• tıp kitaplarından öte ekoloji kitaplarında anlatılan hastalık. çünkü sözkonusu hastalık asetaldahit sentezi yapan bir fabrikanın atıkları sonucu besin zincirine giren metil civa'nın nasıl zincirin en üst noktasına kadar zarar verebileceğini gösteren çok net bir örnektir.
  • yaklasik 60 yili asan bir tarihe sahip hastaliktir. ancak bu hastaligin literature gecmesi ile birlikte minamata ilcesi bir cok acidan unlenmis ve ekonomik acidan kalkinmaya gecmistir.
    ayrica bu hastalik ile birlikte sivil toplum orgutleri ve ilce sakinlerinin hareketlenmesiyle devlet bircok kez ozur uzerine ozur dilemistir.
    yine minamata hastaliginin yayginlasmasindan sonra japonyada cevre kirliligine karsit toplumsal hareketlerin yayginlastigi, cevre bilincinin oneminin bir kat daha fazla anlasildigi gorulmektedir.
    minamata hastaliginin ortaya cikmasiyla bu ilce bir baska acidan da dunya literaturune gecmistir. bu japonyada genelde 5 ture ayirilan coplerin bu ilcede 23 ceside ayrilmasidir.
    ayrintilar icin
    (bkz: coplerin 23 ceside ayrilmasi)
    (bkz: minamata)

    ayrica (bkz: maruyama sadami)
  • kimya fabrikasi, chisso corporation, aritilmamis atik sularinda tasinan yuksek oranli agir metallerin dar bir cografi bolgede, minamata - kumamoto, birikmesi ve bolgede yasayan deniz canlilarinda biriken civanin cevre halkina ve besin zincirine katilimiyla gerceklesmis organik civa zehirlenmesidir.

    1956 yilinda patlak vermis ve ardindan 1965'te bir de niigata'da showa denko'nun neden oldugu benzer hastaliklara kadar da tam olarak japon devletince kabullenilmemis hastalik.

    deniz dibinde birikme o denli yuksektir ki, tonda 2 kg kadar hg, birikme nedeniyle chisso ileriki yillarda bir yan sirketle bu hazir biriken "camurdan" civa uretip satmistir.
  • metilcivanın kronik olarak yutulması ve santral sinir sisteminde akümulasyonu sonucu görülen, işitme kaybı, duyma kaybı, denge bozukluğu ile seyreden kronik hastalık. bu hastalıktan anne karnındaki bebekler de etkilenir ve o minimata bay olayındaki bebekler şimdi 40-50 yaşlarında olup bu hastalıkla yaşamaktadırlar. bebekler bu hastalıktan daha ağır biçimde etkilenir çünkü metilciva plasentayı geçip bebeğin sinir sisteminde akümüle olur ve erişkinden farklı olarak mental- motor gelişim sürecini de bozar.
    civa aslında bildiğin hg, bunu yutunca (misal derecedeki civayı yuttun) barsaktan emilmez, filmde ışıl ışıl yanıp sonra 2-3 gün gibi olduğunu tahmin ettiğim bir süreçte malum yolla barsaklardan temizlenir.
    aynı civayı, hg, solursanız işler değişir çünkü kendisi bu haldeyken alveolden emilir, sonra eritrosite geçer, orada katalazla iyonik forma geçer, bu form lipitte çözünmez haliyle ve böbrekte birikip renal hasar yapar. eritrositler tarafından dönüştürülemeyen kısmıysa kan- beyin bariyerini geçip beyne gider. orada yukarıda söylediğim şeyleri yapar.
    ikinci bir seçenek, pil yedin, dişledin. oradaki civa iyon formunda hg+1 veyahut hg+2. bunun %2-10 kadarı barsaklardan emilir. sonra da nereye gider, işte böbreğe. ama bunu her gün yapıyorsan ( her gün bir pil!)*o zaman bu akümülasyon kan beyin bariyerinin sınırlarını da zorlar ve beyin de etkilenir.
    gelelim en kötüsüne. chisso şirketinin minamata bay'de yediği halt (1951-1968): organik civa zehirlenmesi. civa metillenirse liposoluble olur. hem de metil dediğin ne ki küççücük bişey. lipid membranları kolayca geçer, %90 oranında barsaktan absorbe olur ve lipid yüzdesi en yüksek yer olan beyinde birikir. sonuç işitme ve görme kayıpları, denge kaybı, konuşma bozuklukları, halusinasyonlar, nöbetler ve ölüm ve* 'li bebekler. bu şirket asetaldehit üretirken civalı bir katalizör kullanmaktaydı ve reaksiyonda byproduct olarak metilciva açığa çıkmaktaydı, bunu da minamata körfezine saldılar. ilk vaka konuşma ve yürüme güçlüğü ile geldi 5 yıl sonra. ve sonra vaka sayisı giderek arttı. fantastik olan, o dönemde körfezden çıkan balıkları yiyen kedilerin tuhaf hastalığına da "dancing cat" denmekteydi. tüm bunlara rağmen fabrika 30 yılı aşkın süre sırf hastalanan insanlara para ödeyerek ve civayı nehre döküp daha da yayarak aynı katalizoru kullanmaya devam etti. 2001 yılı itibariyle bölgede 2000 küsür resmi minamata kurbanı vardır ve bunların 1700 civarı ölmüştür. ve şirket 10000 kadar kişiye tazminat ödemiştir. göstermelik para cezaları ödeyerek halen üretimini sürdürmektedir. *. ikinci fantastik noktaysa ilk başta hastalığın nedeni başta anlaşılamadığından bu insanların üşütük damgası yemesi. hızlı sanayileşme, doğu toplumlarına özgü alt sınıf olanın hayatını birazcık önemsemekle birlikte onu pek de insan yerine koymama, koyamama, sıkıca bağlı olunan gelenekler, deliler, fabrikalar, değişen algılar danseden kediler ve doğanın sürprizli sinsi intikamı. al sana anime ruhu*. kesin minamata'ya gönderme yapan bi tane de vardır. bilen varsa onu yeşil bi kutuya koysun*
    ayrıca (bkz: mad as a hatter)
  • japonya'nın minamata şehrinde, chisso corporation isimli şirketin, 30 yıla yakın bir süre boyunca tüm endüstriyel atıklarını denize boşaltması, ileri düzeyde zehirli olan metil-civanın körfezdeki tüm deniz ürünlerinde birikmesine yol açtı. bu deniz ürünleriyle beslenen halk ve hayvanların tamamı cıva zehirlenmesine uğradı. felaket, minamata hastalığı denen ve 1956'da keşfedilen korkunç bir hastalığa yol açtı. yüksek miktarda cıvaya maruz kalmanın etkisiyle gerçekleşen bu nörolojik hastalık, görme kaybından vücut felcine, komaya ve ölüme yol açıyor.

    2265 kişiye minamata teşhisi koyuldu; bunların 1784'ü hayatını acı içinde kaybetti.
  • yamulmuyorsam, vedat milor'un da muzdarip olduğu rahatsızlık.

    zangır zangır titreyen ve artık çatal bile tutamayan ellerinin, yediği balıklardan dolayı yaşadığı civa zehirlenmesinin sonucu olduğunu açıklamıştı. birebir aynı hastalık mıdır bilemiyorum.
  • hastalıkla ilgili ekşi sözlük yazarları az çok bilgi vermiş. bu hastalıkla ilgili beni en çok etkileyen shisei kuwabara'nın 1960 yılından itibaren fotoğraflanmış görselleridir.

    shisei kuwabara 1960 yılında minamata hastanesi başhekiminden izin alarak hastaların fotoğraflarını çekmeye başlamıştır. 1962 yılında açtığı minamata sergisiyle ödül almış, 1965 yılında bir kitap yayınlamış ve ömrünün 40 yılını minamata’yı fotoğraflamaya vakfetmiştir.

    görsel

    fotoğrafta görülen tomoko doğuştan minamata hastasıydı. annesinden metil cıva anne karnında bedenine geçmiş ve bu nedenle doğuştan ağma, sağır ve belden aşağı felç doğmuştur. fotoğrafta tomoko 'nun ince bacakları, kısa kalmış gövdesi pençe biçimindeki elleri civanın insana neler yaptığının en ince ayrıntısıdır.
  • hakkında zamanında çok sağlam soru yazdığım hastalık. civanın insan vücudundaki tüm etkilerini gösterir.

    civa çocukta kan beyin bariyeri çok gelişmediği için maruziyetinde merkezi sinir sistemi hasarı verir. bilinmesi gereken ise toksik etkiler bırakan inorganik civa değil, organik civadır.
hesabın var mı? giriş yap