• pek yeterli bir yer sayılmaz yine de ama kadıköy halk ve çocuk kütüphanesiyle kıyaslandığında bir hayli iyi denebilir...
    genelde pek tenha olduğundan önünüzde ikiden fazla kitap açıksa hemen kütüphane görevlisi sanılıyorsunuz bir de... genelde yönelen sorular "abla ben folklor şeyini bakıyorum nerde acaba" , "abla örtmen ödev verdi metabolizik şeye bakıcakmışız", "şey afedersiniz atatürk'ün hayatı nerde" şeklinde oluyor, böylece ilköğretim kuşağının ne denli sıkıcı bir hayat yaşadığına şahit oluyorsunuz.
  • rasimpaşa mahallesi. nüzhet efendi sokak no: 73 kadiköy/istanbul adresinde bulunan, telefonu 0216 336 73 50, faksı ise 337 95 25 olan kütüphane. kendilerine kadikoykutuphanesi@ttnet.net.tr email adresinden de ulaşılabilir.
  • cumartesi günleri 8.30 - 17.00 saatleri arasında açıktır.
  • kadıköy rıhtım'da murat muhallebicisi var. bildin mi? onun yanıbaşındaki caddeden gir. çık çık çık, fırın var bir tane. simit 50 kuruş. sıcacık, her daim taze. kütüphane dönüşü alırsın bir tane. kütüphanede yeme. onu geçince hemen sağdan gir. hemen köşe başında. sıradan bir apartman girişi gibi. kapıda ''mesai saatleri'', ''üyelik koşulları'' falan yazmasa kütüphane olduğu mümkünü yok anlaşılmaz. tepedeki tabela, kafa iyice yukarı kaldırılmadıkça görülmez çünkü.

    içeri girdiğinde sol tarafta bir oda var. o odada bir görevli. ona kimliğini veriyorsun, karşılığında bir numara alıyorsun. o numarayı çıkışta verip, kimliğini geri alıyorsun. o görevlinin odası, kışın fena halde çay kokar. fena halde ama. elektrik sobası sıcaklığı ile çay kokusu, o odaya dışarıdan ilk girildiğinde insanın burun kanatlarını uçurur.

    giriş katında çocuk kitapları var. hiç girmedim, bilmiyorum ne var ne yok.

    üst katta türk ve dünya klasikleri var. ayrı bir kitaplık dolusu da ''yeni çıkanlar'' bölümü. buradan, dikkatle incelendiğinde ilgini çeken bir kitap bulman mümkün.

    bir üst kat biraz daha zengin. eski püskü, daha hiç kapağı açılmamış kitapların yanısıra, nispeten bilindik ve daha yeni kitaplar da var.

    bunun da üstünde olan katta internet salonu var. hayatımda ilk kez ''f klavye'' ile burada tanıştım. çok karışık geldi. bilgisayarla ilk tanıştığım zamanlardaki bocalamayı yaşamıştım. işaret parmağımla, harflere tek tek basarak yazmaya çalıştım. gerçi çok yazacak bir durumum olmadı. zira internet odasında her ne kadar bilgisayarlar gıcır gıcır, yepisyeni olsa da ekşi sözlük, facebook, hotmail gibi belli başlı sık kullanılan sayfalarım yasaklanmış olduğundan fazla kalamadım.

    bu kütüphaneye gitmeden önce mutlaka tuvaletinizi yapmış olun. tuvaletleri çalışmıyor çünkü. bayanlar tuvaleti kilitli. kapının anahtarı da , fotokopi makinesinin arkasında asılı. çok sıkışırsanız alın girin ama, sifonlar çalışmıyor ona göre.

    üyelik için, evinizin adresine gelen bir fatura ve kimlik fotokopisi götürün. anında üye oluyorsunuz. üyelik kartı elle yazılıyor.
    bir batında 3 kitap birden alabiliyorsunuz. 15 gün içinde geri getiriyorsunuz. geri getiremeyecekseniz süre uzatma isteyebiliyorsunuz.

    velhasıl, dolu dolu muazzam bir kütüphane olmasa da biraz işinizi görür.
  • rutubet kokusuyla hatırladığım kütüphane
  • rasim paşa mah. nüzhet efendi sok. no: 73 kadıköy adresinde bulunan pazar günü hariç her gün, 08.30-17.00 saatleri arası açık olan yaklaşık 18.000 kitaba sahip kadıköy un en büyük ve en eski kütüphanesi.
  • uzun bir aradan sonra geçen gün gittim. uzun bir ara dediğim rahat bi iki sene gitmemişimdir. birkaç saatlik boş vaktim vardı. yanımda da okumak istediğim güzel bir kitabım var. cafelerde kitap okumaktan çok hazetmiyorum. hem gürültülü oluyor, hem de gelip geçen insanlar dikkatimi çekiyor, onlara bakasım geliyor.

    kütüphane gene aynı yerinde duruyor. murat muhallebicisinin olduğu sokaktan giriyorsun, aziziye hamamı karşısındaki sokak.

    giriş katta çocuk kitapları bölümü duruyor gene.

    üst katını bilgisayar odası yapmışlar. önceden orada kitaplar vardı. şimdi bilgisayarlarla dolmuş. kimsecikler de yoktu.bilgisayarlardan kütüphane üyeleri faydalanabiliyormuş. girişte öyle yazıyor. o odada görevli memur, eminim üye olmayıp da bilgisayarları kullanmak isteyenleri dövüyordur. öyle soğuk bir bakışı vardı.

    üst kata çıktım, 3.kat. okuma salonu burası. eskiden de şimdi de bu kütüphanenin okuma salonunda test çözen en az iki kişi her daim var. hep de merak etmişimdir neden buraya gelip test çözüyorlar? evlerinden rahat değiller mi acaba?

    bu kattaki kitaplar biblo gibi. süs. açılmamış, bakılmamış, toza toprağa bulanmış. okumalık kitap değiller zaten, araştırmalık eserler. özel olarak işin düşmedikçe okumazsın. o türden. ama gene de insan bir tozunu alır yaa.

    4. katta roman falan, daha okumalık kitaplar vardır herhalde diye düşündüm ama 4. kata tam çıkamadım. kapısı kapalıydı. üzerinde hiçbir şey de yazmıyordu. tabele falan da yoktu. tırstım açmadım kapıyı. ama tahminim orada daha güncel eserler vardır. yani olmalıdır. çünkü yoksa benim küçük odamdaki mütevazi kitaplığım bile bu kütüphaneden daha zengin sayılır.
  • bugün gittiğim ve pek beğendiğim kütüphanedir.üçüncü katını sadece ders çalışmak isteyen öğrenciler için ayırmışlar ve gerçekten rahatça ders çalışılabilecek bir ortam vardı.ama tabi birde hafta sonu görmek lazım.bu arada hafta içi kapanış saati 18:45 imiş
  • küçükken babamla gittiğimiz kadıköy'deki kütüphanedir. hani derinden gelen ve insana çocukluğunu hatırlatan bazı şeyler vardır ya, bu kütüphane de öyledir benim için.

    buradan babalara sesleniyorum, çocuklarınızı kütüphaneye götürün. onlara ileride hatırlayacakları güzel anılar bırakın.
  • universitedeyken bi ara sürekli gidiyordum. bir arkadasim önermişti. hatta üyeligim vardı kitap ödünç aliyordum. bigün kitap iadesi icin gittigimde (giriste sag tarafta çocuk kitaplarının olduğu bolumdeki gorevliye teslim ediliyordu ödünç alınan kitaplar) oradaki babam yaşındaki görevlinin sözlü tacizine uğradim. hatta gelip dokunmaya kalktı bağırdım güvenlik görevlisi kadın geldi. yanlış hatirlamiyorsam müdür geldi ve kadindi. adamin ilac kullandığı cok sağlıklı olmadığını bir sürü sey anlatti. mevzuyu büyütmemem gerektiğini felan söylüyordu. soktaydim zaten ben ağlıyorum bağırıyorum felan. ilk defa başıma böyle birşey gelmisti. kendimi caresiz hissedip aglayarak çıkıp gitmistim. bi daha önünden bile geçmedim. başlığı görünce hatırladım. resmen hafizamdan silmisim. bahsettiğim olay 4-5 sene felan once oldu.
hesabın var mı? giriş yap