• kim oldukları beni ilgilendirmiyor. ben yazıları okuyorum zira, adamına göre değerlendirmiyorum mümkün oldukça.

    ama sorunlu bir durum var bu kişileri suçlayanların çoğunda. bir kere bu savaşa karşı olan herkese bu yafta yapıştırılıyor, "öldürün gebertin, orospu çocukları" türünden şeyler yazmayan herkes bu kategoride değerlendiriliyor. ikincisi, gerçekten sempatizan olanlar yok mudur, gayet tabi olabilir. sorun şurada, bu kişilere deniyor ki: sen silah tutmasan da terörist sayılırsın, çünkü bu adamlara sempati besliyorsun, yazılarınla onların işine gelen şeyler yazıyorsun bilmem ne.

    bence bu neden bir sorun? "terör" deyimini kim tarifledi? neye terör denir? evet bugün çok kullanılan bir kelime ama, sadece ağır silah kullananlar için kullanılmaktan sıyrılmış durumda bu kelime. aslen çok da yeni bir anlamı var tarihsel açıdan. 11 eylül'le biçimlenen anlamıyla kullanıyoruz biz terör kelimesini.

    geçmişten günümüze devletler ve onların kanunları en ağır yaptırımları kendi varlıklarına doğrudan yönelen kimselere uygulamışlar. aslında kendi mantığı açısından gayet mantıklı bir şekilde. bizde de bu böyledir, taş atan çocuk 10 yılın üstünde ceza alır ama banka soyan 3-4 yılda yırtar gider. bu, basit bir hatadan kaynaklanmıyor, bu sistemin işleyişi, bir koruma mekanizması, varlığını oturttuğu pratik.

    ama devletler kendi başlarına varlıklar değiller. onların bir yönetenleri var. bizim için parlementer bir demokrasi, hükümet var kısaca. devleti o yönetiyor, oraya muktedir olacak güce erişen. ve seçimden seçime, yahut darbeden darbeye diyelim, bu iktidarlar değişiyor. sermayenin, derin devletin, uluslararası stratejilerin el değiştirmesiyle değişiyor vs vs. doğal olarak, devletin, yani onu yönetenin çıkarları da değişiyor. doğal olarak düşman da değişiyor.

    sistemin, suçların sıradan insanın algısıyla orantısız gibi duran bu cezalandırma yapısı, düşmanın varolduğu noktaya göre belirlenebiliyor. ve örneğin ülkemizde "ergenekon" diye bir örgüte bu tanımlara uyduğu için terör örgütü deniyor. kimbilir, müneccimliğin alemi yok, içerdeki kimseler iktidarda olsaydı, aynı şey şu an iktidardakiler için sözkonusu olabilirdi, neyse.

    eğer; başta belirttiğim gibi, açıklamalarıyla örgüte veya ona yakın kurumlara benzer şeyler söyleyen herkese aynı muamele edilecekse, ve bu da sistemin işaret ettiği "terörist" tanımının içine girmekten kaynaklanıyorsa; yani silah tutarak bir şeyleri savunanla, silahsız bir şekilde bir şeyleri savunanları aynı kefeye koyacaksak bu sorunlu bir ifade oluyor işte.

    bir kimse istediği şeyi savunabilir. karşı çıkılan nokta bunun, şiddetsiz, dostane yoldan çözümlenmemesi değil midir? ben bilemem neyi destekliyorsunuz ama örnek vereyim çok kolay olmasa da "federatif yapıya geçmek" tartışılmaz bir şey midir? hayır. nitekim netekim paşa başta olmak üzere bu konu tartışılıyor. siz karşı görüş bildirirsiniz, başkası destekler.. sıkıntı her ne savunulursa savunulsun ele silahı alındığında ortaya çıkıyor. karşı çıkıldığında kabul gören nokta burası.

    ama eğer, silahlı mücadeleyle, salt insanların düşüncelerinden ötürü onları yargılayıp en ağır yaptırımlara tabi kılmaya çalışırsanız, işte bunun adı faşizm olur. aynı şey tersi için de geçerli, o kişilerin görüşlerini dayatmaları kısmında. ve eğer böyle olursa, sizden daha güçlü birisi çıkıp -örneğin hükümet- hiç eline silah almamış insanlar da dahil olmak üzere pek çok insanı "terörist" ilan eder -tıpkı ergenekon'da olduğu gibi.

    eğer bahsettiğim farklı kesimler arasında sırf savundukları şey bakımından bir fark gözetiyor ve birilerine terörist, diğerlerine vatansever diyorsanız, vatansever dediklerinize başkalarının terörist demesini siz meşrulaştırıyorsunuz demektir.

    ve insanların düşüncelerinden ötürü birilerinin beğenmesine göre değişen yargılamalara tabi tutulduğu bir yerde de hepimiz bir gün terörist olma ihtimaliyle yaşamaya mahkumuz demektir.
  • epistemolojik kopuş denen olgudan bahsedildi geçenlerde buna benzer bir konuda. ayrıntılarına girmeyeceğim zira araştırıp öğrenme zahmetine katlanan olur belki. kuzum taraf olmak önemli bir olgu biliyoruz ama şu sözlükte bunu cidden demogoji aracı olarak kullananlar var, ne desem bilemedim. demokrasiden, adaletten, insan haklarından bahseden ve bunu her türlü yaftalama girişimlerine göğüs gererek yapan insanların basit düşünce yapısına sahip olduğunu iddia etmek temelsiz düşünmekten başka bir şey değildir, öncelikle bunun anlaşılması lazım. asıl basit düşünmek, epistemolojik kopuş yaşayıp normalde yapılmasına kesinlikle karşı çıkacağı bir olayı tabularına sıra geldiğinde savunmaktır. işte bu basit bir düşünce yansımasıdır, zira tamamen içgüdüsel gelişir ve beyinde fazla düzenlenmez , ağızdan hop diye çıkar. bu bir.

    kürt halkının coğrafi konumundan dolayı yüzyıllardır ezilmesi, arada kalması o halkın suçu değildir. bizim gibi sempatizan olarak nitelenenler - nasıl oluyorsa o iş?- saddamın yaptıklarından sonra sınırlarını açan aynı türkiye cumhuriyeti'nin 2. dünya savaşından sonra mahabad kürt cumhuriyetinin ortaklaşa yok edilmesine de bizzat katıldığını bilmektedir. eğer tarihsel konuşulacaksa öncelikle bilmek lazım, bir olayın tarihsel olarak nitelendirilmesi için aradan belli bir zaman dilimi geçmelidir. biraz daha eskilere bakmak, gerçekten tarihsel olabilmiş konulara da eğilmek lazım bi şeyler söylemeden önce. bu iki.

    pkk çözümlenmek isteniyorsa eğer, pkk'nın kürt halkından ayrı düşünülmesi sonuca ulaşmayı sağlamaz. çünkü sorun aynı ise ve o soruna dair çözümler hiç değişmiyorsa bu eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. soruna üretilen çözümler sonuçsuz kalıyorsa eğer, çözüm yolunu değiştirmek lazım. pkk denen olgu, kürt halkının hem iliklerine kadar işlemiştir,aynı halk bu olguyla aslında uzaklık da taşımaktadır. zıtlıkların birlikteliği ve diyalektik öğrenelim bence biraz. bu üç.

    haftanın en beğenilen entry'lerinde üst sıralarda yer alan bir enty'e göre insan haklarını, adaleti ve dominant tarafın olmadığı birlikte yaşamı savunmanın adı sempatizanlık oluyorsa ve ben ve benim gibi düşünen insanlar sözlükten uçmuyorsa bunu da avrupa insan hakları sözleşmesinin 6. maddesindeki "bireyin adaleti temin talebi " hakkına borçludur. hukuk bilmeden hukuk ve yaptırım hakkında konuşmak da gülünç olmaktan bir adım ileriye gidemez. bu da dört.

    tanım: adalet isteyen ve militarizmden nefret eden kişilerdir.

    oldu mu?
  • sözlükte de, her yerde olduğu gibi anında örgütlenebiliyorlar.

    tamamen iyi niyetle yazdığım bir entry, evden çıkmadan güzel güzel şukelanırken eve geldiğimde hop selamın aleyküm.

    entry için; (bkz: #19709733)
  • bu şahıslar kim(ler)se, kürt sorununun hatta bu konuda birilerinin bir şekilde hassasiyet gösterme sorununun sözlükteki entirilerin ne kadar oylandığına bağlı olarak bile değerlendirilebildiğini göstermesi açısından önem arz ettiklerini bilerek ona göre hassasiyet ölçülerini yeniden gözden geçirmelidir. nitekim kürtçedeki en güzel kelimenin "pkk'nın köküne kibrit suyu" cümlesini tek başına karşılayan bir kelime olmasıyla ilgili ulvî bir tespitin kötülenmesi için pek âlâ, pek vahşi, barbar, denyoluğu doğuştan aktif gelmiş bir pkklı olması gerekir ve sözlük böyle naçizane bir entiriyi ötelediği için pkk'ya meylettiği şeklinde yorumlanan yazarların örgütlü direnişine pek maalesef şahitlik etmektedir. oysa evden çıkmadan önce güzel güzel şukelanan nadide entirilerin eve gelindiğinde şukela komasına sokulmuş olması gerekiyordu. ama pek maalesef sözlükteki örgütlenebilirliği ideolojinin ittirmesiyle sonradan siviç on gelen pkk sempatizanları bu oyuna çomak soktu(lar). sokmaya da devam ediyorlar.

    wywh'nin (yahveh yahveh) kabahati yok elbette, o nadide entirisini girip eve döndüğünde güzel entirisinin günün beğenilenleri listesine girdiğini göreceği umuduyla evden çıkmış ve döndüğünde sözlükteki insafsız pkk sempatizanları tarafından yapılan çok kötülü saldırıda şehit olan entirisiyle karşılaşıp kendini yerden yere vurmadan, mağrur bir şekilde sözlükteki pkk sempatizanları başlığında bu örgütlü sempatistlere (sempatizanlığa sempatiyle bakan şempanzeler anlamında) haddini bildirmiştir. çünkü sanal bir ortamda herhangi bir görüşün kötülenebilmesi muhakkak örgütlü sempatizanların işi olmalıdır, dahası örgütlenmek de başlı başına kötü bir şey olduğuna göre, <dogmatist bir muhakeme neticesinde> kötüleyen ve örgütlenen eşitlenmiştir. satır arasından sırıtan örgütlenme korkusu, bir tür burjuva refleksi gibi okunabilirse de, en nihayetinde evden bireysel bireysel çıkıp, örgütsüz bir şekilde kürtçedeki en güzel kelimeyi belirleyebilmek kendi başına bu korkuyu besleyen bir unsur olarak değerlendirilebilir, bu yüzden refleks varsa, yani illa bir refleks uyduracaksak, buna örgütsüzlük özlemi ya da nejat örgütsüzoğulları refleksi diyebiliriz.

    ne mutlu örgütlenmeyen, anti-pkklılara.
  • yani yazmayayım diyorum ne zamandır lakin bir yere kadar. insan sinirlerine hakim olmakta zorlanıyor kimi entryleri görünce.

    hâlihazırda 3-4 tane var elimizde bunlardan. dönem dönem birlikte dönem dönem nöbetleşe takılıyorlar. pkk yörüngesinde solculuk oynayanlardan bahsetmiyorum, bunlar bildiğin pkk yandaşı. yazdıklarının çıktısını alıp ilgili kurumlara versen gerektiğinde bulunup toplanmaları ihtimal dahilinde.

    faşistten daha faşist bir yaklaşım sergileyen, asker/sivil binlercesenin yaşama hakkınını elinden alan ve avrupa birliği'nden birleşmiş milletler'e kadar bilumum uluslararası kuruluşun resmen terörist ilan ettiği bir örgütün propagandasını yapmakta bir sakınca görmeyen bu gürûh 2010'da artan terör olaylarına paralel olarak sözlükte sesini yükseltiyor haliyle.

    seviyorum hepsini, evet.
  • neredeyse tamamı gg alakası olmayan bir inkar içindedir.

    malum gg etrafından dolaşarak yapılabilecek bir çok ima, destek vs. mümkündür. bunun esas sebebi sanırım uluslararası düzeyde terörist ilan edilen bir örgütün sempatizanı olarak anılmaktansa, solcu, özgürlükçü, anarşist aynı zamanda pkk'ya destek veren biri olarak anılmanın daha havalı olması, kulağa hoş gelmesi, manevra alanının çoğalması.

    şu terörist/gerilla muhabettinin laciverti işte.
  • askerimizin şehit olmasına sevinen şerefsizlerdir bunlar. içlerinde gram insanlık, şeref ve haysiyet bulunmaz.
  • sözlük tarafından bilgileri savcılığa verilerek haklarında suç duyurusunda bulunulması gerekir.
  • ikiyüzlüdürler efenim, riyakar, kokuşmuş ve de utanmaz. onlar için her şey mübah ve hak iken karşıt görüşlü her davranış, düşünce faşistliktir. onlar kürt türk demeden insan öldürülmesine bile kulp takacak, hak hukuk, gak guk diyecek kadar şirazesi kaymış tiplerdirler. kısacası siktir edin bu tipleri, tartışmaya girmeyiniz. ayrıca "vicdanlı olmak", "gerülla", "demokratikk hakkımız" gibi kelimeleri çok severler. adam yerine koymayınız, nacizhane tavsiyemdir.

    edit : ayrıca şunu da ekleyeyeyim. zö giden entrylerimin övünç kaynağı olma sebebidirler. hangi cici sempatizan abdullah öcalan ve pkk odaklı entrylerim için eksi veriyorsa ellerine gurban*
  • son savcılık olayından sonra tepki ayağına bir kısmı sözlüğü bırakmıştır.

    klavyeden esip gürlerken, önderlik ve pkk'ya övgü yağdırırken iyiydi ne oldu?

    hani ateşin çocukları hakları için kana boyuyordu her yeri?

    orta asyadan göçmüş ilker, barbar, bozkırda kıl çadırda kopuz çalıp, kımız içenlere saydırırken bir anda gg olmadığı için silinmeyen propaganda içeren entrylerden tırsıp ifadeye çağrılma ihtimalinden bile korkup kaçmalarına yetmiştir bu denyoların.

    bugün dine sataşanlar alındı, yarın muhalifler, liberaller vs. alınabilir. mevcut durumda kimse tam anlamıyla sırtını sağlam yere vermiş değil ama en önden seke seke kaçmak ne ayak?

    aha görün bu tabansız dingilleri...
hesabın var mı? giriş yap