlar. ayakkabı yerine giyilen köy lastiği bileği kavramadığı için zaman zaman çayın içine karışıp gitme riski vardır, bunu biliyorsa eğer yukarı çıkan (yani ilk defa gelmiş misafir değilse ya da uyarılmışsa) ayakkabılarını muhakkak aşağıda bırakmıştır.

    bir yanda havada uçuşan yapraklar, kocaman kamyondaki kilolarca çayın üstünde tepinmek, birbirini itmek, düşürmek hem çocuk için hem de yorgunluktan iflahı kesilmiş dedeler için keyiflidir.

    sonunda da coğrafya el veriyorsa muhakkak elbiselerle derenin buz gibi suyunda yüzülür ki, bu da alım yerlerinin dere kenarında yapılmasını elzem kılmıştır.

    en nihayetinde kış gelir, çay tepme hayalleri için yine bir karne alma mecburiyeti önünüze dikilir. yaz gelse okullar kapansa da köye çay satmaya gidebilsem diye hayallere dalarsınız..
  • içerisinde deli gibi top oynadığımız, öğleden sonraları için en güzel eğlence merkezi olan yerlerdir. içerisi boşken bilyeli arabalarla yarışıp, çayın kamyona döküldüğü yerden uçmuş olan büyüklerimiz de vardır.
  • "çay alım yeri" diye yazilir, "çay alim yeri" diye okunur.
  • dışarıdan şöyle görünür:
    http://www.facebook.com/…7ae2b98&id=100000329615302
    insanlar varken de böyle:
    http://www.facebook.com/…d8a6af0&id=100000329615302

    resimlerde görülen trbaların, torbalardan yapılmış bezlerin içindekiler ve kamyonun kasasında üzerinde tepinen kişilerin olduğu yeşil şeyler içtiğiniz çaydır.
    oradaki insanlar artvin ili hopa ilçesi çavuşlu köylüsü. topladıkları çayları bir an önce tarttırıp kamyona boşaltıp evlerine gitme derdinde. yine de çoğu kez acelesi olanlar hariç herkes, herkesin çayı tartılıp bitene kadar birbirine yardım edip evine bir saat geç gitmekten çekinmez.
  • (bkz: alim)
hesabın var mı? giriş yap